bursa escort bayan

Altıparmak Escort Eve Gelen Escort Gemlik Escort Görükle Escort İnegöl Escort Karacabey Escort Kumla Escort Masöz Escort Mudanya Escort Nilüfer Escort Osmangazi Escort Otele Gelen Escort Rus Escort Sınırsız Escort Travesti Escort Ukraynalı Bayan Escort Yıldırım Escort
altıparmak escort çarşamba escort eve gelen escort gemlik escort görükle escort gürsu escort heykel escort inegöl escort iznik escort karacabey escort kestel escort masöz escort mudanya escort mustafakemalpaşa escort nilüfer escort orhangazi escort osmangazi escort otele gelen escort rus escort sınırsız escort üniversiteli escort whatsapp escort yıldırım escort
adalar escort adana escort anadolu yakası escort ankara escort antalya escort arnavutköy escort ataşehir escort avcılar escort avrupa yakası escort aydın escort bağcılar escort bahçelievler escort bakırköy escort balıkesir escort başakşehir escort bayrampaşa escort beşiktaş escort beylikdüzü escort beyoğlu escort bodrum escort bursa escort büyükçekmece escort çanakkale escort çatalca escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort esenler escort esenyurt escort eyüp escort fatih escort gaziantep escort gaziosmanpaşa escort güngören escort istanbul escort izmir escort kadıköy escort kağıthane escort kartal escort kocaeli escort konya escort küçükçekmece escort kuşadası escort malatya escort maltepe escort marmaris escort mersin escort muğla escort pendik escort rus escort sakarya escort sancaktepe escort sarıyer escort şile escort silivri escort şişli escort sultanbeyli escort tuzla escort ümraniye escort üsküdar escort yalova escort
Bugun...


LachishPha Filiz Saban

facebook-paylas
10. Asır Kuzey Kafkasya Peçenekler 1. Bölüm
Tarih: 31-10-2023 08:07:00 Güncelleme: 31-10-2023 10:34:00


Geniş hatlar ve karanlık gölgeleriyle birlikte  antik devlet ve imparatorlukların kartografik tasvirleri kapsamlı politik varlıkların güçlü bağlar ve muntazam bölgesel bağlar içerisinde oldukları izlenimi verir. Bu tasvirler erken devletleşmelerdeki karmaşıklığı fazla basitleştirmekle birlikte,merkezi hükümetlerin geniş toprakları kontrol etmesini de fazla abartır.  

 …Son yirmi yılda kartograflar ve sosyal teorisyenler hangi haritaların ihtiva ettiği fenomenle bağlantılı olarak izleyicilerini yönlendirdiğini gözlemledi.  Görsel bir harita beraberindeki metinden daha güçlü olabilirdi. Rehav Rubin’in de belirttiği gibi haritanın görsel bir kopyasını sunmak başka bir perspektif sağlamakta ama aynı zamanda okuyucunun kendi imgesini kurgulama özgürlüğünü de kısıtlamakta ve hatta elinden almaktaydı.

..Akademisyenler, çağdaş dilbilimsel kültürel antropolojinin, modern tarihin ve politik bilimin de etkisi ile   bu harita ve diğer temsiliyetlerin bilinçli bir şekilde üretildiklerini ve manipüle edildiklerini keşfettiler.

                                                                  …kitap veya araştırma metinlerindeki bölgesel haritalar devlet veya imparatorluğu daima uzun vadede erişebildiği en geniş nihai sınırlarla tasvir etmektedir…

Networks, Territories, and the Cartography of Ancient States  - Monica L. Smith 2005

*

 

Kaldığım yerden (10.Asır’da Kuzey) devam edeceğim ama bu zaman aralığının kendisi ve sonuçları biraz Yedi-Veren gibi dallara budaklara ayrılıyor ve olaylar bizi 1855-56 Kırım savaşına doğru da götürüyor. Bu bölümde ağırlık  DAI ile bağlantılı Aleksander Paroń’un The Pechenegs: Nomads in the Political and Cultural Landscape of Medieval Europe’ da. İki bölümde bitirmeyi düşündüm ama tamamlayıcılarla bölüm sayısı artabilir de.  Ardından Evans’ın Mountains, Steppes and Empires: Approaches to the North Caucasus in the Early Middle Ages’ine döneceğim ve ardından da 2011 Tiflis basımı Assays from the History of Georgia ABKHAZIA from ancient times till the present days özeti gelecek. Sonuncusu ile alakalı yardımcı olmak isteyen varsa-anlamadığım kısım Tiflis’in bilhassa Kilisesi 1864’den sonra (belki öncesi de vardır bilmiyorum) Ruslardan ziyade Muskovit Rus/Slav Kilise ile araları açılıyor ve bu fazda bende bıraktığı tat anlamında tabi, Abazalar neden Gürcü sorusunun cevabını biçimlendiren Abazalar değil aslında neden Slav/Rus değiller ve neden Gürcüdürler biçimlendiriyor.

Ruslarla  1856 ve 64’e giden yol anlamında ben çapayı 1589 Safevi anlaşmasına attım ancak mevcut tezlerin tamamı Osmanlı Rus ihtilafına temel olarak 1700lerin Deli Petro’sunun sıcak denizlere çıkma isteği ve ayrıca Çarlık Rusya’nın ortodoksluk bayraktarlığını alma arzusunu gösterir ve Kudüs bu bağlamda sorunların merkezinde yer alır ama bana göre bu sebep değil, sonuçlardan biridir. Fikrimce sebep İdil-Hazar ticaret yolundaki ilk temas ile doğuyor.  Evliya Çelebi’yi de araya alırsak tabi yerli yabancı epeyce tarama da yaptım yine cevap bulmak gereken bir soru daha var. Karadeniz Doğusu’nda kıyı ve nehir güvenlikleri 1454/74 ila 1700 sonlarına kadar sağlandı? Tehdit çünkü daima tıpkı 7-11.asır Roma-Khazar ilişkilerinde  veya 2-4.asır Roma -Goth /İskit/Alan ilişkilerinde olduğu gibi doğudan değil kuzeybatı Karadeniz’den geliyor-bu belki coğrafya ile alakalı bir tekrar ama sonuç değişmiyor.

1770 Temmuz Çeşme Baskını -Rus Baltık filosu Akdeniz’e Karadeniz’den inmiyor-hangi rotayı takip etti de Akdeniz’e Çeşme’ye kadar gelebildi?  Ve neden? Karadeniz’den gelemediğine göre demek ki Karadeniz’de aktif hakimiyet vardı bir de böyle bir sonuç var. Bu hakımiyet nasıl sağlanmaktaydı?

Çelebi ile birlikte bakar isek 1640-80’lerde Doğu kıyıları doğrudan Osmanlı iradesi altında değildi veya eskiden öyleydi ama sonra sonra birşeyler değişti ama öyle ise de değil ise de demek ki bir çeşit pozitif anlaşmalar ağları olması lazım ki kıyı güvenliği sağlanabilir olsun?

Tüm zamanlarda aktörler değişse de  Karadeniz geneli ve Doğu Karadeniz sığ su ve nehirler yönetimi açıkta.  Olayları karadan görmek ile denizden görmek arasında her zaman fark var.

*

En geç 959’da tamamlanan De administrando Imperio (DAI)’da batıdan doğuya kuzey kıyıları:

Selanik’ten Belgrat denen Tuna üstündeki şehre sekiz günde varılır;

Tuna’nın ötesindeki Moravya’nın berisinde, Tuna ve Save ırmağı arasında Magyar Türkler yaşar;

Tuna aşağısında, Distra karşısından Sarkel’e kadar Patzinacia uzanır;

Tuna ile Sarkel arası 60 günlük yoldur ve burada Dinyester ile Dnieper yanısıra Syngoul, Hybyl, Almatai, Kouphis ve Bogou ırmakları ile başka epeyce nehir daha vardır;

Dnieper yukarısında Ruslar yaşar; Rusya dahil Bosporus’a kadar ki topraklar, Kherson’dan Sarat ve Burat’a kadar ki topraklar ve 30 yer daha Patzinacia’ya aittir; Tuna- Dinyester arası denizden 120 mildir; Dinyerster-Dnieper arası altın kıyı 80 mildir; Dinyeper ağzından sonra bir insanın geçmesi imkansız Necropyla körfezi gelir; Dnieper-Kherson arası 300 mildir ve burada tuz madenleri ve limanlar vardır;  Kherson-Bosporus arası 300 mildir ve burada şehirler vardır; Bosporus’dan sonra büyük ırmakların döküldüğü  Maeotic gölü ağzı gelir- Necropyla’nın karşısında ve 4 mil içeride kalır;  Maeotic kuzeyinden Rusların Kara Bulgar, Khazaria ve Syria’ya gittikleri Dnieper akar.

 *Syria derken kastettiği bizim anladığımız Suriye değil ama Peçeneklerin  Syrou-kalpei vilayeti olmalı düşünüyorum-doğru izde isem tarife göre burada bir gümrük karakolu olması lazım. Ve öyle ise Sarkel üstünden de Khazaria’ya geçiyorlardı muhtemelen. DAI Peçenekler hakkında Peçenek ülkesi Uzya ve Hazarya’dan 5, Alan’dan 6, Morida’dan 10, Rusya’dan 1, Türkiye’den (Macar) 4 ve Bulgaristan’a yarım günlük yoldur ve Kherson’a çok yakın ve Bosporus’a daha da yakındır. Bu sekiz vilayet toplam 40 semte bölünür ve her biri beylikler ile yönetilir. Uz savaşında bunlardan bir kısmı kendi isteği ile Uz tarafında kaldı. Uzlarla yaşamayı seçenler  dize kadar uzanan tunik giyerler ve artık Peçenek olmadıklarını vurgulamak için de giysilerinin yenleri omuzdan kesiktir der.

Büyük sekiz prenslik adları İrtim, Tzour,Gyla, Koulpei,Charaboi,Talmat,Chopon ve Tzopon’dur.  800 başlarından ortalarına doğru tahmin ettiğim İç savaş vaktinde İrtim’de Baitzas, Tzour’da Kouel,Gyla’da Kourkoutai, Koulpei’de Ipaos, Charaboi’da Kaidoum, Talmat’da Kostas, Chopon’da Giazis ve Tzopon’da Batas prensdir. Bunlar öldüğünde çünkü yasaları ve kadim geleneklerine göre yetkiler kardeşlere veya oğullara devredilmez, kuzenlerinden uygun olanlar yerlerini alır; yabancı biri sistemlerinde asla içeri sızamaz ve onlara prens olamaz; Peçeneklerin 4 vilayeti Kouartzit-tzour, Syrou-Kolpei, Boro-talmat ve Boula-tzopon (dikkat etti iseniz kök toponim yerinde duruyor ama başına yeni prens adı ekleniyor) Uzya, Hazarya, Alanya, Kherson ve diğer bölgelere bakan doğu ve kuzeye doğru Dinyeper nehri ötesinde bulunur; diğer dört boy/prenslik Dinyeper’in bu yakasında(batı) ve Bulgaristan’a komşudur.Bunlardan Kato-Gyla Turchia’ya (Macaristan); Charaboi Rusya’ya; Iab-ertim  Rusya’ya bağlı mıntıkalara yani Qultin,Dervlenin,Lenzenin ve Slavların geri kalanına komşudur. ..Dinyester ırmağı beri yakasında Bulgaristan’a bakan yüzünde boşaltılmış şehirler vardır. İlkine taşları çok beyaz olduğundan Peçenekler Aspron der, ikinci şehir Toungatai, üçüncü şehir Kraknakatai, dördüncü şehir Salmakatai, beşinci şehir Sakakatai, altıncı şehir Giaiokukatai’dır.  Bu şehir kalıntılarındaki kilise ve taşa yontulmuş haçlar bir zamanlar oralarda Romalıların yaşadığını hatırlatır; Peçeneklerin hepsine değil, Iabdierti, Kourartzitzour ve Chabouxingyla halkına Kangar da denir çünkü onlar geri kalanlardan daha cesur ve soyludur.

DAI’ye göre Maeotic doğusunda Sarkel şehrinden geçen Tanais ırmağı, mersin avlanabilen Karakul, Bal, Burlik, Kadir ve başka ırmaklar akar; Maeotic gölünden Burlik denen bir ağızın boğazı 18 mil olup Pontus’a akar, bu boğazın ortasında Atek denen bir ada vardır;

Bosporus karşısında Tamatarha denen şehir vardır; Tamatarcha’dan 18-20 mil sonra Zichia ile Tamatarcha’yı ayıran Oukrouch adlı bir nehir vardır;

Zichia Oukrouch ve Nicopsis nehirleri arasında uzanır, 300 mildir ve burada ırmakla aynı isimde bir şehir vardır  (bu şehir daima Nikopsis ve Nikopsis de anladığım kadarıyla Gagra veya Afon olarak hesaplandı ama o belki Oukrouch nehri ile aynı ismi taşıyan bir şehri kastetti?);

Zichia ötesi Papagia denen ülkedir; Papagia ötesi Kasachia denen ülke ve Kasachia ötesi Kafkas dağlarıdır ve dağların ötesi de Alania ülkesidir. Zichia açıklarında irili ufaklı adalar yanısıra 3 adalar vardır, ek olarak kıyıya yakın Zichialıların inşa ettiği suni adalar da ( Tourganich, Tzarbaganin, birkaç ada daha, ayrıca Spatalon limanında bir ada, ve Peleia’da bir ada)  Zichialılar bu adaları otlak olarak kullanır. Alan akınlarında Zichialılar Peleia’da ki adaya sığınmıştı.

*Alanlar niye başkasına değil de Zichlere saldırdı-bulmamız lazım

Zichia hududundan yani Nicopsis ırmağından sonra Abasgia başlar, kıyı alanı Sotirioupolis’e kadar 300 mildir. Hepsi birlikte kuzey İskitlerini oluşturur. (Soteriopolis için Bulgaristan dahil birkaç aday daha var -bununla ilgili sonra yazacağım ama bu tarifteki Soterioupolis Trabzon’u içine alır veya Borçka tarafı kastediliyordur bu tarihler için denir. Tarif Abo’nun konversiyonundaki Apxazeti tasviri ile örtüşür ve teknik olarak eski Pontus Polemoniacus/ArmeniaC bölgesidir sonra Chazaria,Ghazarie olarak da anılacak sınırları biraz değişkenlik göstererek-Çelebi Evliya 1640’larda bu kıyıdan tekrar Abhazya olarak bahsedecek ama 1700 ortaları veya sonlarında Abhaz tarifi değişip yerini büyük ölçüde Çerkesya’ya bırakacak.)

DAI’de Peçeneklerin başka bir halkı Kherson’a dayanır,ticaret yapar ve Rusya, Khazarya,Zichia  ve çevresindeki her yerde imparatora hizmetler sunarlar ve Khersonlular da onlara satmaya izinli oldukları mallardan satarlar - ihracat kısıtlaması var. Bir imparatorluk temsilcisi Cherson’a gittiğinde Patzinacia’ya haber gönderir ve ve oradan gelen bir rehber beraberinde getirdiği rehineleri Kherson’da bırakıp temsilci ile Patzinacia’ya döner (Patzinacia imparatorluk kontrolünde değil); 

Türkler derken burada kastettikleri Magyarlardır- batı Patzinacia’da Bulgarlar’a yakın bir yerde yaşarlar : Turcia; Moldova’ya yerleşmeden önce olsa en geç 896’dan bahsediyor olmalıyız. DAI’nın tamamlanma tarihi 950-59’dur ama içeriğinde 800 ortalarından 959’a kadar ki olaylar -periferi tanıtımı olarak ve bilhassa yabancılarda 3-4 kuşak istihbaratı sağlanarak yapılır.  DAI iç olaylar veya kişiler hakkında bilgi vermez.

Khazarların 9 vilayeti Alanya’ya bitişiktir ve Alanlar Uzlar  ile veya tek başlarına bu 9 vilayete saldırırsa Khazarlar büyük yıkım yaşayabilir, onların tüm zenginlikleri (Alan hududundaki) bu 9 bölgeden gelir; Alanlar Khazarlar yerine Roma imparatoru ile dost olursa ve Khazarlar imparator ile dostlukta istekli olmaz ise, o zaman Alanya yöneticisi Khazarların Alan, Sarkel, bölgeler ve Kherson’a geçiş yollarını bilgece yönetebilirse o zaman Kherson ve bölgeler barış içinde yaşayabilir. ( Bu 9 vilayet neresi?)  Kara Bulgarlar da Khazarlara saldırabilir  demiş DAI yazarı. Oğlu II. Romanos’a hitap ettiğini varsaysak, Romanos 939’da doğdu, o halde yaklaşık 950-60 aralığından bahsediyoruz-demek ki bu vakitte Romalılar artık Khazarlarla sorun yaşamaya başladılar ve öyle ise Alanlar Mysticus’un mektuplarını dikkate alırsak yaklaşık 50-60 senedir yani 890 sonları -900 başlarından itibaren güç olarak varlar. Ama Peçeneklerin ayrılması ile sonuçlanan iç savaşın daha önce yaşanmış olması lazım. *

 

Aşağıdaki  harita 1715 tarihli ve De Administro Imperio’ya göre çizildiği söylenen harita. Muhtelif sitelerde sıkça kullanılır-karşılaştırdığınızda tarifte Lazica (Colchis) olmadığını ama haritada olduğunu göreceksiniz.  Chazaria denen yerde ise Cherson-Bosporus olması ve hemen üstünde de Peçeneglerin yaşıyor olması lazım. Haritada Regio Taro denen yer theme Tarön -DAI onlardan Couropalates Iberleri olarak da bahseder ve Terra Basprakan/Vaspurakan dediği yer de bugün bizim Abaza mı Gürcü müydü diye tartıştığımız 10.asır “krallık” bölgesidir. Bu harita ile bağlantılı Oana Mădălına Popescu “Dositheos, the patriarch of Jerusalem. Historical and traveler notes on the Caucasus” da tartışır. Zichia’dan çok uzak olmayan Keraunios dağları hakkında yazmış : “Caucasia Zichia ile Keraunios dağları arasında uzanır.” Bu Strabon’dan alıntı; Caucasus dağları kuzeyinde Asiatic Iviria/İberia vardır.Albania veya Colchis (Phasos) yine Strabon’danmış.  Dositheos kuzeyi tarif ederken Sarkel kalesi, ve Karacul nehrinden bahsetmiş, bu kesitte DAI’den kopyaladığı sanılıyor -genelde kaynak göstermiş ama bazı kesitlerde göstermemiş.

 

 

Karacul DAI’de Peçenek tarihiyle bağlantılıdır. Dositheos Peçeneklerin Pannonia’dan Sarkel’e kadar topraklarda yaşadıklarını söylerken yine DAI’den faydalanmıştır. Caucasia bölgesi tarifinde Tanais(Don) nehri ile Asia’dan ayrılır der (Avrupa kanadı için), Ucruh (Oucrouch?), Karacul, ve Nikopsis nehirlerinden bahseder ki bunlar da DAI’dendir. Nikopsis aynı zamanda kale adıdır, ve bu kale Anakopia olarak da bilinir (modern Afon kastediliyor); Dositheos tarifiyle çizilen 1729 tarihli  Venedik çizimi haritada tüm bu nehirler, Turhanesh ve Tzervgeni kaleleri Grek ve Latin dillerinde işaretlenmiştir. Bu harita  “Imperii Orientalis et Circumiacentium Regionum sub Constantino Porphyrogenito et eius praedecesoribus Descriptio” adı ile basıldı, haritayı  Guillemo Del’Isle çizdi. Haritada Zichia ayrıca, Ponticum Mare /kuzeydoğu sahilleri; Casalia ve Papaghia bölgeleri de tasvir edildi; kuzeyde Tanais ve Karacul nehirleri, Crimeria ve Maeotica Palus da yer aldı. Egeria,Mingrelia veya Colchis adlarıyla da bilinen Lazica’ya da haritada yer verildi. Colchis toponimi Grek histografyasında sıkça kullanılırdı ve batı Kafkasya bölgesinde olup Abasgia güneyinde idi. (Romalılar bu tabiri kullanmayı terk edeli çok olmuştu, DAI de öyle bir yer adı olmadığını hatırlatayım) Dositheos Colchis ve Mingrelia terimlerini Procopius’dan aldı ( Procopius’da bir tanesi Karadeniz’de diğeri Ürdün yakınlarında olması lazım iki ayrı tasvir olduğunu dikkate alın. )

İlaveten 1544 Agnese Battista haritasında Mingrelia şimdi Çerkesya denen yerdir-aşağıda ve Oxford sözlüğüne göre Mingrelia Türkçe kökenli veya etkileşimli bir toponim olup bin pınar/bin su yani akarsular ülkesi gibi bir anlama gelmektedir. Battista’daki Mingrelia, Evliya Çelebi’deki Minkrelia ve ayrıca Gürcistan tarihçiliğinin bahsettiği Odishi (Megrelya) farkları başka bir yazının konusu. Çelebi’nin 1964 baskısı tercümesinden konu ile alakalı ekran görüntüleri de harita altında.

 

 

Dositheos Sarkel kalesinin inşası için atanan Bizans komutanından da bahsetti( 829-42 İmparator Theophilus’un kayınçosu Petronas inşa ediyor-metinde ondan Peter Kamateros diye bahsedilir. Petronas ardından muhtemelen Peçenek olası  tehdidi ile alakalı Klimata bölgesi (Kherson ve Bosporan) askeri valisi olacak)

Dositheos Alanlardan çok dindardılar diye bahsetti; ancak Tatar işgalinden sonra bir kısmı dini terketmiş ve müslüman olmuştu (Moğolları kastetti sanırım) Roma ve Bizans tarihçiliğinde Alanlara pek çok atıf olmasına rağmen Dositheos Menander ve Prokopius’dan faydalanmayı seçmişti; Alanlar Bizanslılarla ihtilaf yaşayan Abasgoi ile savaştı ( II.Justinian’ın ikinci taht dönemi -Theophanes-buradaki Abasgoi ama bizimkiler değildi-sonradan imparator olacak Leo bu problemi çözmek üzere bölgeye gönderildi.Aynı Leo’nun oğlu Constantin Tzitzak ile evlenecek ve oğulları Khazar lakaplı Leo sonra imparator olacak.  Tzitzak’ın ailesi Khazarların Dağıstan kanadından olabilir, aynı tarihlerde onlar bir gelin de Bağdat yönetimine verecek : “ Ibn Atham al-Kufi’den nakledilen bir diplomasi evliliği hakkında olup, develer hakkında da bilgi verir. Yazid b.Usayd ibn Zafir al-Sulami halife Mansur’un emri ile  100 bin dirham başlık/mehr ödemiş ve Khazar egemeni (Baghatur’un)  kızı (Khatun) ile evlenmiştir. Gelin hanım kendi halkından 10 bin Khazar askeri ile (min ahl bayt min al-khazar) birlikte gelir Çeyizinde 4.000 kısrak (ramaka), 1.000 katır (bagh wa baghla), 1.000 köle/hizmetkar (insan), 10 bin küçük Khazar devesi ( jamal khazari min al-jamal al-sughar),  1.000 çift hörgüçlü Türk devesi (jamal turki kull jamal minha bisanamin), 20 bin koyun, 10 bin kapalı araba ( altın ve gümüş kaplı, ipek ve kürklerle süslenmiş) 20 torba altın ve gümüş eşyalar-kap kacak, ve fazlası vardır.

“Khatun ve kafilesi Bardaa duvarları dışında kamp kurdular.” Yanlış hatırlamıyorsam bu Khatun doğumda veya doğumdan hemen sonra öldürülecek veya babası öldürüldüğünden şüphelenecek ve bu da Khazarlar ile Araplar arasında çok ciddi bir krize sebep olacak (762-64); bu tarihlerde Tzitzak da Roma imparatoru Constantin’ ile evlenmiş ve oğulları Leo doğmuştu. Hem Constantin’in hem de oğlu Khazar Leo’nun isimlerinin güney doğu Kafkasya’da anıldığını dikkate alalım. Leo 780’de vefat edecek, 787 krizi var bir şekilde aşılıyor ve 800-830 aralığında Frankler ayrılacak ve sonra Papalık Patriklikten ayrılacak.

Mountains, Steppes and Empires: Approaches to the North Caucasus in the Early Middle Ages’de Evans bu pasajla alakalı ipek, kürk, sürü hayvanları hatta köleler/hizmetkarlar zaten beklenen unsurlar ama Khazar ve Türk devesi ayrımdan anlamak tam olarak ne? Hörgüç sayısı mı? diye sorduktan sonra devam eder:

“çift hörgüçlü develer kuzey Iran ve iç Asia’ya has elementlerdir ve 11.yüzyıl başlarında Oğuz Türkmenleri tek hörgüçlü deve ile çift hörgüçlü erkek deveyi çaprazlama yolu ile ürettikleri daha nitelikli ırkı kervan yolları kullanımı ve ayrıca askeri maksatlı olarak  satarlardı. Oğuzlar Karakum çölü güneyinde Kopet Dagh kuzeyine yerleşmişlerdi ve burada kendi hibrid develerini üretmekteydiler.  Al Kufi, Khazar develeri ile çift hörgüçlü develeri kuzey Türk dünyası ile ilişkillendirdiği için ve  bahsettiği Khazarlar Kur vadisi ve Bab al-Abwab güneyinde olacağından onlar bu develeri ya kendileri yetiştiriyordu veya topraklarında deve besiciliği yapan göçebeler yaşamaktaydı.”

12.asır Bizans yazarı Zonaras’dan da alıntı yapan Dositheos sadece Alan veya Zichlerin itikadi hallerinden bahsetmez ama onların eklesiyastik örgütlenmeleri hakkında da bilgi verir. Byzantine kilisesine bağlı epeyce kurumları vardır.  Alanyalı Theodoros (burada Alania derken kastedilen lokasyon bizim Abasgia yanlış bilmiyorsam-o zamanki eklesiyastik ismi Alania); Soteriopolis ve Zichia piskoposlukları .. Eklesiyastik örgütlenme listesinde Bizans imparatoru Andronicos Palaiologos’dan çekme yapmıştır;  Constantinopol patriği Ioannes Bekkos’a karşı kararlar alınan 1285 Sinodu’ndan da bahseder ( 1204’den itibaren İatin işgali olduğunu dikkate alın) . Sinod katılımcıları arasında Zichia metropolitanı Vasileos ve Alania ve Soteriopolis metropolitanı Nicetas da vardır ve onlar hypertimos titri kullanmaktadır; Dositheos 14.asır eklesiyastik belgelerinde Sougdaia’da metropolitanlık tahtı olduğunu ve ayrıca Alania, Zichia ve Tmutorokan piskoposluklarının anıldığını da belirtir;  Varlaam’a karşı kararlar alına bir diğer sinod kaydında imzacılar arasında hypertimos ve Sougdaia piskoposu Eusebios vardır; Sougdafulon’da  da eklesiyastik taht olup 12.asırda Sougdaia ve Phoulon bölgelerinden sorumludur; Kıbrıslı Georgios’un dediği gibi Sebastopol (Sohum) Constantinopl’un başepiskopallık merkezi idi der; Alan ve Zichler hakkında mixoturkoi tabiri kullanırken Türk’ten müslümanlığı kasteder ve bir kısmı Tatar işgali sonrası müslümanlaşmıştı demek ister

*1600 başları Kazak saldırıları üzerine Kefe’de Xacatur isimli bir Ermeni rahibi anılarında Kazaklardan “hristiyanları öldüren, kiliseleri yağmalayan ve kadınları kaçıran  tanrısız haydutlar” diye bahsetti; Kazakların bir diğer Kırım akını ardından Xacatur, “Türkler ve Ermeniler birlikte ağladı ve yas tuttu,” diye yazarken de Türkler ifadesi ile müslümanları kastediyordu(D. Kolodziejczy). Tabi burada Kazaklara küfretmekte acele etmemek lazım çünkü Kazak derken de insanlar millet olan Kazakları kastetmiyor, 17.asır realitesi Karadeniz’inde rekabet Osmanlı, Rus ve Polonya-Litvanya arasında. Hepsinde de kendisini Abaza, Çerkes, Tatar, Nogay, Gürcü vb tanımlayan unsurlar var ve bazen misal Kırım hanlığında olduğu gibi iki öz kardeşten biri bir tarafta diğeri diğer tarafta olabiliyor.

Dositheos Kedrenos tarihinden de faydalandı. Comnenos imparatorları dönemine ait kimi belgelerin Mingrelia’daki bir manastırda saklandığından bahsetti; 1364 Alexios Megas Comnenos dönemine ait bir ferman Sümela manastırında muhafaza edilmekte idi; 18.asırda Chrysantos Notaras (Dositheos’dan sonraki Kudüs Rum patriği) onun çalışmasını kitap olarak bastırdı. D.Cantemir de bu kitaptan alıntılar yaparken  Prut nehrinin Ptolemaeus’da Gerasus , Ammianus Marcellinus’da Porota ve  antik Greklerde Pyretus anıldığına dikkat çekti; Rusya’da yaşadığı zamanlarda Türk ve Pers kaynaklarından faydalandığını ama kaynakçaları göstermeden belirtti; 1647-72 Antiochia patriği Macarios Cantemir’de  sinoda katılmak için Rusya’yı ziyaret ettikten sonra Georgia üzerinden yerine döner; D.Cantemir o vakitler Çar Büyük Peter’in 1722Pers seferi için Kafkasya’da  idi ( Dimitri Kantemiroğlu -Boğdan  beyi. Osmanlı ile ters düşünce 1711’de Rus himayesine giriyor) Macarios Vatikan kütüphanesinde muhafaza edilen Arapça yazmalarında Georgianlardan da bahsetti.

Macarios Gürcülerin hristiyanlaştırılması ve Aziz George’a özel ilgilerinden de bahsetti. George kültü diğer kaynaklarda da bahsedildi özellikle Azize Nina aracılığı ile konversiyonları ile bağlantılı ( 4.asırda kral Mirian’ın konversiyonu bahsi)-

bu adamlar tabi niye tabi ard arda kuzuların civcivlerin peşine düştü -kim hangi taraf lehine toplama yapıyordu diye de sormak lazım gelebilir 1700 başları ortamında.

Ruslar Caucasia bölgesine 16.asırdan beri ilgi duyuyordu ( Hazar denizi tarafında yatırımları var. Osmanlı ile Ruslar benim anladığıma göre aslında Khazar denizi tarafından dolayı karşı karşıya geliyor önce ve olaylar sonra onları Karadeniz’de de karşı karşıya getiriyor.) Çar Peter Dimitri Cantemir’in oğulları Antioh ve Cantemir’i  bölgeye (doğu Kafkasya?) gönderdi; alman profesör Bayer onların aktiviteleri hakkında yazdı; G. Valsan Cantemir’in çizdiği Derbent yakınındaki caucasia duvarı haritasını alıntıladı, dağları çizen yazar Cantemir kardan da bahsetmişti. 

Caucasus hakkında iki jeografik çalışma vardır ilki Chrysanthos Notaras ve ikincisi Atina metropolitan piskoposu Meletios’a ait.  Meletios Cantemir’in öğretmeni idi ve kitabı 1726’da Venedik’de basıldı.  Georgia doğusundaki Albania’dan bahsederken Iviria ile Caspian denizi arasında yer alır der ve Colchis’deki  nehirler, dağlar ve kasabalardan da bahseder.

*XVII. Yüzyılda İdil-Hazar Ticaret Yolu ve Dağıstan-İsmail Bülbül’den bu  period için devam edebilirsiniz.

*

II. Dositheos 1669-1707 aralığında Kudüs Rum Kilisesi patriği idi. 1200 sayfalık Jerusalem/Kudüs patrikliği tarihi kitabında Kafkasya’dan da bahsederken tıpkı bizim ve pek çokları gibi erişebildiği çeşitli asırlarda yazılmış kitaplardan faydalandı ve tasvirlerini de bu kaynakçaları üzerine kurdu. Dositheus günleri Kudüs’ü Osmanlı idaresi altında idi. Kudüs’te müslümanlar yanısıra Latin, Ermeni ve Rum ortodokslar var. 19. yüzyılın ikinci yarısında Kudüs Beytüllahim Kilisesi’nde Osmanlı idaresi- Mihriban Uçar’dan devam edebilirsiniz. Mısır fethinden 1700 ortalarına kadar ki yaklaşık 200 senede tabi çeşitli ve çok yönlü gelişmeler var-Kudüs büyük olasılıkla yukarıda özetlenen 1700 başları kuzu -civciv sayımının da bir neticesi olarak Rusların da ilgi alanına ortodoksluğun bayraktarlığı anlamında giriyor ve süreç devamında 1853-56 Kırım muharebesine kadar uzanıyor ama Ruslarla Osmanlı’nın karşı karşıya gelme sebebi kronolojik takipte hiçbir zaman dinler arası ilişkiler değil, asıl aksiyonları İsmail Bülbül’ün aktardığı idil-Hazar ticaret yolu ile başlıyor ve kademeli olarak muhtelif çıkar çatışmaları en nihayetinde olayları sadece din-miş mevzu basitliğine indirgiyor anladığım kadarıyla ve bu yanıltıcı çünkü tarafların hepsinde başat doktrin var ama diğer dinlerden insanlar da var ve sadece hristiyanlığın veya ortodoksluğun bayraktarlığı için değil Müslümanların temsilciliği için de rekabet var.  Sonra Tiflis Kilisesi ile Muskovitlerin arası açılıyor ve Tiflis yönetimi de değil aslında ama Kilisesi ki o hangisi belli değil, Abazaların neden Abaza değil ama Gürcü olduklarını ispata adıyor kendisini ancak burada asıl rekabeti Rus/Slavlıkla -Abhazlarla değil. Sonradan hedefi kavmi Abhazlar kendi deyimleri ile Apsualar oluyor. Bu fazda Gürcistan tarihçiliği Gürcülüğü kavmi Kartlianlık değil itikadi düzlemde  Gürcülük olarak görür. Handikapı şu 16-17 asır Tiflis (Kartli) Katolik veya Latin Ortodoks olması lazım. 1652-66 Rusya’sında Eski İnananlar krizi var-ancak Kartli ile Kakheti prenslikleri Rusya himayesine 24 Temmuz 1783’de girdi -Eski İnananlar krizi üstünden bir asırdan fazla zaman geçti. 1783’ten 1800 sonlarına kadar ki o bir asırda ne oldu ve Tiflis ile Moskova kiliseleri rekabete girdi?  Assays from the History of Georgia ABKHAZIA from ancient times till the present days adlı kitap-Tiflis 2011 bu detaylara hiç girmiyor ve Gürcistan tarihçiliği hale göre prensip olarak kendisinin ne olduğunu değil, başkalarının ne olmadığını anlatmaya çalışmakla sezonu kurtarmaya çalışıyor..  Ancak bu ifademi Gürcü karşıtlığı cinsinden görmeyin- ben olaylara başka açılardan bakıyorum ve kendi sorularımın cevaplarını arıyorum. Yaşayan ihtilafla alakalı olan tezlere zaten katılmıyorum ve öyle de olsa böyle de Dağlar ilk kez savaş görmedi ve insanlar da ilk kez barış yapmayacaklar-teorik olarak Savaş’ın da Barış’ın da ustaları olmamız lazım biz hepimizin; bu vesile ile şahsen tarafların birbirlerini onore edecek bir dili keşfedip  birbirlerini Barış ile kutsamalarını kalpten dilerim.



Bu yazı 2279 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI