bursa escort bayan

Altıparmak Escort Eve Gelen Escort Gemlik Escort Görükle Escort İnegöl Escort Karacabey Escort Kumla Escort Masöz Escort Mudanya Escort Nilüfer Escort Osmangazi Escort Otele Gelen Escort Rus Escort Sınırsız Escort Travesti Escort Ukraynalı Bayan Escort Yıldırım Escort
altıparmak escort çarşamba escort eve gelen escort gemlik escort görükle escort gürsu escort heykel escort inegöl escort iznik escort karacabey escort kestel escort masöz escort mudanya escort mustafakemalpaşa escort nilüfer escort orhangazi escort osmangazi escort otele gelen escort rus escort sınırsız escort üniversiteli escort whatsapp escort yıldırım escort
adalar escort adana escort anadolu yakası escort ankara escort antalya escort arnavutköy escort ataşehir escort avcılar escort avrupa yakası escort aydın escort bağcılar escort bahçelievler escort bakırköy escort balıkesir escort başakşehir escort bayrampaşa escort beşiktaş escort beylikdüzü escort beyoğlu escort bodrum escort bursa escort büyükçekmece escort çanakkale escort çatalca escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort esenler escort esenyurt escort eyüp escort fatih escort gaziantep escort gaziosmanpaşa escort güngören escort istanbul escort izmir escort kadıköy escort kağıthane escort kartal escort kocaeli escort konya escort küçükçekmece escort kuşadası escort malatya escort maltepe escort marmaris escort mersin escort muğla escort pendik escort rus escort sakarya escort sancaktepe escort sarıyer escort şile escort silivri escort şişli escort sultanbeyli escort tuzla escort ümraniye escort üsküdar escort yalova escort
Bugun...


LachishPha Filiz Saban

facebook-paylas
Kafkas Albanyası 3 B Son.
Tarih: 10-09-2023 15:01:00 Güncelleme: 10-09-2023 16:07:00


Dashkurantsi Movzes 3-20’den devam,

HürremiBabak’ın idamı (838), Tiflis Emiri Ishak’ın İdamı (852/55)

Azerbaycan ve Armenia vilayetinde görevden alınan Zurayq da isyancılar arasına katıldı ve yakalanıp Mamun’a gönderildikten sonra ismi  herkeste korku yaratacak kadar bölgede kalan Muhammed b.HumaydBabak ile  savaşında da başarılı idi ama sonra Babak onu askerlerin yaya devam etmesini gereken dar ve  zor bir bölgeye çekti ve Muhammed ile komutanlarının çoğu orada öldürüldü  demiştik (829). Yakubi’den devam edersek Halife Mamun, Abdullah b.Tahir’i (al-Sanani)  tekrar bölgeye atadı ve bu kez al-Jibal, Armenia ve Azerbaycan’ı ona verip oradaki tüm hakim ve vergi tahsildarlarına “Tahir’e itaat edin,” diye yazdı. 

Al-Dinawar’da kalan Tahir, Humayd’ın yeğeni Mahdib.Aşram, Muhammed b.Yusuf ve Abd al-Rahman’a “mevkilerinizi koruyun diye yazdı.” Onlar Humayd’ın kırılan ordusundan kalan komutanlardı.  O sırada Khurasan’daki Talha b.Tahir  vefat etti ve  Abdullah b.TahirKhurasan’a atandı. Azerbaycan’da Babek ile mücadele görevini devralan Ali b.Hisham, Abdullah al Salami’yiArmenia’ya atadı. İsyancılardan Muhammed b.Attap o esnada Jurzan’da kontrolü sağlamış, al Sanariya’ya dönüyordu. Savaş disiplini olmayan Abdullah Attap’a yenilince Mamun  Irak’taki Khalidb.Yazidb.Mazyad’ı bölgeye atadı.  Irak’tan kendi kabilesinden topladığı bir ordu ile yola çıkan MazyadJazira’ya geçti ve buradaki Rabia kabilesinden de epeyce asker toplayıp görev yerine ilerledi. Khilat’takiSawadab.Abdullah Hamid direnmeden teslim oldu. Mazyad oradan al-Nashawa’ya geçti. Buradaki Banu Mahrıb’danYazidb.Hişn kaçtı, MazyadKisal’a vardı ve burada kamp kurduktan sonra Muhammed b.Attap’a yazıp, “Teslim ol.  Sanariya sana itaatkar, dedi. (Sen teslim olursan Sanariya da teslim olur demek istiyor.) Ancak SanariyaAttap’a itaatkar değildi. Mazyad o zaman üstlerine yürüdü ve Jurzan yakınlarında onları yenip, sürülerini ele geçirdi. Ardından 3.000 tay ve 20 bin koyunluk haraç kesti. Çok geçmeden Qaysiyya ayaklandı. Ali b.Yahya al Armani de ayaklanmacılar arasında idi. Khalidb.Mazyad onları yakalayıp Mamun’a gönderdi. Mamun da onları kardeşi Abu Ishaq al Mutasım’a gönderdi ve, “al bunları ve adam et,” dedi. (Tabari’ye göre onlara seçenek verildi: Khorasan’a gitmek  veya Jibal, Armenia ve Azerbaycan’da kalıp Babak ile savaşmak.  Abdullah Khorasan’ı seçti.)

Mamun sonra Khalid’i kardeşi Mutasım’ın yanına atadı ve Khalid’in (Mazyad) yerine de Abdullah b.Masad al Asadi’yi. 

Asadi kısa süre sonra ölünce yerine oğlu Ali yerine atandı. Ancak Ali istikrarı sağlamakta başarısız oldu ve bu sefer bölgeye/kuzeye Mamun lakaplı al-Ḥasan b. ʿAlī al-Bādhghīsī atandı. Qalat (Şiraz)  halkını yenen Hasan al BadhghisiDabil’e geçti ve burada kamp kurdu ve Ishakb.İsmailb.Shuayb al Tiflisi’ye yazıp, “gelirleri teslim et,”dedi; İshaq reddedince Hasan Tiflis üstüne yürüdü. O zaman İshak ödeme yaptı ve Hasan geri çekildi.

*

Movzes 3:20’den devam

 İki sene geçti. BabakTawusi’yi ( Muhammed ibnHumaid al Tusi) yendi. Bir sene sonra (831) Ghet oğlu İbrahim  (İbrahim ibn al-Laithibn al Fadl) ile çarpıştı; o sene Dawon ve Sapuh adlı iki adam, Babak’ın yoldaşı AblAsad denen Stephanos’u öldürdü. Bu StepannosBaghakanetsik’i kılıçla almış, Berdzor (Laçın), Ureats, Karnakash (Muradhanlı), Hakari ve Tapar’ı yerle bir etmişti. Sonra bir kez daha Babak’a ayaklandılar ve Goroz kalesi ile çevresindeki Verin (Yukarı) Vaykunik', Berdzor, Sisakan, Haband, Amaras, Pazkank', Mxank', ve Tri-gawar'ı 12 sene boyunca ellerinde tuttular ( süre hesaplarında herhalde alfabeden kaynaklı  hata var.  Babak 838’de idam edilecek, 831’deyiz) AblAsadStepannos’un arkadaşları sonra suikastçileri yakalayıp öldürdü ve AblAsad’ınkızkardeşinin oğlu Abu Musa diye de bilinen Esayi’yi kendilerine kral yaptılar. O sene Persia’dan gelen ve Arax nehrini aşan BabakAmaras’a girdi ve kaledekileri tatlı sözlerle barışa ikna etmeye çalıştı. Atrapatakan’a ülkesine dönerken generallerinden Rostom’u kuşatmada bıraktı ve asla güçle alma diye sıkı sıkı tembihledi ama Rostom onu dinlemedi.

O vakitler Amaras piskoposu Serop idi. Roma’ya gitti ve imparatordan evvelden vaad edilen Aziz’in kutsal kalıntısından istedi. Söylencelere göre Aziz Gregory’nin sağ kolunu istemişti. Ancak oraya vardı kötü sözlerle karşılandı. Ona dediler ki; “Aziz Gregory geleneğini Grek patrikleri otoritesi altındaki Caesarea’dan almıştı ve yağı kutsama hakkı bile yoktu. Armenianlar 451’Kalkedon’a kadar yağlarını Caesera’dan alırdı ama sonra güçlendiler ve kendilerini Caeserea’dan ayırıp, kendi kendilerini yağı kutsamakta hak sahibi yaptılar ve iddialarına dayanak olarak da havariyattan delil sunmaya kalktılar. Bu ortodox olmadığı gibi mantıksız ve sapkınca idi de.”

21.pasaj 831/2 senesinde  Memun  Bizanslara saldırmaya karar verdi. 100 bin adamı gemilere doldurdu ve Constantinopl’e yolladı ancak haber alan Bizanslılar suyun karşısına geçmişlerdi, kuşattıkları düşmanı Memun dahil öldürdüler (ismini Halife Mamun/Memun’dan alan  birden fazla lakab sahibi var. Tiflis emiri Ishaq’ ile karşılaşan  al-Ḥasan b. ʿAlī al-Bādhghīsī’nin lakabı da Mamun ve  o gerçekten Constantinopl üstüne gider ama ölmüyor bildiğim kadarı ile. Çünkü ..  ) Üç sene sonra emir Badsghi (Mamun diye de bilinen Al-Hasan ibn 'Ali al-Badhghisi) Hilafet emri ile Naxjewan şehrine geldi. Ertesi sene (835/6) 40 gün yağan şiddetli yağmur nedeniyle Kur nehri her zamankinden 15 parasang (70-75 km) ötesine taştı. O sene Caspian denizinde dağ kadar büyük bir ejderha balığı belirdi ve balıkçıların payı olan tüm balıkları midesine indirdi. Denizciler plan yaptı ve kıyıya yakın yerde kıstırdıkları balığı kuyruğundan kılıçlayıp öldürdüler ve Kur nehri onu geldiği yere sürükledi. Ve balıkçılar o zaman tekrar avlanmaya başladı.

O sene ArmenianlarınkatoghikosuDawitSt Gregory topraklarını çalanları lanetleyerek vefat etti.  Hırsızlar Jahab oğlu Abdül Melik, Harch oğlu Abdl Asur ve Abu JaprAratsatsi idi, üçü de can verdi. Onlara ne olduğunu Halife’nin sarayından gelen birinden öğrendik. Halife’nin sarayında sağında shurta denen efendi  (modern EGM veya İç işleri bakanı) oturur, o bütün yürütmenin başıdır ve solunda adalet ve ayrıca bütün dünyanın gelir ve vergilerinden sorumlu efendi oturur; davacılar dokuzuncu saatte huzurlarına çıkar ve ertesi gün kararı alırlar. Bu iki büyük efendi her türlü kamu işlerinden de sorumludur.

837/8 senesinde Bağdat’tan çıkan 12 bin atlı Aghuan ülkesine saldırdı. Zarmirhakan kabilesinden Sahl i Smbatean gözlerini cennete dikip (ölmeyi göze aldı demek istiyor) yoldaşı George ile onlara saldırdı ve kaçırmayı başardı. O sene isyancı Babek’i yakalayan Smbatean bu kana susamış canavarı Halife’ye teslim etti ve karşılığında Armenia, İberia ve Aghuania’yı yönetme hakkı kazandı.

O sene YovhannesArmenia, Iberia ve Aghuania’da beyler beyi oldu ve saraydan ikinci kez Bulxar, Xoyta ve Patgos topraklarını talep etti ( AlisonM.VaccaMuḥammad b. KhālidBukhārākhudā’ denmek istendiğini düşünüyor ama bence burada yer adları gibi anılmış.)

O sene Khazar tarafından gelen serçe büyüklüğündeki çekirge sürüsü Aghuania topraklarının büyük kısmını talan etti. 2 yıl sonra kış çok sertti, epeyce sürü hayvanı ve çoban hayatını kaybetti. Baghakanatsik o sene (840-41) Sisan,Tri ve Amaras topraklarına zarar verdi. Abu Musa Esayi o zaman ayaklanıp onları kovaladı. İki yıl daha geçti (842/3) Khazarların merhametsiz kralı Patgos yaptığı akında öldü ama sonra oğlu geldi ve her yeri yakıp yıktıktan sonra Bağdat’a gitti. Sonra saraydan aldığı emirle ve Arsakashen bölgesinde Gandzak şehrini inşa etti.

*Bu Patgos dediği KhazarMutasım’ınKhazar bölüğü tahmin ediyorum. Buradaki karşılığı unvan olabilir patgospan / fadhusban. Yukarıdaki BulxarXoytaP‘atgos cümleye göre yer adları ama AlisonM.Vacca’da şimdi denmek istenen Muḥammad b. KhālidBukhārākhudā’dır .Non-MuslimProvincesunderEarly IslamIslamicRuleandIranianLegitimacy in ArmeniaandCaucasian Albania-sayfa 75.

Khazarların merhametsiz kralı Patgos yaptığı akında öldü ama sonra oğlu geldi ve her yeri yakıp yıktıktan sonra Bağdat’a gitmişti.  Sonra saraydan aldığı emirle ve Arsakashen bölgesinde Gandzak (Gence) şehrini inşa etti. 3 yıl süren şehir inşaatı (Gandzak) 846/7’de tamamlandı. (Patgos’un oğlu)Siwnik topraklarına saldırdıktan sonra Baghk bölgesini ele geçirdi ve oradan da Aghahej bölgesindeki Arkuget’e ilerledi ve buradaki St. George’a adanmış kilisenin yakılmasını emretti. O sırada bir mucize oldu ve beyaz ata binmiş bir atlı kiliseden çıktı ve onların korkup EghjerXoy denen dağa kaçmasına sebep oldu.

851/2 senesi Armenia ve Aghuania’dakihristiyan prensler günahlarının bedelini ödediler. Araplar onları zincire vurup Bağdat’a götürdü.   ShapuhArtsurini ve Armenianlardan bir diğer asil hariç çoğu dünya hayatını seçti. Bu ikisi zincirli halde Fırat nehrine atıldı. Cenazeleri daha sonra Halife’nin emri ile  Süryani piskopos Japr tarafından çıkarıldı ve Japr onları kendi kilisesine defnedip, haklarında yazdı.

O sene MetsIrank’a aşırı yağmur yağdı ve nehirlerin kavşağındaki Dastakert köyü sular aldında kaldı. O yaz için  Caucasia’ya sürülerini otlatmaya gelmiş çobanlara ait 800 çadır suya kapıldı. VayotsDzor beyi Supan o zaman öldü. 852/3’de Armenia’ya gelen BughaTiflis’dekiİşmailiSahak’ı (İshaq) öldürdü.  3 sene Armenia’da kaldı ve sonra prensler ile ailelerini Bağdat’a götürdü. Dördüncü sene (855) Xart oğlu Muhammed ( Muhammed ibnKhalid) geldi, efendi VasakGabur o  sene öldü.

869/70 Dwin depremi. Bir yıl boyunca devam etti, binlerce insan toprak tarafından yutuldu.

22.pasaj Partaw kuşatması hakkında. Shex oğlu Esayi ( İsa ibnShaikhibnKhalid al-Shaibani) ile  astı Abdvahd oğlu Muhammed’in (Ememik lakaplı Muhammed ibn Abdul Wahid al Yamani) arasında gerginlik oldu. Syria’dan ordusu ile yola çıkan Esayi, Armenia askerleri ve Aguania prenslerini bir araya getiren (komuta eden) prens Aşot ile ittifak yaptı; ve birlikte Partaw’ı 13 sene kuşattılar (874’de olması lazım, 13 sene değil ama birkaç ay sürüyor galiba.)

O sene AghuanlarınpatriarchıYovsep vefat etti ( 875); ve kuşatma ile meşgul Aghuania prenslerinin yeni bir patrik seçecek zamanı yoktu.  MetsKoghmank piskoposu Samuel bilge lakaplı rahip Misayel’i kandırdı ve  yetkisi yokken onu piskopos ilen etti ve şimdi piskopos olan Misayel de onu patrik olarak tanıdı.  Haberler Partaw kuşatmasındaki Aghuan prenslerine gidince onlar rahatsız oldu ve durumu ArmenianlarınkatoghikosuGeorg’a bildirdiler ve o da Armenianların büyük prensine yazdı. (Aynı Aşot’tan bahsediyor isek Bagaranlı/BagratlıAşot. YovhannesDashxanakerts’e göre en erken 884/5 senesindeyiz George’un katoghikos olabilmesi için). Samuel o arada Aghuan prensleri ve şefler arasında barışı tesis etmeyi başarmıştı-tamamı Armenianlar tarafından aforoz edildi. Armenianların prensi Aşot o zaman devreye girdi ve katoghikos George’a yazarak Samuel ve Misayel yarattığı düzensizliğin restorasyonu ve Aghuanlıların affını istedi. Kaprisli Samuel Dwin’e gidip, ArmenianlarınkatoghikosuGeorg’danordinasyon aldı. Bu Armenia takviminde 326, miladi 877/78 senesinde oldu. 

Aynı seneAşotBagratuniArmenian halkının krallık tahtına oturdu. Uzun zaman önce krallık imtiyazını kaybetmiş Torgom sülalesindendi. (I.Aşot 862-90)

 

*StephanosOrbelian da Torgomlardan- bu aile aslında Bagaranlı arkadaşlar -Adanalı, Kayserili olmak gibi Bagaranlı. aziz Pancra’dan türetilen Tarönit /CouropalatesİberlerindePankratios tiplemeleri var -onlarla karıştırılmışlar anladığım kadarı ile.

 

893/4’de TachiklerArmenia topraklarını ele geçirdiğinde Patriarch George zincire vurulup Partaw’a götürüldü.

 

Dindar prens Hamam (Hemmami) o zaman tıpkı Armenia’daAshot’un yaptığı gibi Aghuania’da kendi düşmüş krallığını restore etti. Bu Hamam kardeş kanı dökmekten dolayı suçlu idi ama sonra Kilise’ye karşı daima dindarlık gösterdi ve açları doyurup, fakirleri giydirerek günahının kefaretini ödedi.  Armenianların patriği George’un fidyesini ödeyip, özgürleştirdi ve güvenle evine Armenianlara dönmesini sağladı.  Dört sene sonra 898/99 Easter vakti, Aghuania prenslerinden Hayzakuni Abu Ali  öz kardeşi Smbat tarafından öldürüldü ve tüm kabile yasa boğuldu. O sene Aşot’un oğlu Smbat askerleri ile Asorestan’a saldırdı. HaykazuniAşot dahil epeyce insanın öldüğü bu savaşta SmbatArmenia’ya kaçmak zorunda kaldı. (Yovhannes’e göre SmbatAsorestan’a-Bitlis ‘e  894/5’de saldırdı)

 

O vakitler Vaspurakan prensi Abu Mruan kendi askerleri tarafından öldürülmüştü.  Araplar tekrar geldi. Başlarında hadım vardı. ( Muhammed Afşin ibnAbu’lSac’ın komutanlarından Yusuf olduğuna inanılır). Partaw’dan çıktı ve Armenia’ya geldi ve geçtiği yer yeri yerle bir etti. Armenia’ya girdiklerinde Smbat kaçtı. Yusuf kraliçeyi ve tüm aileleri ele geçirdi ve ardından İberia’ya hareket etti.  İki cesur İber generali George ve kardeşi Arewe cesaretle karşı koyarken öldü. Katoghikos George öldü ve ardından Siwnik prensi Ashot. Bu 897/8’de oldu. Çok geçmeden asıl ilahi ceza kral Smbat’ın topraklarına düştü. Yüksek Güç onu terketti ve o kendisi çöküşe götüren yola girdi. Arapların prensi kendi isteği ile teslim olan kralı astı ve Torgom evi yasa boğuldu (914/5).  Tanrı Smbat’ın katlinin intikamını aldı ve Smbat’ı öldüren Arap (Yusuf Sac) tüm Arapları yönetmek için Syria’ya gittiğinde Arap prensin eline düştü ve idam edildi (927/8) Zaman geçti ve Araplar yorgun düştü ve o zaman Dailamitler denen yeni bir kavim ortaya çıktı. Başlarında Salar isimli biri vardı ve tüm Aghuanları, Persleri ve Armenianları yönetme otoritesi vardı. Partaw’a geldi ve kendi şehri yaptı.

 

O dönem insanların Ruzik dediği yabancı bir millet kuzeyden geldi ve Caspian denizi üzerinden Aghuan başkenti Partaw’ı üçüncü saldırıda alıp yağmaladı. Sonra onlar kuşatıldı ama hiç birine bir zarar gelmedi ve daha sonra şehrin kadınları onları ölüm içeceği ikram etmek istedi ama bunu öğrenen Ruzikler acımadan hepsini öldürdü. 6 ay boyunca burada kalan Ruzik* sonra aniden geldi ülkesine döndü.

 

Movzes’in kitabı burada bitti.

*Arap-Hazar dönemi İpek yolu ticaret hattında Azerbaycan pazarı’nda Farda Asadov 10.yüzyıl başlarında Rus askeri saldırıları ile Caspian’daki mevcut barışçıl Rus bağlantılı ticaret ilişkilerin doğasının değiştiğini söyler. Volga halicindeki Hazar başkenti İtil önemli ve hayli büyük bir ticaret merkezidir ve burada her milletten insan vardır.  Khazar kağan aile üyeleri de ticaret ile meşguldür ve burada çeşitli loncalar bulunmaktadır. Al-Istakhri  Hazar kraliyet ailesinden birinin ekmek ticaretinde olduğunu ve Kağan tahtı için de önemli adaylardan biri olmasına rağmen müslüman olduğu için tahta tercih edilmediğini söyler. İtil’den güneye giden ticaret rotasında (DAI’deDnieper üstünde anılan) Ruslar mallarını nehir ve deniz taşımacılığı ile naklederler ancak İtil’den Azerbaycan’a kıyıyı takip eden kara ticaret yolu da vardır ve bu yol muhtemelen Hazar ve Azerbaycan karması ama müslüman partiler kontrolü altındadır. IbnHordazbeh 9.yüzyılda Hazar başkenti ile ticari anlaşmalar yapmayı başaran tüccarlara Irak’da ayrı bir saygı gösterildiğini nakleder.   Rus yük gemileri, Hazar topraklarından geçecek olanlar tabi, Hazar otoritelerin kontrolü altındadır; büyük olasılıkla soygun ve agresif saldırı olasılıkları için silahlı koruma Hazarlar tarafından sağlanmaktadır ve belki kendi korumaları da vardır ; ticari anlaşmaları ihlal edenler ile ilgili kontrol mekanizmaları Hazar Kağanlığının çıkarlarını gözetecek şekilde düzenlenmiş olup Hazarlara ticaretten önemli kar edinme olanağı sağlamıştır ( Başka bir araştırma Hazar içi beyliklerin her biri kendi toprağından geçen tüccardan taşıdığı mala göre %10 alır diyor).  Dolayısı ile ticaret yollarının güvenliği Hazarların çıkarları ile yakından ilgilidir. 900 başlarında Ruslar bir sebepten Azerbaycan’daki müslüman mülklerine saldırdı ve bu durum deniz ticaret güvenliğini tehlikeye düşürdü. Hazar ordusu 912/13’de, Azerbaycan’a saldırdıktan sonra Volga’ya dönmekte olan Ruslara ticaret yollarının güvenliğini ihlal edemeyeceklerini kesin bir dille gösterdi. (Bu vaka hakkında hiç fikrim yok- yolda bulacağız. Movzes’in bahsettiği Partaw yağması ama bundan sonra oluyor anladığım kadarıyla-kuzeyli Khazarlar “balkabakları,” bir sebepten düşüşe geçiyorlar o ara.)

Tiflis Emiri İshak’ın İdamı hakkında

Neden nasıllarını birkaç kaynaktan topladım. Tabari 34.kitapta “tıknaz yapılı ve irice kafalı bir adamdı; bedeninde indigo mavisi dövmeler vardı, kel kafalı, şaşı gözlü ve kızılca tenli bir adamdı,” diye tarif edilen Ishakb.İsmailb.Shuayb al Tiflisi’nin hikayesinin başı belli değil, halife Mamun’u (813-33),Mutasım’ı ( 833-42), Vasık Billah’ı (842-47) ve Mutevvekil’i (847-61) görüyor ve 852/3 Mutevvekil döneminde idam ediliyor.. Haraç-gelir ödemeleri nedeniyle ara ara anılıyor. 

Mesudi’de : “Tiflis hâkiminin adı İshak b. İsmail’di ve emrindeki Müslümanlarla civar halkları hâkimiyet altında tutmaktaydı. Ona itaat eden çevre halklar cizye de öderlerdi.El-Lan topraklarını takip eden bölgede yaşayan halka Abhaz denilir. Hristiyandırlar. Şu anda başlarında bir kralları var, fakat El-Lan hükümdarına bağlıdır. Ülkeleri Kabh dağına bitişiktir. Abhaz topraklarından sonra Gürziyye yurdu  başlar. Gürzan/Hazran denilen ve Hristiyan olan bu halk büyük bir halktır. Başlarında Menbagî [Tanbagi] adında bir hükümdar var. Hükümdarın başkenti Zülkarneyn Mescidi adıyla maruf bir yerdedir. Tiflis’in fethi ve Müslümanlar’ın Mütevekkil dönemine kadar yaşadığı günden beri gerek Abhaz ve gerekse Gürziyye Tiflis şehri hâkimine harac öderlerdi… İshak sanırım Kureyşli bir Emevî veya onlara tâbi biriydi. O günden sonra ve şu ana kadar Müslümanların Tiflis şehrindeki etkileri ortadan kalktı ve çevre bölgelerdeki halklar onlara itaatten baş tartarak, Tiflis’in kaybından sonra yolları daha fazla tıkadılar. İslam topraklarından Tiflis şehrine giden yol, bu kâfir halkların topraklarından geçer. Çünkü onların toprakları Tiflis’i çepeçevre kuşatmaktadır. Her ne kadar Tiflis’e komşu topraklardan söz etmiş isek de, buralarda yaşayan halk, güçlü ve savaşkan bir halktır.”

Mesudi’nin bu satırları İshak idam edildikten 90-100 sene kadar sonra yazdığı kabul edilir. Tarif ettiği Abhazlar bizimkiler değil zaten ama önsözde yazdığı üzere zaten özettir ve terim-toponimlerle oynanmış da anladığım kadarıyla-çevirmen sadece Türkleri ilgilen kısımları gerekli gördüğü kadarı ile aldığını belirtirken kendisinin de düzeltmeler yaptığından kaçmaz. O yüzden kaynağa ve diğer dillerdeki çevirilerine de bakmak lazım muhtemelen. Haklı bir sitem var ön sözde :

“Batı ülkelerinde, Ruslar’da kendi dillerine çevrilmeyen hemen hemen eser kalmamışken, Türkiye’de bilim adamlarımızın biraz da hasis davranarak bu tür eserleri Türkçeye kazandırmamış olmaları, yetişecek yeni nesil tarihçilerin de azalmasına sebep olmuştur denilebilir. Çünkü bu işe soyunan bir kişinin Arapça, Farsça, Hintçe, Urduca, İngilizce, Fransızca, Almanca, Latince, Yunanca, Ermenice, Gürcüce ve Çince bilmesi herhalde mümkün değildir. Bugün bir Rus bilim adamı bu dillerin çok büyük birkısmını bilmediği halde, yapılan sağlıklı çeviriler sayesinde pekala bilimsel çalışmalar ortaya koyabilmektedir. Bizde ise gerek seyahatnamelerin, gerek tarih ve coğrafya kitaplarının çevirisi ne devlet tarafından yaptırılıp neşredilmiş, ne de özel sektör konuya ilgi duymuştur.”

Mesudiye’ye göre Movzes’in yukarıda bahsettiği Rus saldırısı veya ilki  912 veya sonrasında oldu. “Ruslar Gîl, Deylem, Cürcan sahili, Berdaa, er-Ran, Baylekân ve Azerbaycan halklarıyla ve İbn Ebi’s-Sac’ın kumandanıyla savaştılar. Şirvan’ın Bakü adıyla bilinen Naffata şehri sahiline ulaştılar. Ruslar, daha önceleri de sahillere düzenledikleri saldırılardan dönerken Naffata’ya birkaç kilometre mesafedeki adalara sığınırlardı. O sıralarda Şirvan meliki Ali ibn el-Heysem’di. Ordusunu hazırladı. Teknelere ve tacirlerin gemilerine binerek bu adalara doğru yola çıktılar.. “ 

914’de Smbat idam edilecek ise bahsettiği Ruslar Ruslar mı yoksa kuzeyliler anlamında Raslar mı? Bu kenarda dursun.

Yakubi I. Kitap

Ahmadb.Abi Yakub’un naklettiğine göre Samarra’nın inşa edildiği yerde eskiden şimdiki hükümet sarayı Dar al-Amma’ya yakın bir hristiyan manastırı dışında  hiçbir şey yoktu ve burası al-Tirhan diye bilinen bir düzlüktü. Manastır sonra Hazine malı oldu. Mutasım  Halife ilan edildiği H.218’de (833) Tarsus’dan Bağdat’a geldiğinde Mamun’un sarayında kaldı ve Bağdat’ın doğusunda bir saray yaptırıp, 835/6’ya kadar orada kaldı. Beraberinde Arapça bilmeyen bir grup Türk vardı.

Jafar al-Khushshaki dedi ki, Mamun günlerinde  Mutasım beni Samarkand’daki Nuh b.Asad’a Türk satın almam için gönderirdi ve her sene ona bir grup Türk getirirdim. Mamun günlerinde Mutasım’ın 3.000 kadar Türk Kölemen’i vardı, halife olduğunda  Türk kölemen sayısını arttırdı ve Bağdat’ta ki kişilere ait Türk köleleri bile satın alıp hepsinden Bağdat’da büyük bir grup oluşturdu. Aralarında Ashnasdenen biri, Harun’un babası Nuaymb.Khazım’a ait köle idi, ve ItakhSallamb.Abrash’ın ve Wasif al Numan ailesinin silah yapıcısı idi. Sima al-DimaşkiDhulRiasatayn al Fadlb.Sahl’ın kölesi idi.

Bu yabancı Türkler at sürdüklerinde iki yanlarındaki herkesi ezip geçer ve pek çok insanın kanı dökülür ama imtiyazları nedeniyle hiçbiri ceza almazdı. Bir süre sonra bu Mutasım’a yük olmaya başladı ve o zaman Bağdat’tan ayrıldı ve Mamun’un ara sıra dinlenmek için gittiği al-Shammasiyya’ya yerleşti. Burada bir şehir inşa etmek istedi, ama Bağdat’a yakın olmasından hoşlanmadı.  Veziri Fadlb.Marwan’ın tavsiyesi ile 835/6 ‘da al Burdan’a gitti ve mühendislerle toplantı yaptı ve en sonunda Dicle kıyısındaki Bahamsha’ya baktı. Ancak burada şehre su sağlaması için kanal açabileceği bir yer yoktu o zaman al-Matira ve sonra al-Qatül’e gitti ve orada Qatül kanalını kazdırıp Dicle- Qatül arasına binalar inşa ettirmeye başladı. Ardından askeri ve sivil bürokratlar ve nüfuzlu kişilere topraklar bağladı. Qatül ve Dicle arasında 257 yüksek bina ve Pazar yerleri inşa edildi. Mutasım kendisi için inşa edilen sarayda kaldı ve önemli bazı kişiler de kendi saray ve köşklerinde.  Qatül çevresinde arazi taşlık ve inşaat için uygun değildi. Ve ayrıca Tirhan’dahristiyan manastırı haricinde hiç bina yoktu ve kimse yaşamıyordu. Oradaki keşişlerle konuştu. Keşişler “bu yere antik kitaplara göre Surraman-ra ,”denir dedi, “efsaneye göre Nuh oğlu Shem kurmuştu ve dendiğine göre buraya yerleşecek kuş avlayanlardan kral ve soyu büyük topraklara hükmedecekti. 

Mutasım’ın da baykuş avlamışlığı vardı, böylece buraya şehir inşa etmeye karar verdi.

Mutasım ki asıl adı Abu Ishak’tır,  gençliğinde kardeş ve kuzenleriyle ava gittiğinde baykuş yakalamıştı. O vakit hizmetkarlar gençlerin avlarını Halife’ye sunarken kötü işaret saydıkları için İshak’ın yakaladığı baykuştan söz etmek istemedi. Halife önce şaşırdı ve sonra kahkaha attı ve dedi ki, o bir gün halife olacak. Askerleri, yoldaşları ve yanındaki herkes böyle baykuş suratlı olacak.  Ve hepsi evvelden kimsenin yaşamadığı bir yerde şehir kurup orada yaşayacak ve soylarını baykuş-giller diye bilinecek.  Mutasım, “Halife al-Rashid o günkü hiçbir avdan benim yakaladığım baykuş kadar mutlu olmadı,” dedi.

Böylece Mutasım görevlendirdiği birkaç kişiye “bu manastırı satın alın ve 4.000 dinar bedel ödeyin,” dedi.  Ardından mühendislerine şehrin inşası talimatını verdi.  Önde gelen asker ve sivil bürokratlar ile elitler inşa edilecek kısımları finansal destek anlamında paylaştı ve her bir yandan gelen zanaatkarlar ve malzemelerde şehir planlı programlı inşa edildi. Al Mutasım toprak verdiği Türkleri diğerlerinden ayrı tuttu ve böylece onlar asimile olmuş hiç kimse ile karışmadı. Türklerin mahallinin komşusu olarak sadece Farghanalılar vardı. Ashnas ve adamlarına al-Karkh denilen mülkü verdi ve bazı Türk askeri komutanlar onlara katıldı ve birlikte cami ve Pazar yerleri inşa ettiler.

 

KaqanUrtuj ve adamları al-Jawsaq al-Kagani’ye yakın yaşardı ve başka kavimlerle karışmaları yasaklandı; (al Jawsaq planı yukarıdaki görsel-DumbartonOaks)

Wasif ve adamları al-Hayr’a bitişik toprakta Hair al-Hayr’ı inşa etti.

Türklere ve Farganalı olup da  Arap olmayanlarına ayrılan topraklar Pazar yerlerinden ve kalabalık yerleşkelerden uzaktı ve onların topraklarında herhangi bir tacir veya sıradan insanın hangi sebepten olursa olsun giriş izni yoktu.

Mutasım onlara eş olsun diye köle kızlar getirtirdi ve eşlerini kendileri seçerdi.

Mutasım onların herhangi bir asimile insanla evlenmesini yasaklamıştı. Çocukları da aynı yasaklara tabiydi.

Hepsinin künyeleri sıkı kayıt altında idi.

Türkler karılarını boşamaya veya ayrı yaşamaya izinli değildi.

Ashnas’ın Türklerine ayrılan batı topraklarındaki al-Karkh’a da kimse girmeye izinli değildi; ve hiç kimse buraya yakın yerleşemez ve yereller ticari maksatla da onlarla iletişim kuramazdı. 

*kendi anladığıma göre listelenen kuruluş prensipleri-amaç süregelen iç savaş ve ayaklanmalardan arındırılmış yeni bir sınıf yaratmak -gayesine erdi mi veya ne kadar süreyle böyle kaldı ayrı bir soru. Tarih yazıcılığı da Abbasilerde eğer önceki kayıtları yok etmedilerse bu dönüşüm ile başlıyor ve yazarlar bariz bir şekilde öncesine ait dağınıklığı derleyip toplamaya çalışıyor. Annesi Türk olan Mutasım’ın Türkleri yetişkindir -ve mevcutları tarife göre zaten varlıklı rütbelilerdir- kışla kentleri kuranlar bu adamlar zaten. Çeşitli yerlerde ihmal edildi, kıymet verilmedi vb gibi yorumlar var-ben o fikirde değilim. Abisi MamunIshakMutasım’ı gayet de yerini doldurması için özenle yetiştiriyor. Adam sorunlu bir devleti devredecek-başka nasıl davranmalıydı? Tabari askerler değil, Mamun’un oğlu ve Mutasım’ın yeğeni Abbas’ın komutasındaki askerlerin Mutasım’a biat etmekte isteksiz olduklarını ama Abbas’ın öne çıkıp amcasına biat etmesi ile askerlerinin de onu takip ettiklerini söyler. Bu Abbas’ın ismi daha sonra seferberlik esnasında ordu hazinesinden zimmet, askerlerin istihkakında ihmal ve askerler arasında ikilik çıkarmak gibi suçlara karışacak ve o sebepten diğer yüksek rütbeliler ile birlikte yaşayanlar arasından ayrılacak.

MutasımAl-Karkh ötesinde al Dur yerleşkesini kurdu, burada camiler, hamamlar ve saraylar vardı ve çeşitli Pazar yerleri vardı. Al-Afşin Khaydarb.Kawus al Usrushani’ye doğuda al-Matira yerleşkesini kurdu ve Usrushana ‘dan buraya takviye yaptı.

(813-33 Halife Mamun’un kayınpederi) Al Hasan b.Sahl uç Pazar yerleri arasında kendisine yer istemişti,  Babak’ın darağacı denecek, al Matira’ya yakın bir yer verildi. Burada önceleri hiçbir şey yoktu, sonra binalar dikildi ve Hasan b.Sahl’ın mülkü şehirleşme ile Samarra’nın ortasında kaldı.  Al Matira tüm yolların çıktığı noktada idi, Khurasan askeri personele ait emlaklar yol boyunca idi, al Sarija bulvarı Matira’danWadiIshaqb.Ibrahim’in su yolu üstündeki mülküne uzanırdı ama bu su yolu Mutevvekil zamanında genişletildi.

Türk ve FarghanalılarBarghamush al-Türki denen 4.bulvarda karşılıklı birbirlerine bakardı. Türk tarafı Kıble’ye bakardı ve Farganalılar da kıble tarafında olup Türk tarafına bakardı. (Güney ve kuzeyi görecek şekilde karşılıklı  yerleşmişler anladığım kadarıyla- 852/55’de mawla/vasalBugha’nın yaverinin adı Barghamush ayrıca.)

Türk tarafın doğusunda (Kıble’ye göre kuzeydoğu) Khazar mülkleri başlar. Bu bulvar sonra Wasif ve yoldaşları tarafından alınacak Afşin’in al Matira’sıdır ve Wadi İbrahim b.Riyad’ın su yoluna kadar uzanır. Beşinci bulvara Salih al Abbasi  de denir.  Al-Ashkar bulvarı, burada Türkler ve Farganalılar yine ayrı olarak yaşarlar ; al-Ashkar’dan sonra Yeni al Hayr bulvarı gelir, burada Fargana, Usrushana, Istakhanj ve Khurasan kırsalından çeşitli asker ve bürokratlar yaşar; buraya al-Hayr’dan yeni insanlar eklendiğinde, duvar yıkılıp mahal genişletildikten sonra tekrar örülür; içinde birbirinden nadide hayvanlar yaşar. 

“9 Ağustos 833’de  Hilafet kaftanını giyen MutasımRaqqa’ya geçti.Ghassanb.Abbad’ıJazira, Qinnasrin ve al Awasım’a atayıp Bağdat’a ilerledi. Askerleri yaldız işlemeli giyinmişti ( veya altın kemerliydi).  İlk 3 ay Mamun’un bürokratlarında değişiklik yapmadı.  Al-Jabal’daMuhammira (kırmızı kaftanlılar) ayaklanıp Khurasan kervan yolundan gelen tacir ve hacıları öldürdü.

*Al Jabal dağlık bölge anlamına geliyor ama aynı zamandaKhorasan, Kirman ile birlikte Fars, Irak ve al-Jabal olarak 4 askeri valilik bölgesinden birinin karşılığı. “ Al-Jabal eyaleti Tabaristan, al-Rayy, Qazwin,Zanjan, Qumm, Isbahan, Hamadhan, Nihawand,al-Dinawar, Hulwan, Masabadhan, Mihrajan-qadhaq, Shahrazur, al-Samaghan ve Adharbayjan’dan oluşur ve  (Pers zamanlarından beri) Ispahbadh (askeri valilik) yönetimi altındadır -al Baladhur.”

 

Mutasım’ın ordu başı yaptığı Ishaqb.İbrahimkardeşi Tahir’i bir çeşit iç güvenlik amiri yapıp haydutların üstüne yolladı;  Tahir biraz zorlansa da ayaklanmayı en sonunda bastırdı; 835’de Qatül’e giden Mutasım burada inşa etmek istediği şehri projelendirip, ileri gelenlere toprak paylaştırdı. Ardından Surraman-ra’ya geçti ve Dar al-Amma yerde durup Hristiyan manastırı ile görüştü ve arazisi ile birlikte satın aldı; Dicle üstündeki al-Jawsaq sarayına geçti ve burada da köşkler saraylar yaptırdı (836).  Mısır’dan getirttiği zanaatkarlara burada papyrus imal ettirmek istedi  ama aynı kaliteyi yakalayamadılar.  Babak bu arada güçlenip   Muhammed b.al-Baith  ve  Marand efendisi Isma al Kurdi  ile ittifak kurmuştu. 

*Renk kodlarında Siyahlar Abbasiler, Beyazlar Umeyyeciler ve  Kırmızı /Kızıllardan kastedilen Qaysi Araplar.

Mutasım İshak b.İbrahim’in kardeşi Tahir’i bölgeye vali olarak atadı, Ibn al Baith o zaman Mutasım’a yazıp sadakatını bildirdi ve kızıyla evlendiği Isma el Kurdi’yi düğün gecesi sarhoş edip Mutasım’a teslim etti ve karşılığında cömertçe ödüllendirildi. (Mutevekkil rejiminde bu BaithBugha al-Şarabi’nin sona erdireceği  Marand ayaklanmasında başkenti yoracak ve oğulları başvezir Kağan’ın Sharkiyahlarına dahil edilecek.)

Tahir’in performansından mutlu olmayan MutasımIshakb.Ibrahim’ieleştirdirdikten sonra al Afşin Haydar b.Kawus al-Usrushani’yi her türlü mali ve donanım desteği ile tüm bölgeden sorumlu atadı; Al-Jabal’a ulaştığında Afşin buradaki düzensizler ile yerel şefleri bir araya getirdi ve ardından Babak ile savaşmak üzere Barzand denen mevkide kamp kurdu. Ardından Sadrasb’a geçti ve o sene boyunca kar iyice düşene dek Babak ile yer yer çatıştı ve sonra kışlamak üzere Barzand’a dönerken komutanlarından birini Sadrasb’da bıraktı ve her yöne de birer komutan yolladı. Rudh’a yönelen Afşin burada burada siper kazdırdı ve savunma duvarı ördürttü. Oradan  Babak’ın olduğu al-Badhdh’a geçti 222 senesi Ramazan ayının 9’u idi. Babak elçi gönderdi ve güvence istedi. Nehir kıyısında buluştular ve Afşin ona güvence verdi ancak Babak teslim olmak değil, zaman kazanmak istiyordu. Afşin al-Badhdh’a girdi, yün giysilere bürünmüş Babak ve altı yoldaşı katırlara binip kaçtı. Afşin şehirdeki 7.600  müslüman esirleri serbest bıraktı.

Babak’ın yerini tespit etmek isteyen Afşin  Armenia ve Azerbayjan yerel şeflerine (batarıqa) yazdı ve Babak’ı teslim edene 1 milyon dirhem ve bölgeye de af vaad etti.  Babak, Sahlb.Sunbat adlı yerel bir prense sığınmıştı. Sahlb.Sunbat Afşin’e  yazılı bilgi verdi ve böylece yakalanan Babak zincire vurulup hapsedildi.  (837/8).  Afşin’in  tüm süreci detayla anlattığı mektubun Mutasım kopyalarını çıkarttı ve tüm provinslere gönderdi. O sene boyunca bölgeyi pasifize etmekle meşgul Afşin sonra dayısının oğlu Minkajur al-Fargani’yi yerine bırakıp, 2 safar 223’de (838)Babak ile birlikte Samarra’yaMutasım’ın yanına gitti.  Fil sürüyordu.  Babak burada idam edildi. Babak’ın kardeşi Abdullah daha önceden Bağdat’a gönderilmiş ve Ishaqb.İbrahim tarafından Bağdat köprüsünde idam edilmişti. Azerbaycan’a dönen al-Afşin Muhammed b.Süleyman az-Azdi’ al Samarkandi’yiArmenia’ya atadı.

Al Samarkandi Azerbaycan’a vardığında  (Babak’ı yakalatan) Sahlb.SunbatArran’da ayaklanmış ve kontrolü ele geçirmişti. Samarkandi’ye gece saldırdı ve onu alt etti. Muhammed b. Ubadaydallah al-Warthani de Warthan’da ayaklanmıştı. Afşin kuzeni Minkajur’uUbaydallah’ın üstüne gönderdi. Ali b.Yahya al-Armani Ubadaylah lehine arabuluculuk yapınca MutasımUbaydullah’a güvence verdi ve Ali  b.Yahya onu Samarra’ya götürdü.

Afşin Bukhara’daki Muhammed b.Khalid’iArmenia’ya atadı. KhalidSanariyya’ya (Tsanar) savaş ile girdi ve Tiflis’e kadar ilerledi.  Tiflis emiri Ishaqb.İsmail onu cömertçe karşıladı.

Afşin Ali b. al Husaynb.Siba al _Qaysi’yiArmenia’ya atadı. Siba al Qaysi etkisiz bir adamdı o yüzden provinstekiler ondan Yetim diye bahsederdi. Al Mutasım o zaman Khalid b. Yazid’iArmenia ve Diyar Rabia bölgesine atadı.

Khalidb.Yazid’in ismini iyi bilen Armenia yerel şefleri kendi savunmalarını güçlendirerek ayaklanmaya hazır oldu. Armenia’daki istihbarat ve muhabarat şefi İsa al-Sabii gelişmelerden Mutasım’ı haberdar edince MutasımKhalid’i geri tutup Ali b.al Husayn’ı öne sürdü. Bardhaa’daki askerler maaşlarını alamadıkları için ayaklanmıştı. Al Husayn elimde “para yok, gelirler yerel insanların elinde,” dedi.  Yereller askerler için ödeme yapmayı reddetti ve birleşip al Husayn’ıBardhaa’da kuşattı; MutasımHamdawayh b. Ali b.al-Fadl’ı bölgeye yolladı. Fadl al-Nashawa’ya ulaştığında Yazidb.Hişn güvence alarak teslim oldu. Bu arada Bizanslılar da Zibatra’ya (Sozopetra) (ikinci kez) girmişti (837/8). Ardından Dazimon/Anzen, Melitene muharebeleri geliyor ve MutasımAmorion’a girip, mevcut imparator Theophilus’un amcasını da esir alıyor. Balkabaklarının da Kama nehri hudut olacak şekilde Patzinaklarla ayrılmış olması ve Cherson-Bosporan kıyı şehir ve limanlarının idaresinin Romalılara devredilmiş olması lazım. Petronas karşı kıyıda askeri vali ama bu savaşlarda dönmüş olabilir veya hala karşı kıyıda da olabilir.

Hurdazbih’e göre tüm bunlar olurken Mamun’un son zamanları veya Mutasım’ın ilk yıllarında zaten eskiden beri sıkça el değiştiren Shimşat,Kalikala ve Khilat mevcut KhilatpatricianıBikratibnAshut tarafından Greklere (Romalılara) teslim edilmiş ve Bikrat’a karşılığında Grekler Shimşatprovinsinden taç/miri topraklar vermişti.

Qalikala hakkında

Bu Qalikala de ayrı bir konu-biz hep Erzurum diye tercüme ediyoruz yani Theodisoupolis-ama tariflere tutmuyor- siz de bir bakın lütfen

Yakubi 2.kitap

..Armenia’daki Tiflis şehri Qalikala’dan 30 fersah mesafededir. Qalikala’dan iki fersah (yaklaşık 12-13 km) mesafedeki Euphrates (Fırat) nehrinin kollarından biri batıda Dabil’den (Dvin) Warthan’a ve oradan da Khazar denizine dökülür;

*1 Arap fersahı 5,76 ve Fars fersahı 6,23 km ise x 30 = en fazla 190 km. Modern Tiflis-Erzurum arası 543.5 km. Daha kestirme bir yolla mesafe 190’a düşebilirse bilmiyorum.

..Qalikala şehrinden geçen ikinci nehir Kurr’un kollarından biri olup,Tiflis’den geçerek doğuda Bardaa’ya doğru akar ve Khazar denizine yaklaştığında Aras (Al-Ras) ile buluşur. Aras’ın arkasında al-Ras (AshaburRes) kavmine ait 300 antik şehir olduğu söylenir. Rivayete göre  Allah al-Ras üstüne (AshaburRes’e atıf) Hanzalab.Safwan’ı yolladı ve o hepsini yok etti (gerçeği halife Hişham zamanında Ifrikiye valisi-Haricilerle de mücadelesi var) Bu halk hakkında çeşitli anlatılar var.  al-Mansur rejiminde Tsanar /Sanarriya dağlık kavimleri mevcut vali al-Hasan b.Qahtaba’ya karşı ayaklanmıştı (Khazar Leon rejimi);  generallerden Amir b.ismail al Harithi ayaklanmayı bastırmakta başarısız olunca Mısır’daki  mawla (vasal) Wadih’iArmenia ve Azerbaycan valiliğine atamıştı (775).

*Kurr’un doğduğu değil kollarından birinin geçtiği bir yerden bahsediyor.

Hurdazbih’te ise:

“Erminiyye bölgesinin bir nehri olan aRas nehri, Kalikala' dan doğmakta, Arran'dan geçerek Arran nehrine katılmaktadır. Daha sonra Versan'dan geçer ve Mecma' denilen yere ulaşır. Mecma' iki denizin birleştiği yerdir ki, Allah-u Teala bu noktayı yüce Kur'an'da belirtmiştir.  Burada Hu ve Kurru nehirleri birleşir. Bu iki nehrin arasında Baylekan nehri vardır. Bu iki nehir bir araya gelir ve Cercan (Caspian/Khazar) denizine dökülünceye kadar beraber akarlar. (Mecmaul Bahreyn için  Kehf 60-82).” 

..bir dönem Grek prensleri Tavâif-i mülûk oldular. (TDV tanımı: genelde büyük bir devletin yıkılmasından sonra ortaya çıkan irili ufaklı siyasal birimler.) Bunlardan birisi Armaniyakus’u yönetti ve vefat ettiğinde karısı yerini aldı. İsmi Kali idi, inşa ettirdiği şehir ismini ondan alıp Kalikalah diye anılır ve Kali’nin cömertliği anlamına gelir. Kendi suretini şehir kapılarından birine nakşettirmişti.  Araplar   sonra şehri aldı ismini Kalikala/kale yaptılar;

.. Halife Osman  Bardaa’dakiHudhaifahibn al-Yaman al-Absi’yiArmenia hudut valiliğine atayınca al -Absi amillerini Kalikala ile Khaizan arasındaki kalelere yolladı .. 

.. Khilat ve Muks’u aldıktan sonra Kalikala’yı ele geçiren Habib, oradan Mirbala’ya ilerledi ve burada Khilatpatricianının getirdiği TyadibnGhanm imzalı teminat mektubunu inceleyip, anlaşma koşullarını yürürlüğe koydu ve al Harak ile Dasht al-Warak arasındaki bir eve yerleşti (652-55 olayları).Khilatpatricianı borçlu olduğu para (haraç) ile beraber hediye de getirmişti, Habib hediyeyi reddetti ve Khilat üzerinden as-Sababah’a geçip Muks şefleri ile buluştu, bir tanesi al Busfurracan’dan (Vaspurakan) idi ve onlarla barış anlaşması yaptı;

.. al-'Attafibn-Sufyan abu-I-Asbagh şehrin(Kalikala) kadılarından idi

..Kalikala şeyhleri Muhammed ibnBishr al-Kali ile IbnWarz al-Kali’nin aktardığına göre ( tüm bölge sık sık el değiştiriyor bu arada) 133 (750/51- V.Constantin- Tzitzak’ın zevci dönemi) senesinde Malatya’yı kuşatan tiran (V.Constantin)  duvarlarını yıkıp müslümanlarıMesopotamya’ya  sürdükten sonra Marj al Hasa’da kamp kurdu ve Kusan al -Armani’yi Kalikala üstüne yolladı. Abu Karimahamilliğindeki şehrin nüfusu o zaman az idi. Kuşatma esnasında şehirde yaşayan iki Armenian kardeş, duvarından bir geçiş ayarlayıp Kusan’ı içeri aldı, şehri yerle bir eden Kusan yağmasını tirana götürdü ve esirleri de kendi yoldaşlarına paylaştırdı.

*Theophanes 750/1 Palestin olaylarını anlatırken  Constantin Theodosioupolis ve Melitene’yi işgal etti ve Armenia2’yi fethetti der. dipnotunda Armenia için itiraz var ama Armenia II derken adam doğru söylüyor olabilir. Kusan al-Armeni kim bilmiyorum.Hurdazbih’teQalikala 4.Ermeniyye’dedir,burada Şimşat (Samosata), Hılat, Kalikala', Erciş, Bacuneys (Apahounik) var-Van gölü havzasındayız. Abbasi Armeniası 4’ün Romalılardaki karşısı (sonuçta adamlar birbirlerine düşmanlar-aynı karargahı ve haritayı kullanmıyorlar) Sebastia /Sivas merkezli Armenia 2’dir.  Bu düzlemde Armenia derken fikrimce karşılıklı jund-askeri hudut bölgesi gibi anlamak lazım-Vegetius tanımı ile porta praetoria. Barışta ana giriş, savaşta düşmana bakan kapı. Bölge aynı zamanda Chaldia-Mesopotamia veya Syria-Mesopotamia olarak anılmış da olabilir ama tabi kapsamı neydi? başka soru.

..  al-Wakidi’ye göre 139 (756) senesinde al Mansur (754-75) Kalikala tutsaklarından hayatta kalanlar için (V.Constantin’e) fidye ödeyip, şehri tekrar inşa ettirdi ve içine insan yerleştirip Mesopotamia ve diğer bölgelerden getirdiği askerler şehri koruma altına aldı.

*Theophanes’de bunu sırasında bulamadım başka pasaja saklamadı ise, 758/9’da Araplar yerinden emin olunamayan Melas nehri yakınlarında themeArmeniaC’a saldırıyor, strategos Paul ölüyor ve 42 subay ve ileri gelen esir alınıyor-aynı yer olabilir-olmayabilir. “Abbasî Halifesi Ebu Ca‘fer el-Mansûr (754-775) tarafından İstanbul’a elçi olarak gönderilen Umâre b. Hamza arslanlı, kılıçlı ve dumanlı üç engeli aştıktan sonra imparatorun huzuruna kabul edilmiş ve kendisine bunun Bizans sarayına gelen yabancı elçilerin kalplerine korku salmak için yapıldığı söylenmiştir,” diye bir not daha var- Casim Avcı-Bizans İstanbul’unda Müslümanlar adlı makalede-bahsedilen pazarlık herhalde bu ziyaretle oldu. Detayını bulursak Qalikala’yı da buluruz herhalde?

..Mutasım Billah halifeliğinde (833-42) Grek tiran (Theophilus 829-42) Kalikala’yı kuşatıp duvarlarında delik açana dek mancınık fırlattı; Mutasım kaleyi güçlendirmek için 50 bin dirham harcamak zorunda kaldı.

*Syriani Mikhail’e göre  TheophilusSozopetra’yı yerle bir ettikten sonra Melitene’ye, oradan Arsamosata( Ashmushat) ve Handzit’e gidiyor. Xandzit Harput ise burada Murat nehri var ama Tiflis ile arası 860 km ve neresinden kırparsak kırpalım 190’a düşüremiyoruz. 

Ya da şöyle bir olasılık var-ki o olasılık aslında  güçlü görünüyor, Bizanslılar sandığımızdan daha doğudaydı zaten. Adamlar güneylerini kaptırıyor ama kuzeydoğularında ciddi bir engelleri yok-bu kadar detaya Abbasilerin kuzeyde fazla aktif olamadıklarını göstermek için giriyorum zaten-güneyde yeterince meşguller ve Romalıların Balkabakları ile de bir problemleri yok-ne zaman aynı ne zaman aynı değil olduklarını ayırd etmekte zorlanacağımız kadar gayet iyiler-kuzeydoğularında -güney Kafkasya doğrudan veya dolaylı aktif olmak için ortamları müsait  ya da Tiflis derken kastettikleri sandığımız Tiflis değil. Seçenekler sınırlı.

..Shimshat’ın fethinden sonra MaslamaHisnKamkh’a saldırdı ama alamadı; 59 (678/9) senesinde Safwan ve Umairibn al Hubab Grekler pes edene kadar Kamkh duvarlarını zorladı ama sonra Grekler kaleyi geri aldı ve daha sonra Maslamahibn Abdul Melik kaleyi tekrar aldı ve kale 149 senesine kadar taraflar arasında sıkça el değiştirdi. 149 (766/67)senesinde halife al Mansur idi, al Abbas ibn Muhammed Kamkh’a saldırdı. Malatya’dan ihtiyaç tedarik eden al-Abbas ve al-Hasan Kamkh çevresinde kamp kurdu ve mancınıklar hazırlandı. Kaledekiler dış duvarlarını mancınıktan korumak için selvi ağacı ile kaplamış ve kaleden gülleler fırlatıyordu. Karşılıklı kayıplar verildi; kale en sonunda ele geçirildi ama Grekler sonra tekrar aldı. 177 senesinde (793/4) Shimşat amili Muhammed ibn abi AmrahI’AnsariKamkh’a en sonunda girdi  kale Muhammed ibn ar-Rashid’in başlattığı  Müslüman iç savaşına kadar Müslümanlarda kaldı ama oğlu Greklerde esir olan Ubaydallahibn al-Akta kaleyi o ara Greklere teslim etti; Halife Mamun zamanında (813-33) Abdullah ibn Tahir geri aldı ve kale bir müddet müslümanlarda kaldı, daha sonra Shimşat, Kalikalahristiyanları ile KhilatpatricianıBikratibnAshutkaleyi Greklere teslim etti ve karşılığında Shimshatprovinsinden taç toprakları edindiler (miri toprak?) 

*

Mutevekkil halife olduğunda (847-61) Armenia valiliğine Yusuf ibn Muhammed ibn Yusuf al-Marwazi’yi atadı ve al-MarwaziKhilat’tan geçerken BukratibnAshut’ututuklayıp Surraman-ra’ya (yeni başkent) götürünce oradaki yerel beyler (mutaghallibah), aristokratlar ve patricianlar (batarıq) tepki verdi ve Yusuf al Marwazi’yi öldürdüler.  MütevvekilBugra Kebir’i Armenia valiliğine atadığında (852) Badlis’e varan Bugha suça karışanlardan Musa ibnZurrah’ı tutukladıktan sonra al Khuwaithiyah üstüne yürüdü ve epeyce tutsak aldı. Ardından al-Bak’taki al BusfurrajanpatricianıAshutibnHamzahibnJajik’i (Gagik?)teslim alıp Surraman-Ra’ya gönderdi; oradan Jurzan’a geçip, IshakibnIsmail’i ölümüne dek gözaltında/hapiste tuttu; Jurzan’ın statüsünü düşürdü ve buradaki hristiyanlar ile Arran’dakihristiyan olmayan popülasyonu ve ayrıca as Sisajan’daki muhalifleri toplayıp götürdü ve böylece bu hudut bölgesindeki politik hareketler hiç olmadığı kadar sessizleşti. 240 (854/5) senesinde Shamkur şehrini inşa ettirdi ve buraya müslüman olmayı seçen al-Khazar’dan insanları yerleştirip, bölgenin güvenliğini de sağladı ve ayrıca Bardhaah’dan tüccarları da buraya getirdi ve onlara al-Mutawakkiliyah dendi. Bugha 241 senesinde (855/6) Surraman-ra’ya döndü (Hurdazbih)

Tabari 34.kitapta bu vaka:

Yusuf b.MuhammedArmenia sakinleri tarafından öldürülünce Bugha’nınDabil’e gittiği söylenir. Orada bir ay kaldı.  30 Ağustos 852’de Bugha, Türk Zirak’ı Kur nehri ötesine yolladı. Bu nehir  Bağdat’taki Şarat kanalından da belki büyük olup batısında Dabil ile Tiflis  ve doğusunda Sughdbil yer alırdı. Bugha nehrin doğu yakasında kamp kurdu. Nehri geçen Zirak Tiflis maydanına (hippodrom) ilerledi. Tiflis’in 5 kapısı vardı : Hippodrome kapısı, Qaris kapısı, Küçük kapı, Suburb kapı, ve Sughdbil kapısı. Nehir şehirden geçerdi. BughaArmenia’dakiarap olan ve olmayanların üstüne de Abul Abbas al Wathi al Nasrani’yi göndermişti. ZirakHippodrome kapısından ve AbulAbbas Suburb kapısından saldırdı. Ishakb.İsmailZirak ile çarpışırken BughaSughdbil kapısı tarafındaki bir tepeden komutanlarının işlerini seyrediyordu. Ateş fırlatıcıları (naffatin) gönderip şehri ateş ile bombaladı. Şehirdeki binalar çam ağacındandı ve rüzgar ateşi yaydı. Ishak sarayını ile çevresini ateşin yuttuğunu gördü. Ardından Türkler ve Magharibah (yerel batrıqlar) ona saldırdı ve o ve oğlu Amr’ı esir alıp Bugha’ya götürdü.

BughaIshaq’ınGate of Thorns’da  tutuklu kalmasını emretti ve sonra orada idam edildi.

*AbulAbas al Wathi al Nasrani için çeşitli öneriler var- genel kabule göre o BagaranlıAshot’un (862-90) babası sparapetSmbatios /Sunbal idi; al Wathi’den kastedilen Vanandlı demek olabilir (Kars’ın güneydoğusu ama Vaspurakan güneyinde de bir Wanand var arkadaşlar; veya al Qarithi /Garouts = Kars denmek istendi önerilmiş. AlisonM.Vacca bu kesiti incelerken epiclerin sahneleri etnik veya dini farklılıklar üzerine tasvir etmeye çalıştığını ve her şey için Arapları suçladığını ancak bu vakada misal Araplardan başka herkesin olduğunu ve al Nasrani ifadesinden komutanlardan birinin hristiyan olduğunun da gayet açık olduğunu belirtir ve KT’ye göre  BerzaalıAşot oğlu Bagarat da kardeşleri ile birlikte orada ve Bugha emrindedir

Ishaqb.ismail tıknaz yapılı ve irice kafalı bir adamdı; bedeninde indigo mavisi dövmeler vardı, kel kafalı, şaşı gözlü ve kızılca tenli bir adamdı; kesik başı Bugha’nın yaveri (Türk) Barghamush tarafından Thorns (Dikenli) kapı üstüne dikildikten sonra Sumanra’ya gönderildi; şehirdeki 50 bin adam yanarak öldü; yangın bir gün ve gece sürdükten sonra kendiliğinden söndü; magharibah sabah ulaştı ve hayatta kalanları esir alıp, ölüleri yağmaladı;

Ishaq’ın karısı Sughdbil’de yaşıyordu. Burası Tiflis’in karşısında -doğu tarafında idi ve şehir vaktiyle KisraAnuşirvan tarafından inşa edilmişti; Ishaq bu şehrin istihkamını güçlendirmiş ve çevresine savunma siperleri kazdırıp Khuwaythiyyah savaşçıları ve başka askerler ile şehri doldurmuştu. Bugha onlara silahlarını terk koşulu ile diledikleri yere güvenli geçiş sözü verdi. Ishak’ın karısı Taht’ın Efendisi (sahib al-Sarir) kızı idi. ( El SerirAnuşirvan’ın vaktiyle hediye ettiği altın tahttan dolayı Taht şehri anlamına geliyor- ona Wahrazan Şah da denir. El Serir güney Dağıstan’da Koy-Su vadisinde).

Bugha sonra Zirak’ıJardman ( Gardman) kalesine gönderdi, bu kale Bardhaa ile Tiflis arasında idi. ZirakJardman’ı ele geçirdi ve kale patrikiosu al Qitrij’i esir aldı ve Jardman yolu üstünden ordu kampına getirdi.  Bugha sonra Stephanos’un yeğeni Isa b.Yusuf’a saldırdı ( Isa b.Yusufb.Istifanus- Abu Musa diye de bilinir. Babak837/8’de yakalandıktan sonra 841’den itibaren 13 yıl boyunca yönetici oldu. Hürremilerden olabilir). O al-Baylagan bölgesine bağlı  Xtis (Kithish)kalesinde idi. al-Baylagan’dan 10 farsah (60 km) mesafede ve Bardhaa’dan 15 fersah ( 90 km) mesafedeki Xtis’i (Minorsky’ye göre modern Susha) alan Bugha Isa b.Yusuf’u ele geçirdikten onu ve babasını Abul Abbas al Wathi ( Sunbat /Smbatb.Asyut), ArranpatrikiosuMuawiyah b. Sahlb.Sunbat (Smbat) ve Adhamarseb.Ishaq al-Kashini’ ile  (Surraman-ra’ya) gönderdi

*Bu cümle karışık. Abul Abbas al Wathi zaten mevcut komutanlarından. ArranpatrikiosuMuawiyah’ın babası sahlb.Sunbat 837/8’deBabak’ın yakalanmasına aracı olarak  Arran yöneticisi olmuş ve yakaladığı Babak’ı oğlu Muawiyah ile Afşin’e göndermişti. Minorsky’ye göre  BughaMuawiyah’ı değil babası sahl b. Sunbat’ı tutuklayıp Samarra’ya gönderdi.  Adhamerseb.Ishaq al Kashini’den kastedilen KhachenliAdarnese.

Aynı sene  Ooryphas,  Niketiates ve Martinakios komutasında  300 gemilik Bizans donanması  Mısır kıyılarına “Damietta (Dimyat), Fustat (Babylon)” ve Girit’e saldırdı. (Bir tarafta Mütevvekil diğer tarafta çocuk imparator III.Michael var)

853 senesi Jumada 2 ayında ( 7 kasım- 6 aralık arası) Sanariyah (Tsanar) yöneticisi öldürüldü (Bugha’nın işleri arasında anladığım kadarıyla-kim olduğunu yazmamış); Mutevekkil aynı sene savaşlar nedeniyle yıkılmış islam altındaki kilise ve sinagogların yeniden inşasını emretti; 854/5 Hims ayaklanmalarına hristiyanlar da destek verince ayaklanmacıların ele başlarından üçü ölene dek kırbaç cezası aldı ve şehir hristiyanları tehcir edilip, kiliseleri yıkıldı veya camiye çevrildi; 855 ekim ayında meteor yağmuru gözlemleniyor ve çok geçmeden Bizanslılar AynZarbah’a saldırıp Zutt’u? ele geçiriyor ve epeyce aile esir düşüp, sürü hayvanları yağmalanıyor, sonra taraflar esir takasına giriyor. (Esir takaslarında taraflar araya kaynayan casuslar da olmasın diye çeşitli tedbirler geliştirdi- fiziksel muayene, dua veya doktrin testleri, ve başka lazım bilgiler -tek tek emin olmaya çalışıyorlar ve bu bazen günlerce sürüyor..)  856’da MutevvekilShimshit halkının artık harç yerine (emlak vergisi) ushr/öşür ödeyeceği emrini gönderdi.  Shimshit (Shimshal) Sumaysat/Samosata ile karıştırılmaması gereken Arsamosata olup, Arsanasnehri üstünde ve Amid kuzeyindedir ve vergisi daha ağır olan harajdan 1/10’luk  öşüre döndü ise bölge tughur /askeri hudut bölge ilan edilmiş olmalıdır dipnotu var

AlisonVacca’da Tiflis emiri Ishak olayı

Khoyt/Xoyt,al-Khuwaythiyya /Xut üstüne yıkıcı seferlerden sonra Bugha kuzeye Tiflis’e yöneldi.  Arap kaynaklarında Banu Umayye’lerinmawlası anılan Emir Ishakb.Ismail’in babası İsmail veya dedesi Shuayb son Ummeyye halife Marwanb.Muhammed’invasalı idi. Marwan halife olmadan önce Armenia valiliği yapmıştı. Kökeni hakkında bilinmeyen Ishak Arap olmayabilir; al-Basfurrajan/Vaspurakan dışından Armenianlar da Bugha’nın emrindedir ve  komutanlarından Abu al-Abbas al Warithi al Nasrani Armenian ve hristiyandır ve o referanslara göre tutuklanan armenia prensinin kardeşi  ve eski Armeniasparapeti (komutan/batrıq) AşotMsaker’in oğlu Sinbatb.Ashut’tur da. Bugha, Türkleri, Araplar ve Armenianlar birlikte Arap olmayan Tiflis emiri üstüne yürümüştür ve iki tarafta da müslüman ve hristiyan partiler mevcuttur.  (Bir çok insan tutuklanıyor da Bagration olmaya fikrimce biraz abartılı anlam yükleniyor)

Ishaq yakalandığında karısı Bugha ile görüşmek istedi. Dini veya etnik kimliği bilinmiyor ancak Taht/Serir kralının kızı olarak geçer kayıtlarda ve o halde hristiyandı. IbnRusta’ya göre Avar ve al-Gardizi’ye göre Avaz /Abaz idi (B- V diye de okunuyor); TovmaArcruni al-Sarir için awrhazk(աւրհազք) terimini kullandı.

Bu al-Sarir normalde güneydoğu Kafkasya’nın kuzeyinde ve Dağıstan ile bağlantılı ve tüm tariflerde-kaynaklarda aynı yerde.  Ancak kontrol gerektiren 1154 Idrisi haritasında al-Sarirlatince harflerle güney batıya yerleştirilmiş-yukarıda bakın. Bahr nitas dediği Karadeniz, Karadeniz’den güneye baktığımızda (ters harita)solumuzda Caspian ve sağımızda Şam  denizi yani Akdeniz var. Sarir dediği yer Doğu Karadeniz paftasındaki yeşil adacığın hemen altında.  İdrisi okumadım, biz daha 900 senesine gelmedik ve o 1154 senesinde- kastı farklı olabilir veya aksiyonla taşınmalar olmuştur -veya bir şey.  Buna yorum atma kapasitem yok- farklılığa sadece dikkat çekme amaçlıdır- bu yorumlamayı haliyle etkiler.

“Tiflis kuşatmasında Ishak’ın Avar ve hristiyan olduğunu tahmin edeceğimiz karısı istihkamlıSughdabil kalesinde idi ve burada al-Khuwaythiyya/Xut tarafından korunuyordu. Tovma’ya göre peçesiz öne çıktı ve Bugha’ya giderek kocasının hayatı için yalvardı. Ancak kadına aşık olan Bugha  İshak’ın Kura nehri yakınında idamını emretti  ve başını Samarra’ya gönderdi. Iskah’ın karısı o zaman senle evleneceğime Mütevekkil ile evlenirim  dedi. Bugha ısrarlarına karşı koyamadı ve kadın sonra Mutevekkil ile evlendi ve Mutevekkil yeni karısı ile Bugha arasındaki olası romantizmden şüphelendi ancak Bugha hayli popüler bir komutandı ve onu doğrudan öldürmeye cesaret edemeyince sağ gelmeyeceğini umarak en zorlu görevleri ona vermeye başladı vb..

Tiflis kuşatmasından sonra Bugha Arap ve Armenian kaynaklarına göre Albania’ya geçti. Sadece Derbend-Name’de Muhammed b.Khalid  al-Bab’a döndü, BughaDabil’de kışladı, ve sonra Georgian ve Abhazlarla bir dizi savaşlar yaptı diye anlatılır.  Her defasında yener ve pek esir ve ganimet alır, ardından Alan ve Khazar/Khazran) topraklarına ilerler ve onları cizyeye tabi eder. GeorgianKartli kitabında daha belirgin detaylar vardır: “Tiflis yandıktan sonra Tewdosi, Abhaz/Ap’xazların kralı Bugha’nın ordusuna tuzak kurdu. BughaZirak ile AşotMsaker’inSamarra’da esir tutulan oğlu Bagarat’tan torunu Bagarat’ıAp’xaz üstüne yollar ve kendisi de  modern Gürcistan kuzeyindeki dağlık Mtiullerin üstüne yürür. ( KT organik biraz, bendeki kopyada babası BerzaalıAdarnese oğlu Aşot’tur, burada babası Aşot ile AşotMsaker’in oğlu Bagarat aynı adamlar ama bu sefer onlar Vaspurakanlılardır.)

savaşları, Brest-Litovks, Lozan vb yeni bir pencere açılıyor.  Ama Ruslar değil sadece- herkes var ve bir el atmış anladığım kadarıyla -bu Yakın Tarihçilerin ve Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi alanındakilerin   konusu ama benim baktığım yerden tüm taraflardan bağımsız birisi daha el atmış ve Nusret mayın gemisi gibi döşemiş. Açıkcası o bana daha ilginç geldi. 

Abdullah Bay’ın 1830-1921 Rusya’ya Osmanlı İşçi Göçü’nü de okunacaklar yanına ekliyorum. Doğu hikayeleri serisinden artık kuzeye geçiyorum- sırada Karaçay Çerkesk ve büyük büyük büyük halamın ismini aldığına inandığım Arkhyz var.  Bakalım oradan neler çıkacak

Zaman ayırıp okuyan herkese teşekkür ederim.



Bu yazı 2417 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI