bursa escort bayan

Altıparmak Escort Eve Gelen Escort Gemlik Escort Görükle Escort İnegöl Escort Karacabey Escort Kumla Escort Masöz Escort Mudanya Escort Nilüfer Escort Osmangazi Escort Otele Gelen Escort Rus Escort Sınırsız Escort Travesti Escort Ukraynalı Bayan Escort Yıldırım Escort
altıparmak escort çarşamba escort eve gelen escort gemlik escort görükle escort gürsu escort heykel escort inegöl escort iznik escort karacabey escort kestel escort masöz escort mudanya escort mustafakemalpaşa escort nilüfer escort orhangazi escort osmangazi escort otele gelen escort rus escort sınırsız escort üniversiteli escort whatsapp escort yıldırım escort
adalar escort adana escort anadolu yakası escort ankara escort antalya escort arnavutköy escort ataşehir escort avcılar escort avrupa yakası escort aydın escort bağcılar escort bahçelievler escort bakırköy escort balıkesir escort başakşehir escort bayrampaşa escort beşiktaş escort beylikdüzü escort beyoğlu escort bodrum escort bursa escort büyükçekmece escort çanakkale escort çatalca escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort esenler escort esenyurt escort eyüp escort fatih escort gaziantep escort gaziosmanpaşa escort güngören escort istanbul escort izmir escort kadıköy escort kağıthane escort kartal escort kocaeli escort konya escort küçükçekmece escort kuşadası escort malatya escort maltepe escort marmaris escort mersin escort muğla escort pendik escort rus escort sakarya escort sancaktepe escort sarıyer escort şile escort silivri escort şişli escort sultanbeyli escort tuzla escort ümraniye escort üsküdar escort yalova escort
Bugun...


LachishPha Filiz Saban

facebook-paylas
10. Asır Kuzey Kafkasya 2
Tarih: 05-10-2023 10:12:00 Güncelleme: 30-10-2023 13:28:00


901-7 ve 912-25 Konstantinopol patriği Nicholas I Mystikos  Alanya başpiskoposu Peter’a yazdığı mektuplarda kuzey Kafkasya’ya  mektup göndermenin zorluklarından bahseder. Mektupların artılmış kronolojisi Alan misyonun 913-14 aralığındaki Kafkasya’daki ilişkisi hakkında ve ayrıca Nicolas’ın aktiviteleri ve 921-44 Romanos I Lekapenos aktiviteleri hakkında bilgi verir. DAI de ayrıca bölge için önemli bir bilgi kaynağıdır. Bizans kaynakları, misyonerlerinin 932’de sınır dışı edilmesinden hiç bahsetmemelerine rağmen, Alan elitlerinin alternatif politik otorite seçenekleri olduğunun farkındadır. 

*Mesudi’de hudut dışı edilen Bizans piskopos ve rahipleri El-Lan ülkesindendir ama Zelençuk-Arkhyz Alan ülkesinde olup Peter’in piskoposluk koltuğu modern Gagra’nın sırtındadır. 10. asır başlarında Zelençuk- Arkhyz ‘da Alan başpiskoposluğu var. İmdi herkes tariflerden emin ise:

Mysticus Nicholas’ın Alan başpiskoposu Peter ile yazışmalarından anladığıma göre Peter aslında 907-12 Constantinopol patriği Euthymius’un kardeşi (ep.134-135-136) veya spritüel biraderi

Euthymius-Peter kardeşler aslen Mersin’li (Isauria-Seleuikos)

Alanların Doktrin ile tanışmasını Euthymius sağladı ( bu Alanlar Zichlere saldırdıktan (DAI) sonra mı yoksa önce mi bilmiyoruz ve herkes yek diğerine göre kafir olduğundan kendisi de kafir Alanların o kadar kafir arasından neden Zichlere sadece saldırdığını da bilmiyoruz)  ve sonra Constantinopol’de bir skandal yaşandı, Nicholas Patriklik koltuğundan alındı, Peter Alan ülkesine atanmaktan ziyade içeriğe göre sürgün edildi aslında ve o sebepten sürekli mızmızlanıyor; ve Euthymius patrik oldu ve sonra Mysticus tekrar patrik oldu ve tüm bunlar Mysticus’un patriklik tahtını idare ettiği zaman dilimi üstünden 901-925 aralığında gerçekleşti ama öncesi de olabilir.

Euthymius biyografisine göre  907’de patrik olmadan önce 6 yoldaşı ile Psamathia manastırına bağlı “Ta Agathou” denilen bir yere bir çeşit inzivaya çekiliyor ve daha sonra da aynı yere sürgün ediliyor ve 5 Ağustos 917’de orada vefat ediyor. Bu kilise ve manastırların tamamı Wikipedi’de İstanbul çevresi ile sınırlıdır- başka yerde hayat yok sanki ama Trabzon kilise ve manastırları tarihinden girerseniz burada da (bölgede yani) var ve başka yerlerde isim-daş mevkiler var ayrıca;  eğer Euthymius beraberindekiler ile evvelden Doktrin’i tanıttığı Alanların ülkesine ziyaret yapacaksa ve Peter da o Alan ülkesinin başpiskoposu ise ve o başpiskoposluk da Zelençuk-Alan’da ise demek ki 10.asır başlarında orada da Ta Agathou denen bir yer vardı? 

146 mektup imparator VI.Leo’nun vefatı ile alakalı olduğuna göre 912 öncesindeyiz ve ismini bilmediğimiz AbasgiaExousiakrator’ü ile yazışmaları da o zaman daha öncesine aitti.  Abasgia Despotu (yerel idareci ve toprak sahibi) George’a yazdığı mektup ise Bulgar savaşı ile alakalıdır. DAI’ninArdanoutzi krizinde andığı  Magistros George da diğer tüm hudut unsurları gibi seferberlik için hazır ol emri almıştır ve George Nicholas’a bu konuda sordu herhalde, Nicholas dostlukları gösterme vakti der. Bu mektubun hiçbir yerinde Alan sözcüğü geçmez -dilini anlamasanız da Alan ve Bulgar kelimelerini ayırd edebilirsiniz, kopyasını ekledim; ve despot George tarife DAI tarifine göre Ardanuç yakınlarındadır, DAI’de anlatılan  Ardanoutzi olayı RomanosLekapenos dönemidir. Mysticus 925’de vefat edecek, yazışma 920-21 Bulgar savaşı ile alakalı belki veya öncesi de olabilir.

Kuzey Kafkasya kilisesinde 965 tarihli bir yazıtta Alanya egemenlerinin isimler, metropolitan piskopos, imparatorluk elçisi ve Bizans imparatoru Nikephoros II Phokas’ın (963-9) vardır ve yazıt Byzantin kilise adamının bölgeye dönmesi için en erken tarih belirler (Kovuldukları El Lan varsayıldığından)  ki bu durum Hazar hanlığı ile Bizans imparatorluğu arasındaki ilişkilerin değiştiğine işarettir, NikephorosPhokas tarafından dindarlık ve askere alma kalıpları yeniden düzenlenmiştir. Son olarak Zelençuk vadisinde, ortaçağ Bizantin stili kiliseler ve çok sayıda küçük şapellere rastlanır. Şimdi NizhnyiArkhyz olarak bilinen yerleşke Arkhyz tarım havzasının üstündedir. Burada Hristiyanlık öncesi mezarlarda tekstiller bulunmuştu. Önemli bir Hristiyanlık merkezi olduktan sonra da hristiyan olmayan ölü gömme pratiklerine ev sahipliği yaptı.

IbnRusta, 903’de derlenen Değerli Taşlar kitabında Alanların (malik al-Lan) çoğu inançsız ve idol-tapar olmakla beraber Hristiyan olduklarını yazdı. Bizans misyonerleri Nicholas Mysticus’un ilk günlerinden beri Alania’da aktifti ve Mysticus kuzey Kafkasya Alanlarının konversiyonunda kredileri toplamakla ilgiliydi.

Mysticus’un mektupları kendi zamanında veya vefatından hemen sonra derlendi. VII. Constantin’ Alan egemene  (exousiokratōr) spritüal oğlu olarak hitap eder. Senty Kilisesi’ndeki yazıtta imparator II.Nikephoros adres alınır. Konstantinopol Patrikliği veya rahipler değil, imparatorlar Alanları Hristiyanlığa getirenlerdir. 

*Anlatılmak istenen yabancı egemenlerle kurulan diplomatik ilişkiler. Vaftiz burada imparatorluğun dış ilişkilerinde bir enstrümandır ve öncelikli hedef periferik güvenliği sağlamaktır.

*Nikephoros II Phokas’  imparator olduğunda askerleri onu Kapadokya’da Khazar usulü kalkan üstünde kaldırdı. Ama adamların zaten bir mazisi var. Peçenekler ve Bulgarlar ile problemleri de Khazar problemleri diye yazıldığından Doğu Karadeniz ve doğusunda ne vardı sistematik bulanık.

9.yüzyıla girerken bir grup kıdemli Bizans kilise adamı  etkisini imperial politik otorite sınırlarının ötesine yansıtabilme ümidi ile Karadeniz’ eklesiyastik coğrafyası için bir yaklaşım geliştirdi, plan acil durumlarda patriklere veya imparatorlara sadık kalma mecburiyetinde olmayan yerel elitlerden ihtiyaç anında yardım almayı hedefliyordu.  Sekizinci yüzyıl sonunda Hazar etkisi  kuzey ve doğu Karadeniz kıyılarındaki Bizans ileri noktalarının politik etkisini biçimlendirmekte karar verici idi. Kaynak yetersizlikleri nedeniyle imperial otoriteler düzenli askeri varlık göstermekte zorlandı ama eklesiyastik hiyerarşi yerinde kaldı. Kaynaklarımıza göre kıdemli Bizans kilise adamalarının bölgedeki pozisyonlarını kaçınılmaz biçimde iconoclast /ikon karşıtı  ihtilaflar biçimlendirdi ve onlar sadece varlıklarını sürdürmek için değil ama  Patriklik Kilise’sinin nüfuzunu şimdi Hazar egemen toprakların içlerine de yaymak için ayırıcı bir strateji takip etti.

787-806 Constantinopol patriği Tarasios, güçlü bir İstanbul ailesinden geliyordu ve muhtemelen  Atinalı Eirene rejiminde (780-90 ve 797- 802) Patrik olarak seçilmeden evvel, (Tzitzak’ın zevci) iconoclastV.Constantine döneminde (741-75) imperial mahkemede yüksek rütbeli pozisyonlarda bulunmuştu. Genç Stephen’in Hayatı’na göre (807-809), iconophile aziz keşişlere iconoclast sapkınlıktan kurtulabilmeleri için ejderha (ἐξουσία /exousia-güç)   yönetimi altındaki topraklara , yani güney İtalya ve İlliria; Pamphylia ve Isauria; PalestineandSyriayanısıra  Karadeniz’in en uzaklarına kaçmalarını tavsiye etmişti

*bu vakitte Frankler ile papalık imparatorluktan ayrılıyor. İmparatorluğun ikon karşıtlığı kendi kavrayışıma göre itikadi düzlemde değil, adamlar siyaseten karşılar ve karşı da olmak zorundalar çünkü ayrılıkçı papalık aynı zamanda ikonculuğu da temsil ediyor. Bu vesile ile hem de çok alakasız bir yerden ortaçağ denizcilik haritalarında rüzgar yönlerine bakarken bir şey keşfettim. DAI’de batıda kral Hugh bahsi, Frankler ile doğusunda Couropalatİberleri ki onlar aslında orijinal Taronitler olabilir bu arada Jerusalem Kilisesi cemaatidirler ve evlilik adetleri de benzerdir : baba-oğul, anne-kız ile evlenir veya eş vefat etti, merhumenin halası ile evlenir. CouropalatesIberleri ki onlar aynı zamanda kök Taronitler ise seri Tornikios oğulları ve Pankratios oğulları ama aslında kastedilen bir silsile değil. tarihçiler öyle yapıyor. Pankratios daha sonra ABC farkıdır denerek BagaranlıTorgomlara yamanıyor. TorgomlarBagration değil-memleket olarak Bagaranlı ve ApostolikArmenian. Ama Pankratioslar değil, onlar Jerusalem cemaatinden. DAI onlar için Davud soyundan demez. Iberler Davud’a Süleyman’ı doğuran Ana’dan doğmadır. Yani babalarımız ayrı ama Süleyman ile ana bir kardeşiz demektedirler. Yanlış bilmiyorsam Constantinopl patrikliği o vakitte hristiyanlar için Süleyman Tahtı idi. bence biz de hristiyanız ama baba’mız yani mezhep /tarikat/kilisemiz farklı demek istediler. Öte yandan bizzat Davud’uz deseler de DAI yazarı umursamayacaktı muhtemelen çünkü o kaptırdığı toprakları kurtarmak derdindedir. Frank kralı Şarlman’ınJerusalem’e elçiler göndermesi ve Harun Reşid ile başlatıığı diplomatik ilişkiler atağı var ama papalık ile Constantinopl doğusu ve Jerusalem arasında bu vakitte bir ilişki varsa da ben bilmiyorum.

Marie-France Auzépy’e göre Deaconlu Stephen’in bu satırları yazarken niyeti 787 sonrasında bu bölgelerden gelen veya dönen keşişlerin ortodoksluklarını savunmaktı. Aynı tarihlerde Konstantinopol bu bölgelerde papalıktan ayrılmış piskoposlukları da kendisine katmış, ἐξουσία (güç)sahibi idi,  ve imparator iconoclasmı burada zorlayamaz ise, Patrikliğe bağlı kiliseler aracılığıyla talep edebiliyordu.  Deaconlu Stephen kuzey Karadeniz bölgelerinde Zikhiaeparchlığını takip ederek Cherson’danBosporos ve Nikopsis’e  ve ayrıca iconophile sürgünlerin gittiği yerleri  Gothia geçitlerine  (Γότθιο[ς] Κοίλη) kadar bölgeyi de dahil ederek tarif eder. Tarife bakarak Kırım veya kuzey doğu Karadeniz kıyılarının halihazırda iconophile mevziler olduklarını söyleyemeyiz, ama HagiaSophia din adamlarının buralar üzerinden daha ileri topraklara gitmelerine olanak sağlayan imperial bürokrasi altındaki topraklar olduğunu söyleyebiliriz.

Stephen, Kerç boğazında birleşen  Kırım yarımadası ve ardından kuzey Kafkasya bölümünde kuzey ve doğu Karadeniz bölgelerini kıyı şehirleri ile dağlık bölgeler ve sonra stepler olarak tasvir eder. Tasvir Darrouzes’in edisyonunu yaptığı üçüncü NotitiaeEpiscopatuum’daki bölge eklesiyastik coğrafyası ile karşılaştırıldı. Constantin Zucherman sonrakinin Tarasios’un patrikliğinin son yıllarına denk gelmesi gerektiğini düşünür. Notitia 3’de,  Cherson ve Bosporosotosefal başpiskoposlukları, Sougdia’daki ile birlikte, Zichiaeparchy’si altındadır ve eskiden Zichia altındaki Nicopsis şimdi Abasgiaeparchisi altındadır, ve Gothia ilk kez metropolitansee olarak Doros (Mangup) merkezli ve yedi suffragan piskoposluk ile listelenmiştir. 

Tamatarkha’ suffragan piskoposluğunu saymazsak, Kerç boğazı karşısındaki Bosporos piskoposluğu altında, Gothia’daki bütün suffragan piskoposluklar etnonim ve toponimleri Hazarların doğrudan kontrol ettiği dağlardan ve steplerden alırlar: Khoztirler, Astil, Khwalis,  Onogurlar, Reteg (*Terek?) ve Hunlar.

Notitia’da, Khotzilerin piskoposluğu Phoulai’ ve  siyah su anlamına gelen Qara-su’ya yakındır. Astil nehir adı olup, aynı zamanda Hazar ülkesinde kale adıdır da.  Dolayısı ile Hazar egemenliği altındaki Karadeniz kıyı şehirleri Volga Deltası, merkezi kuzey Kafkasya ve Dağıstan’ın Hazar kıyılarına kadar Constantinopol Kilisesi ile bağlantılı bir ağ sergiler. Bu eklesiyastik projenin arka planına 787 İkinci Nicaea konsilinin İşler’inde görülebilir.  Piskoposları listeleyen İşler (Acts) ErichLamberz tarafından analiz edildi ve Constantin Zucherman tarafından yeniden tercüme edildi.  Listelerden A, C ve F’de Gothia keşiş Cyril tarafından temsil edildi ve o başpiskopos Niketas’a vekaleten katıldı. D listesinde ama aynı Cyril bu kez başpiskopos John yerine katılmıştı.  Gothialı John’un Hayatı’na göre o iconodule piskopos idi, üç yıl Jerusalem’de kaldıktan sonra 758’de, İberia’ya büyük olasılıkla Mtskheta’yaiconoclastKonstantinopol yerine kutsama için seyahat etti.  John yıllar sonra, 780-784 gibi Konstantinopol’e geri döndüğünde Eirene oğlu VI.Constantin’ (780-97) adına tahtta idi. IV.Paul hala Patrik idi (780-784). Hayat’ına göre John, Paul’u ölüm yatağında icon-severliğe konvert edilmesi ve Tarasios’un patrik atanması ile 787 konsilinin organize edilmesinde aktör oldu. John daha sonra Kırım Daras şehrinde bir ayaklanmaya liderlik yapıp Khazarlar tarafından tutuklandığında Niketas muhtemelen Gothia başpiskoposu idi.

Kartli/Gürcü tarihçiliğindeki çelişkiler hakkında

11.yüzyıl MatianeKartlisa’ya göre Grekler zayıf düştüğünde Apkhazeti’nin kalıcı verildiği Leon’un yeğeni Hazar Leon Greklere karşı ayaklandı. Yeğen Leon’un annesi Hazar kralının kızıydı. Hazar dayıları yardımı ile Aphazeti ve Egrisi’yiLikni’ye kadar ele geçirdi ve Apkhaz kralı ünvanını aldı. Bu versiyonda Leon Lazika’nın kıyı bölgesi ile dağlık Likni’nin (Surami) batısını ele geçirmiştir. 

Ioane (John/ Yovhan) Sabanisdze’nin 786’da Abo’nun idamı ertesinde yazdığı Tiflisli aziz Abo’nun Tutkusu ise başka bir hikaye anlatır : “Hristiyanlığa konvert olan Bağdatlı bir Arap bir parfüm satıcısı olan AboKartlieristavisiNerses’e eşlik ederek 779-80’de Alan geçitleri üzerinden Hazaria’ya vardı.  Hazaria’da vaftiz olan Abo, daha sonra ile Nerses ile birlikte güvenli bir şekilde Apkhazeti’ye ulaştı. Mtavari Leon beraberindeki piskoposlar ve rahipler ile Abo’nun konversiyonunu kutladı.

IoaneSabanis-dzeApkhazet’lilerin dindarlığından saygı ile bahseder ve ardından jeografik bilgi sağlar :”Pontic Denizi ile çevrelenmiş, Hristiyanlık topraklarıdır ve Chaldia sınırlarına kadar uzanır.  Trebizond ve ayrıca Nap’sa limanı Ap’sarea buradadır.  Bu şehir ve kasabalar büyük Constantinopol şehrinde yaşayan, Ioanyalıların imparatoru, tanrının Hizmetkarı egemenliği altındadır.” 

*Bu tarif aslında DAI’de tarif edilen Abasgia ile hemen hemen aynı ve tarif Chaldia’ya kadar diyor. Ama Trabzon merkezli bir Chaldia daha olacak-üst üste binme olduğundan orada ihtilaflar doğuyor. Belki MesopotamiaChaldia’sı ile Karadeniz Chaldia’sı sıkça karıştırıldı.

Simon Janashia pasajı okudu ve Leon’un  Aphazetimtavarisi olarak  Chaldia’ya kadar ki Karadeniz kıyılarında otoritesi olduğunu iddia etti. Aphazeti ve Chaldia hudutları tasvire göre Akampsis (Çoruh) nehridir ve nehrin ağzında Apsaros kalesi yer alır ve Bizans’tan otorite iddia etmesine rağmen bölgede belki görüş farklılıkları yaratan bir türbülans vardı.  Janashia ardından Leon’un mtavari titrine dikkat çeker, kalıtsal prens veya askeri lider, duke ancak mtavari veya eristaviMepe (kral) gibi bağımsızlık iddiası olan bir unvan değildir. Janashia sonraki ünvanın belki Eirene kendi oğlu Konstantin VI’yı 797’de kör ettirmesinden sonra kazanıldığını önerir.

MichelvanEsbroeck Abhazya dakimepe ilanı ile batıdaki imparator ilanını Eirene’nin solo rejimine düştüğüne dikkat çeker. Constantin ilk önce Sebastopolis’i temsil eden bir rahip ve sonra da piskopos olarak ortaya çıkar:

 “Κωνσταντῖνος πρεσβύτερος καὶ ἐκ προσὠπου τοῦθρόνουΣεβαστουπόλεως,” ve “Κὠνστας ἀνάξιος ἐπίσκοπος Σεβαστουπόλεως.” (Yaşlı Konstantin, Sebastopolis tahtından, ve Konstantin, Sebastopolis’in değersiz piskoposu).

Ancak ZuchermanLamberz’inSebastopolis’iAbasgia’da görmesini Armenia II lehine reddeder (Tokat Sulusaray), ancak E listesi ile Notitia 3 arasında sıkı bir bağ olduğunu ve Constantinopol patrikliği sekreterliğinin Sebastopolis’iAbasgia ile gördüğünü de reddedemez. İlaveten Sebastopolis başpiskoposluğu ile PhasismetropolitanlığınınTrebizond’a taşınmasında  Leon’un bağımsızlık için ayaklanması ile bağlantılı bölgede başka partiler de olabilir, eğer Constantin ve Christopher bölgedeki yerel eklesiyastik politikalarda muhtelif taraflar idiyse

Her ne oldu ise 787’de Leon Hazar desteğine sahiptir ve de facto kontrollü bir kıyı Karadeniz ülkesi kurmuştur. İmparatoriçe Eirene’in seçenekleri kısıtlıdır ve bu oldu bittiyi kabullenmek zorunda kalır.  Nicaea’da, Tarasioseklesiyastik örgütlenmede düzenlemeler yapar ve bölge yeni durumu yansıtır. Lazikametropolitanı Christopher’ın ofisi Phasis’denTrebizond’a taşınmıştır yedi iskemle ile ve Sebastopolis’in yeni otosefal piskoposluğunda Constantin, F listesine eklenmiştir. Muhtemelen Sohum’da ikamet eden Constantin teorik olarak Leon’u destekleyen ve metropolitan Christopher de muhalif pozisyondadır ve belki Egrisi’deki şimdi Constantin’e kaptırdığı eski otoritesini hala geri istemektedir. (Burada anlatılan aslında taht rekabetlerindeki ArmeniaC ayaklanması ile alakalı sanırım)

Notitita 3’e göre Hazarlara pragmatik yaklaşan Patriklik değişimlere kısa sürede adapte olur ve Lazikaeparchy’sinimetropolisliğiPhasis’de olacak şekilde restore ederken Abasgia’daki değişikliği de Nikopsis’iSebastopolis ile birlikte Abasgia’ya ekleyerek tanımış olurlar. 815-20’de Konstantinopol'dekiKallistratou manastırından keşiş Epiphanios’un bölgede seyahatinin birinci edisyonu ve 820-45’de ikinci edisyonu yazılır. Andrew Büyük Sebastopolis, Apsaros, Zich ve Phasis nehri limanlarında , İberlerin ve Sousoilerin ve Phoustoilerin ve Alanların topraklarında yaşayan Scythialılara ve Sogdialılara ve Sarmatlara öğretir.  Epiphanios’a göre Andrew ve müritleri Simon ve Matthew İberia, Phasis nehri ve Svaneti (Σουσανία) içerine seyahatlerinde fazla zorlanmadılar çünkü bu kabilelerin erkeklerini kolayca ikna edilen kadınlar yönetiyordu. Ardından Keimarris kalesine gittiler, İtirafçı Maximos’un (eski Papa. İmparator iradesine aykırı konsil düzenlemek ve eklesiyastik darbe girişiminden suçlu bulundu) sürgün edildi ve Matthew burada kalırken Simon ile Andrew ama Alania ve Phousta şehrine doğru devam etti. Abasgia’ya girmeden önce pek çok mucizeler sergilediler ve pek çoğunu konvert ettiler, ardından Andrew Siman ve müritlerini Büyük Sebastopolis’de bıraktı ve tek başına kuzeye Zichia ülkesine devam etti. Burada Epiphanios’a göre o güne dek inançsız kalmış öfkeli bir halk yaşıyordu ancak Sogdaia insanları ise çok çabuk konvert olmuştu.

Andrew sonra Bosporos’a hareket etmişti, adımlarını takip eden Epiphanios çok eşli piskopos Kolumbadios ve seçilmiş piskopos George ile karşılaştı. Burada ikonlar insan eliyle yapılmamıştı ve Zichia’dakiNikopsis’de içerisinde Simon’un kalıntıları olan bir mezar yazıtı da keşfetti. Epiphanios’un notlarında Hazar ve Abhaz krallarından bahsedilmez, sadece eklesiyastik hiyerarşi ve politik egemenlik ama tek taraflı anlatılır. 

Tarasios’un tablosundan ama tamamlayıcı bilgiler edinebiliriz. Bosporus piskoposluğunun on dilli olduğu olduğundan hareketle, buradaki başpiskoposluk sadece Grek dili konuşanlara değil ama  Hazarlara tabi çok etnikli bir millete kendi dillerinde servis veriyordu diyebiliriz.

II.İznik ve Notitia 3 kayıtları Sougdaia halkının konversiyonu hakkında  Sogdaia piskoposuna atfen beklenmedik referanslar sunar.  Aziz Simon kültünü geliştirmek Abhaz krallarına Hristiyanlıklarının  6.yüzyıldaki Justinianik konversiyonlarının da çok öncesine götürme imkanı tanır. Bu yolla onlar hem Bizans imparatorluğu ile ilişkilerinin ne kadar eski olduğunu izaha çalışırlar ama aynı zamanda bu onların Bagration rakipleri ile mücadelede önemli bir araçlarıdır ( bu kısım modern ihtilafla alakalı bir refleks tahminim)  Andrew ve müridlerinin yolculuklarının eski Bizans kalesi Apsilia’dan Alanlara kadar olması ki o hat orta Kodor, Apsilia ile Misimiania’nın eski hududu olarak belirlendi, daha ilginçtir. Bu rota Hazar egemenliği altındaki Alanlar ile Bizans arasındaki ticaret rotası olup, 9.yüzyıl Bizans keşişi tarafından misyonerlik aktivitesi sonucu olarak tekrarlanmıştır.

Tarasios ve arkadaşlarından sonraki yüzyılda imperiyal güç, Konstantinopl patrikliği ve manastırcılık arasındaki ilişki konsepti kurulmuş ve kilise ile geniş dünyada önemli değişiklikler olmuştu. Patrikler ve manastır liderleri ikinci ikonoclasmın  sonlarında ahlaki ve politik otorite olarak genişlerken, bu otoritenin nasıl kullanılacağı hakkındaki seküler otoritelere çoklukla şiddetli muhalif fikirlerle karşı çıktı. 9.yüzyılda Kuzey Kafkasya ve Kırım’da Hazar Hanlığının ve güney Kafkasya’da Abbasi halifeliğinin  gücü solarken,Bizansimperial elitleri bölgede yeni politik ve ekonomik fırsatlar için çözüm aradı. Yerel elitler de bu arada kendi bağımsız otoritelerini kazanmak için denemeler yapıyordu.  Kilise ve manastır hareketleleri ile bağlantılı olarak Kafkasya’da farklı aziz kültleri koruması altında yeni aristokratik ünvanlar icat edildi. 9.yüzyıl başlarında batı Kafkasya topraklarındaki Bizans- Armenian hududunda yer alan  Klarjeti bölgesinin Tao kentinde Gürcü Bagration ailesi kendi nüfuzunu oluşturmaya başlamıştı.

*Bu aile benim anladığım kadarıyla aslında Bagration değil. Bu çağlarda Bagration diye bir aile olmayabilir bile. Kastettikleri güçlü aileler VaspurakanlıArtsuriniler, Taronitler (Pankratios serisi) ve Tayklar daha çok ve onlardan da Bizans periferisine dahil olanlar.Vaspurakanlılar hakkında bilmiyorum ama Taronit ve Taykların ana dili gerçekten de Gürcüce olabilir, Oshki İncili bu ikisiyle beraber anılır. 1000 senesindeki “AbasgianBagarat tarife göre Tayk ailesinden couropalates David’in amcasının torunudur. Artsurini Maria Bagarat’ın 1022’de Erzurum Bana’ya kilitlenecek oğlu George’un karısıdır. Çiftin oğulları Pankratios 1031’de henüz 11 yaşlarında iken couropalatlık titri alır ve imparator Romanos III Argyros’un yeğeni Helena ile evlenir.  1034’de Paflagonyalı deli Michael öldürülen Romanos’un tahtına geçer ve bu ciddi türbülans yaratır. Genç Pankratios’un anne tarafı o vakitte çoktan Sivas’a yerleşti (1018 veya 1022) ama geride bıraktıkları topraklarda nüfuzları devam ediyor. Skylitzes’e göre genç Pankratios karısının amcasının katlini bahane edip Constantinopl ile ilişkisini keser ve bir süre sonra Bana /Penek kilisesinde aşağı ve yukarı ülkenin kralı ilan edilir -kastedilen doğusu ve güney doğusu yani anne ve babasından miras aldığı yerler. Ülkesindeki ikinci adam Liparites’in babası Horace 1021-22 savaşında II.Basil ile birlikte Pankratios’un babası George’a karşı savaşanlardır ve öyle ise Liparites ikinci adam ama aynı zamanda Pankratios’dan sorumlu Bizans ajanı. Sonra araları açılıyor ve 1042-55 IX.ConstantinMonomachus zamanına dek pek haber yok, LiparitesPankratios’uCaucasia ve Abasgia içlerine kaçmaya zorlamıştır. En erken 1042’de Phasis nehir yolu ile Suani ve Colchi topraklarından geçen PankratiosTrebizond’a varır ve buradan Saray’a haber yollar ve imparatorla görüşme talep eder ve ona aramızda bir çok önemli anlaşma var. Bir köleyi bana tercih mi edeceksin der. İnisiyatif kullanan Konstantin MonomachusPankratios’u tüm Abasgia ve Iberia kralı yapar ve Liparitesİberia askeri valisi olarak Pankratios’a tabi olacaktır -kastedilen İberiaMeschia yani Çıldır tarafı ancak bu belki kağıt üstünde anlaşma. Selçuk akınları başlıyor ve başka isim kullanmadı ise Pankratios yok ortalıkta sadece Liparites var.  KT’ye göre o Constantinopl’de 3 sene çok güzel ağırlandı, meali tutuklandı aslında ama bu ne zaman oldu belli değil.

 

Bu vakite yapıştırılan Pankratios’unAnakopia kuşatması bahsi var . SkylitzesAbasgialı George’un Alan asıllı karısı hakkında 1031-33 Perkrin kalesi (Van gölü yk) zaptı ile alakalı oradaydı anlamında değil tabi, tam o vakit Alde istihkamı çok güçlü Anakopia kalesini imparatora (Romanos III Argyros) devretti ve oğlu Demetrios ‘a unvan verildi der. KT’ye göre DemetriosPankratios’un baba bir kardeşi idi ama olmayabilir-yani o zaman Maria’yı ne yapacağız? Veya Pankratios’un babası çift evli miydi? Bir de bu adamlarda Demetrios adı yok aslında. Gene de bu yoldan gidelim. Pankratios’un o sebepten saldırdığı Anakopia ( ki gerek yok, istese Romanos’dan alır zaten) modern Afon-Anakopia’ya çok eşleniyor ama modern AfonAnakopia kalesini gidip yerinde gören hiç olmadı herhalde?

Gürcü geleneğinde Mihr ve Arçil’de bu kalede inanılmaz savunma yaptı ve Tanrı’nın mucizeleri yardımı ile Arapların daha ileri gitmesini engellediler. O kaleyi yerinde görseniz gerçekten de Tanrı’nın mucizeleri olmadan olmuyor anlarsınız. Açık tarla düşünün, bir yanı açık deniz. Diğer yanında 3-4 km yüksekte dağ var ve kale bu dağın üstünde. Şehir duvarlarıdır aslında kastedilen diyebilirsiniz, esnettim ben de ama yok bu kaleden bahsediyorlar

Kalenin aşağında Nova Athos olarak da bilinen StPantaleimon manastırı var şimdi Abhazya metropolitliğinde. Bu 1875-80’de galiba Çarlık tarafından inşa edildi. Gürcü eklesiyastik dilinde kiliseler de Kale’dir, onlar da belki ne denmek isteniyor farkında değil önerisi ile birlikte burada belki daha eskiden başka bir manastır vardı belki diye aklımdan geçiyor açıkçası.  Pankratios da liparites ile Ardanoutzi için mücadele eder ve başka rekabetleri de var ama daha kuzeyde yoklar.

Modern Anakopia’nın iç kalesinde StTheodora kilisesi var. Yazıtlarına göre IX.Constantin burada 1046 senesinde tadilat yaptırdı. Yazıtta anılan taxiarchThedorosWebnerSeibt’in tarif ettiği yoldan gidersek yol bizi Bulgar kralı Ivan Vladislav’ın Aaron’dan torunu o vakit ki Tarön askeri valisi Theodoros’a götürüyor (Aristakes)  ama olmayabilir de. Hem Bulgar-Peçenek hem de Selçuk savaşları var bu vakitte ve burasının savunma ve sevk merkezi olmaması için bir sebep var mı? bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla  bu tip yazıtlarda askerler sülale veya doğum yeri adları ile değil, bağlı oldukları birlik adı girerler? Öyle ise yazıt deşifresine göre a)  Theodoros’untaxiarchı olduğu CassiViolantis zaten burada idi veya b) TheodorosCassiViolantis neresi ise oradan buraya sevk edildi? sonuçları da çıkarılabilir. Bence burada olmayacak tek şey anlatılan türden  ve motivasyonla kuşatma ve o kuşatma sonucu dağın tepesindeki kalenin iç kalesindeki küçük kilisenin hasar alması.

Bagrationpatronajlığı altındaki sonraki tarihi yazmalar bu ailenin Ortodoks-Kalkedon hristiyanlığı için ne kadar önemli olduğunu ve onların Bizans imparatorluğu ile ne kadar yakın ilişkileri olduğunu anlatmaya yöneliktir ve bu ailenin Müslüman komşuları ile olan yakın işbirliklerini gizlemeye veya hafifletmeye çalışır. Bu yeni manastır kolonizasyonunda Bagratunpatronajlığı önemini artıracak bir önemdedir de. 950/1’de Klarjeti’dekiKhandzata manastırı keşişi GiorgiMerchuli’nin yazdığı KhandztalıGrigol’un hayatında, keşiş Grigol (759-861) ve takipçilerinin Klarjeti de bir dizi (ahşap) manastır inşa ettikleri anlatılır. Grigol’ün öğrencilerinden ikisi, Tevdore ve Kristepore, Klarjeti de kendi manastırlarını kurmalarına izin vermeyen hocaları Grigol’e tepki olarak Abhazya kralı I.Demetre’den fırsat kazanırlar ve dört başka keşiş ile birlikte  gizlice Abhazya’ ya giderler. Grigolde kaçak öğrencileri yüzünden  istemeye istemeye Abhazya’da bir manastır kurmak zorunda hisseder ve Jerusalem’den henüz gelmiş Ilarian’u birkaç kitap ile birlikte bu manastıra rahip olarak atar.

Dipnot : Giorgi’ye göre rahibTevdore ve Kristepore’nin kardeşi Iovane yardımı ile Hayat yazımı tamamlandığında Jerusalem patriği Agathon’dur ve MikelMtskhetakatholikosudur, Adarnese oğlu II.Aşotkouropalattır (954); Konstatin oğlu Giorgi Abhazya kralı ve Sumbateristavilereristavisidir (958) ve Adarnese oğlu Bagratmagistrosdur (961) ve Davitmampali  oğlu Smbateristavidir (öl.981). EristavilereristavisiBagrat sayfa 70’de 966’da ölüyor olması, metnin redakte edildiğine işarettir ve dolayısı ile metnin sadece incelenmemiş ama Bagration ailesi üyeleri tarafından aktif oynanmıştır da.

GiorgiMerch‘uleAbhazyalıDemetre’ninİmereti’de yeni manastırı 9.yüzyıl ortasında kurduğunu ve Gürcüce konuşulduğunu ve muhtemelen Mtskhetakatholikosuna bağlı olduğunu ima eder ve Hayat sonraki pasajda Kartli coğrafyası Grek dilinde yapılan Kyrieelesion(seçimi) hariç, litürjisinin kutlandığı ve dualarının Gürcü dilinde yapıldığı geniş bölge olarak tanımlanır. Ancak epigrafik delillere göre 10.yüzyıl başlarında, ve muhtemelen 9.yüzyıl sonlarında Apsilia topraklarındaki Abhaz kralları Grek dilinde konuşan din adamları idi. NovuAfon’da bulunan bir mezar taşı 6437 AM, miladi 929 senesi, Eustathios isimli bir rahibin Anakopia başpiskoposu olduğunu göstermektedir  (ἀρχιεπισκ[οπίας Ἀν]ακουφᾶν), ve bu dönemin tipik Grek epigraflarındandır.

*KT sayfa 200’de 656 İstanbul konsilinde Mtsheta kilisesine tüm güney Kafkasya ve Çerkezistan’a kadar batı ve kuzey topraklarında atama, takdis ve azil görevleri verildi ve mtavarlar ve krallar da bu otoriteden ayrıcalıklı değildi. Bildiğim bir 656 konsili yok ve olan konsillerin gündeminde Mtzheta yok  ve olması için bir sebep de yok ama.. belki başka bir şey kastedilmiştir.

Yine NovyAfon’da, Simon Canaanite kilisesinin güney kapısında 898-89 tarihli Grekçe yazıt bulunmaktadır. Vinogradov, Anacopia başpiskoposluğunun ByzantineNotitiae’sindekiSebastopolis başpiskoposluğu olması gerektiğini önerirken Gudauta bölgesindeki Bombor kilisesindeki Grekçe bağış yazıtı kalıntılarında anılan kralın da Abhaz krallarından Konstanti (898/3-922/3 veya II.Giorgi (922/3-957) olması gerektiğini tartışmaya açar. Aynı bölgedeki Khuap köyünde bir kilise cephesinde GiorgiII’den bahseden bir ktetor yazıt parçası bulundu.

Bunlar hakkında genelde yürüyen tartışmalar var. kendi anladığıma göre bir şey var  mutlaka ama  resmi tezlerde anlatılan gibi bir şey yok veya yazıtları yorumlarken önyargılılar.

Dipnot: Klarjeti’nin üstünlüğü hakkında ilgili topraklar Abhaz kralları tarafından yönetilmekteydi. Imereti’dekiUbe (Ubisi) manastırı Rioni/Phasis nehrinin orta ve yukarısına bakar. Abhaz kralları Imereti’dekiKutaisi’de ikamet ederlerdi. Life of Grigol sayfa 43-44. Ancak Ubisi manastırı bağları Constantinople veya Antioch yerine Jerusalem ile kurulur. Aynı pasajlarda Mtskheta Kilisesi özerktir, piskopos Eprem, Kartli’ Kilisesinin kendi myrrh’ını ürettiği ve Jerusalem’den ithal etmediğini ifade eder. Bizans takvimlerinde ΜΦΣ Ϛ(?)ΥΖ: şu şekilde tercüme edildi :  μ(ηνὶ) Φ(ευρουαρίου) ἔ(τους) ϚΥΖ’, ‘Şubat ayı, sene 6407. Kilise 19.yy da Simon Canaanite’e yeniden adanırken Grek rakamlardaki sigma epsilona çevrilmiş ve dördüncü harf stigma yapılarak tarihi daha eskiye çekilmek istenmiş.

Epigrafik deliller  880’lerden itibaren Bizans imparatorluğu ile Abhaz kralları arasındaki yakın bağlara işaret eder. Demetre’nin oğlu Bagrat, halası mtavariIovaneShavliani’ye darbe için yardım edince, Konstantinopl’de sürgünde büyümüştür. 882’de imparator I.Basil, (867-86) Bagrat’ı bir ordu ile Abhazya’ya yollar ve Ivane’nin oğlu Adarnese başarılı bir harekatla indirilir ve orijinal hanedan tekrar başa geçer. Bizans otoriteleri Abhazya’daki müdahalelerini Kafkasya’daki genişleme politikaları perspektifinden görmektedir.  881’de Bagration ailesinden Nasra, kuzeni Davit’i öldürdükten sonra Konstantinopl’e kaçar ve İberiakouropalat’ı olarak bölgeye geri döner.  Bagrat bu arada, Abhazya’yı AdarnaseShavliani’den geri almış ve onun dul eşi ile evlenmiştir ve bu hanımefendi Nasra’nın da kız kardeşidir. Bagrat devamında Nasra’yı Kafkasya’ya geri getirdiğinde tarih muhtemelen 884/5’dir. Ve Nasra’ya verdiği kuvvetler ile onun Samtskhe’de  (Mischia /Çıldır?) bizi kaleyi ele geçirmesini sağlar.

Baqatar komutasındaki Alan askerleri de Nasra’ya yardım eder ki onlar muhtemelen Abhazlar aracılığı ile Nasra’ya yardım ederler. Kombine işgal kuvvetleri Gürcü ve Armenian elitleri tarafından tehdit olarak algılanır, birleşirler ve Nasra ile Nasra’nın Alan ve Abhaz müttefiklerini 885’de yenerler.

Sonuçları Bizans perspektifi ile karışıktır. Abhazya egemenleri ile yakın bağları onları dolaylı olarak Alanlara da yakınlaştırır ama Armeno-Gürcü topraklarında nüfuzlarını kuzeyden  dolaylı genişletmek istemesi yenilgi ile sonuçlanmıştır Bizans’ın. 

884’de Aşot I Bagratuni, Armenia kralı  (t‘agaworHayoc‘) olarak monofizit katholikos George of Armenia elinden taç giyer, ve müslüman vali Isa b. Al Shaykh al Shaybani ile Abbasi Halifesi al Mutamid onaylar ve kutsar.

Armenianların Tarihini yazan Bizans yanlısı katholikosYovhannesDrasxanakert’ci ( 915-925) Nasra’nın seferinden bahsederken Nasra’nın seferinin Abhaz ve muhtemelen Bizans destekli olduğu kısmını ustalıkla savuşturur ve taç töreni ardından Gugark ( Mischia)’daki yabancı kavimlere karşı askeri sefer yapıldı der, ancak bu sefer Egrisi kralı (kastedilen AbhazyalıBagarat)  ve I.Basil (867-86) ile yapılan anlaşmadan öncedir.

*Yovhannes’deBagarat yok aslında isimsiz Egrisi/Vur ülkesi kralı var -eskiden Aşot’a zorunlu Partavchar ödüyordu. 885-6’ya geldiğimizde Aşothem I.Basil hem de Egrisi kralı ile dostluk anlaşması yaptı. Yovhannes’in bahsettiği Egrisi/Vur hiçbir zaman bizimkisi değil,  ve sadece 904/07 olaylarında Yovhannes ondan ismi ile Egrisi Vur kralı Constantine diye bahseder, Smbat’ın dünürü ve doğu İberlialıAtrnerseh’in damadıdır.

Nasra’ ve müttefiklerinin yenilgisi, öldürülen kouropalatBagrat’ın oğlu Adarnese’ye kendisini Kartli kralı ilan etme  yolunu açar.  Adarnese ardından, MatianeKartlisa’daAbhaz taraftarı Bagrationlar arasında sayılan kuzeni Gurgen’i yener ve böylece kouropalat titrini kazanır. Gelişmeleri tanıyan VI.Leo (886-912), Adarnese’yikouropalat olarak tanır. Abhaz kralları Kartli ve Armenia’daki yeni monarşiler arasında denge sağlayıcı rollerine devam edeceklerdir. 10.yüzyıl başlarında Abhazya kralı I.Konstanti, Asot I Bagratuni ve oğlu Smbat’a ait toprakların büyük kısmını (ki o toprakları da onlar Alan geçitleri yakında yaşayan Gugaracik’ten ilhak etmişlerdir)  ve Adarnese krallığının geri kalanına da geri alacaktır.  Adarnese ile Armenia kralı Smbat tekrar Abhazlara karşı birleşirler ve Konstantin Ani’de hapsedilir (Egrisi/Vur kralı olan dünüründen bahsediliyor. Lips Constantin var o tarihlerde Chaldia askeri valisi) Ancak, YovhannesDrasxanakertci’ye göre Smbat kısa sürede Konstanti’yi yeniden Abhazya mepesi olarak tanımanın , halkının daha zalim, yani yayılmacı ve belki Alanlar ile güney Kafkasya işlerinde ittifaka yakın birini kral yapmasından daha güvenli olacağına karar verdi.  Ve böylece KartliliAdarnese topraklarını Armenianlar ile Abhazlar arasında bölüştürdü ve bu sebepten Armenianların kralı ile arası açıldı.

Dipnot :: Barborski kilisesindeki yazıtta [κα]ὶ ὁ μάγιστρ[ος] (kai o magistros) 10.yüzyıl Abhaz krallarının kullandığı unvan olarak DAI ‘de de desteklenir. Kouropalat titri Bizans’ta oldukça eski saray ünvanlarından biri olmak ile birlikte babadan oğula Constantinopol’ün resmi onay ve ataması olmaksızın devri mümkün değildir; Bizans kaynaklarında ilk kouropalat titri alan öldürülen Bagrat’ın oğlu Adarnase’dir ve titri VI.Leo’ya sadakati nedeniyle kazanmıştır. Gürcü kaynaklarına göre 9.yüzyılın ilk yarısından beri bu aile titr ile ödüllendirilmişti. ContantinVII’ninAdarnese’nin yakın aile büyükleri babası Bagrat ve amcası Gurgen hakkındaki sessizliği 880’lerde Bagrat öldürüldüğünde Bizans’ın Gurgen’iAdarnese’ye karşı desteklemesi ile alakalı olabilir.

Dipnot : 884/5 tarihine SumbatDavitisdze’deNasra için koronikon 101.senesinde ( miladi 881) Konstantinopl’e gitti ve birkaç sene orada kaldı  ve koronikonun 105.senesinde (885) öldürüldü notu nedeniyle varıld. TourmanoffNasra’nın ölümünü koronikon 108 verir (888), Bagrat Abhazya’ya 887’de dönmüştür çünkü diyerek ve Adarnese’nimKartlimepesi olarak taç gitmesi de 888’de olmuştur. Ancak Qaukhch‘ishvili’ninSmbatDavitisdze edisyonunda Nasra’nın öldürülmesi kesinlikle koronikon 105 senesidir.   Samts‘khe’deki baş kale Ojrxe, Nasra’nın babası Guaram’daydı bir zamanlar Arsak Armenistan'ını oluşturan topraklar topluluğunda İber kısmına düşen Gugark/Moskhia olarak. Guaram daha sonra manastır hayatına çekilirken bu toprakları bölüştürdü ve Nasra belki o sebepten toprak hissedarlarından Davit’i öldürdü. Gürcü kaynakları Ermenice toponimGugark’ı kullanmaz.  Constantin VII bölge için Mischianların der. 862 Şirakavan konsili Armenian Kilisesi’nin Kalkedon konsilini reddetmesini onaylar ve Aşot’un konsil üyelerini Photios ile bir araya getirme çabası sonuçsuz kalır.

 

Bizans otoriteleri ile ilişkilerde seküler ve eklesiyastik ilişkilerle birlikte Abhaz ve Gürcü elitlerinin de Alan misyonu dahilinde Nicholas Mysticus’un mektuplarına konu olduğunu görüyoruz. Mektuplar  dağlık kuzey Kafkasya’ya hitabendir.  Nicholas kilise adamı olduğu kadar politikacı ve devlet adamıdır da ve dolayısı ile mektuplarında bu benzersiz kombinasyonun perspektiflerini yansıtır. 907’de VI.Leo’nun  geleceğin imparatoru VII. Constantin’in annesi Zoe Karbonopsina ile evliliğine muhalefeti nedeniyle makamından uzaklaştırıldı.  Kriz Bizans Kilisesi’ni Nicholas’ı destekleyenler ve 907-912 patriği Euthymios’u destekleyenler  olarak ikiye böldü ve  9 Temmuz 920 Birlik Kitabı’ ile sorunun çözümünden çok sonraları bile etkisi devam etti. Tetragami olayı Bizans kilisesinin iç örgütlenmesi, Evrensel kilise ilişkileri,  imparator ile ilişkileri  ve Makedon hanedanının kendi politikaları dahil bir dizi politik ihtilaf için bir nevi paratonerdi ve rakipleri ile yandaş faktörleri de kapsıyordu.

Nicholas’ın mektupları 1973’de Jenkins ve Westerink tarafından derlenip, editlendi ve günümüze sadece bu mektupların geldiği kabul edilir, Alan piskoposluğu ile yazışmaları Nicholas’ın ikinci patriklik dönemine tarihlendirilir. Nicholas Mysticus’a atfedilen bir diğer belgede episcopalseelerin listesi bulunur ve yine ikinci patrikliği dönemine tarihlendirilir. 912’de koltuğunu geri aldıktan sonra, Romanoslarla ilişkilerini geliştirirken  vaziyete göre dış ilişkiler bakanı gibi de çalışmış olan Nicholas, Bulgar tsar’ıSymeon’aspiriual oğlum sözleri ile hitap eder ve mektuplarında alttan alan ve özür dileyen bir stil kullanırken Romanosları suçlayan dil kullanan Symeon’u aynı zamanda Konstantinopol’de savaş isteyen senatör ve elitlerin olduğuna ve onları da dizginlemeye çalıştığına iknaya gayret eder.  Mektup koleksiyonu Nicholas’ı haklı çıkarma isteğindedir ve 924 tarihli bu istek 31 nolu mektubu takip eden Papa III Anastasius’a hitaben kaleme alınmış, 912 tarihli 32 nolu uzun mektupla desteklenir ve Nicholas’a tetragamik ilişkilerdeki gayreti lehine rol kazandırır. Mektuplar belki kendi tarafından düzenlendi veya destekçileri tarafından ve belki 920’lerde politik utanca sebep olacak kimi yazışmalar tamamen çıkarılmış veya redakte edilmiş de olabilir. 

Mektuplardan 52, 118, 133,134 ve 135 Alania başpiskoposluğunadır;  51 ve 46 Abhazya egemenlerine hitaben yazılmıştır. 79 nolu mektup ve 148 nolu mektupta hitap edilen Euthymios’a yazılan da misyon çalışmaları arasına dahil edilebilir.  Ayrıca Alanlar arasındaki misyonerlik faaliyetleri (9 nolu) ve kuzey Bizans müttefiklerinin Bulgarlara karşı koalisyonunda Alanların müdahale olmasına tepkisi (23 nolu) ; Abhazya egemeni (exousiastēs)  George’a hitaben yazdığı 162 nolu mektup ve İberiakouropalates ‘ine hitaben yazdığı 91 ve 92 nolu mektuplar da listeye eklenebilir. 

*George’a hitap ettiği 162’de despot ama Alania piskoposluğu ile alakalı isimsiz Abasgian’a yazdığı 46 ve 51’de exousiastēs titrini kullanır. Yukarıda gösterdim.  91-92’nin muhatabı Couropalates’in kim olduğu ve yeri belirsiz aslında. Devam eden Bulgar savaşı ile artırılmış kilise ve manastır gelirlerini eksiksiz ve zamanında teslim etmezse imperiyal ajanların tahsile geleceği hakkındadır;

Son olarak Grekçesi günümüze gelmeyen ama YovhannēsDrasxanakertc‘i’ninArmenian Tarihi’nde yer alan mektup da külliyat açısından önemlidir.Nicoholas’ın erişilebilen  Grekçe yazdığı listeli  mektuplar P kataloğunda, dört tanesi ayrıca Q kataloğunda ve yanlışlıkla Symeonmagistros ve logothetestoudromou ile eşleştirilmiş olarak yer alır ( 51,52,118 ve 148) ve ikisi 133 ve 134 V kataloğundadır.  148 nolu mektup keşiş Euthymios’a hitaben yazılmış olup uzak bir diyardaki misyonerlik faaliyetleri hakkındadır.  Keşişin, 135.mektupta bahsedilen Alaniabaşpiskoposu Peter’a yardımcı olsun diye gönderildiğine veya 9.mektupta Bulgar Symeon’a elçi olarak gönderildiğine yeterli delil  olmasa da  148 ve 118 nolu mektuplarla birlikte 10.yüzyıl ortalarında Alan topraklarında Bizans misyonerliği için yeterli yazışma bulunmaktadır.

Alan dosyasını tarihlendirirken Jenkins ve Westerink edisyonu CyrilToumanoff’unAbhaz kralları kronolojisine yaslandı. 51 ve 46 nolu mektuplar ardışık Abasgia egemenlerine hitabendir. 51 nolu mektupta Mysticus, Abhazya egemenine Alanlar ve başpiskoposa yardımları için teşekkür eder. 46.mektupta ise Abhazya egemenini babasının vefatından dolayı teselli eder ve ardından Alan misyonu ile ilgili desteğin sürdürülmesini ister.

Tourmanoff’un kralları kimliklendirmesi, Abhaz kralları divanı olarak bilinen metin ile KartlisTsikhovreba’da verilen bilgilerle kıyaslanınca tartışmalıdır. Grumel 51 ve 46 nolu mektupları 902-906 aralığında tarihlendirerek bahsedilen kralların Bagrat I ve oğlu Konstanti olması gerektiğini söyledi.

Ancak Tourmanoff’un hesaplarına göre Bagrat’ın 899’da ölmüş olması gerekiyor, Nicholas’ın ilk patrikliğinden önce ve Konstantin’in ölümünü 915/16’ya yerleştirdi.  Dolayısı ile 51 nolu mektubun alıcısının Konstanti olması ve 46 nolu mektubun da oğlu II. Giorgi (George) a gönderilmiş olması gerekiyor. TourmanoffKartlisTsikhovreba’daki Konstantin’in ArmenianSmbatI’in 914’de ölümü ardından öldüğünü Divan’daki son kral III.Bagrat’ın 1014’de vefatından  +/- bir yıl hata payları verip, geriye sayarak tespit etmişti. Yine de Konstanti’nin (Egrisi Vur ülkeliden bahsediyor) rejimin başladığı tarih ile problem var. 915/16’dan 39 yıl geriye sayınca, Konstantin’in 877/8’den itibaren yönetiyor olması gerekiyor. KartlisTsikhovreba’nın sağladığı bilgi üzerinden CyrilTourmanoff Konstantin’in babası I.Bagrat’ın 12 yıllık rejimine 887’de başladığını var sayar. Arada kaybolan seneler için ise, araya giren iki gaspçı kraldan IoaneShavliani ve oğlu Adarnes’'den bahseder. Yine de bu tadilat bir dizi problem ortaya çıkarır. BagratKonstantinoplo’den döndü ve AdarneseShavliani’yi 885’den önce uzaklaştırdı; Konstantin’in rejim süresi 39 yıldan 20 yıl altına çekmek Divan ile radikal tutarsızlıktır; KartlisTsikhovrebaSmbat’ın ölümü ile Konstanti arasında yıllar geçtiğini bildirir; YovhannēsDrasxanakertc‘i  904 ve 922’deki Egrisi Kralının aynı kişi olduğunu ima eder. Bernadette Martin-Hisard’nın alternatif önerisinde Konstantin’in belki babası hayatta iken krallık almış olabilir ve öyle ise, BagratKonstantinopl’den döndükten sonra oğlunu Bizans etiketine uygun olarak yardımcı kral atamış olabilir. Ancak hala Mysticus’un ilk mektubu Konstantin’e ne zaman gönderdiği sorusu açıktadır.(46 ve 51’in muhatabı büyük olasılıkla Constantin idi ama adaş bir çok karakter var, muhatap büyük olasılıkla Lips Constantin değil ise yine Bizans merkeziyetinden başka bir Constantin idi ama asla Smbat’n dünürü ve 4 ay hapsettiği Egrisili Constantin değildi- yazıtlardaki isimlerden bu o olsa bu da bu olsa denmiş biraz sanki ama kurgu temeli yanlış olunca daimi hata veriyor)

ArmeniankatholikosuYovhannes ile mektuplaşmalarında Nicholas belki cevap verebilir. 913-14’de, Nicholas imparatorluk naibi idi, ve Kilise içerisindeki muhaliflerini aforoz etti ve Konstantin Dukas ayaklanmasını bastırdı. Bu dönemde Armenian kralı Smbatmüslüman vali Yusuf b.AbiSaj tarafından hapsedildi. Yovhannes o tarihlerde Gugark’da sürgünde olduğunu söyler ve Mysticus’dan bir mektup aldığını iddia eder. Mysticus, Yovhannes’denArmenia, Iberia,Albania ve Abasgia egemenlerini Sajid emirine karşı birleştirmeye davet etmektedir. Nicholas’ın Yovhannes’e yazdığı bu mektubun Grek kopyası olmamasına rağmen otantik tercümeye benzer. İçeriğe göre benzer mektuplar IberiaKouropalatıAdarnese ile Abasgia egemeni (Konstanti)ne de gönderilmişti. 51 nolu mektupta Abasgiaexousiastēs’ine hitap edilirken kişiye yazılan ilk mektup ifade eden cümle ile başlar ki buradan çıkacak anlam Yovhannes’in de aralarında olduğu mektup alıcıları grubundan olduğudur ve mektup o halde haziran 913-şubat 914 aralığında yazılmış olmalıdır. 51.mektuba göre Alania’da başpiskopos vardır, Alan egemeni vaftiz olmuştur, o halde mektup 913’den öncedir. Nicholas’ın yazdığı varsayılan Armenian mektubunda Nicholas Armenianlar, Iberler ve Albanlar’ınon-ChalcedonArmeniankatholikosuYovhannes’in imanlı sürüsü olarak adlandırır. Bu Yovhannes’inArmenian kilisesindeki kendi statüsü ile alakalıdır ve aynı zamanda Yovhannes için daha yakın ilişkiler adına Iberkatholikosluğunun küçümsenme ifadesidir de. Küçümseme ifadesi Yovhannes’in interpolasyonu (eklemesi) olabilir veya Grek versiyonlarındaki politik bağlam belki değişmiştir. Bir yıl geçmeden Nicholas saraydan sürüldü ve YovhannesKalkedonistlerle çok yakın olma riskini almamaya karar verdi. 

Bu mektupla ilgili Yovhannes’in mektubu hala katoghikos iken aldı ise anlamı var ve o zaman tarihinin daha eskiye çekilmesi lazım 896-901 gibi, sonrasında Yovhannes zaten artık katoghikos değil ve sürgünde ve firarda sadece ismen saygın ama yetkisiz biri ve  içerikte diyor zaten Armenian, iberian ve Albanian. Hilafet topraklarından bahsediyor ve vaad edilen yardım gelmediği için zaten Smbat idam ediliyor. Bahsettiği Abasgia şefi iyimser tahminle Egrisili Constantin, Smbat’ın dünürü olan.

Bizans ordusu destekli II.Aşot o arada Dwin’iSajid destekli kral Aşotsparabet’ten alamadı.

II. Aşot Bizans hizmetinde, 914’de idam edilen Smbat’ın oğlu. Sacidiler destekli Aşot amcasının oğlu ve Sacidilerin de yeğeni. Bizans adına kendi kuzenine saldırıyor meali.

Abhaz kilisesinin Yovhannis’e bağlı olduğuna hiçbir işaret yok.  Nicholas Konstantinopolis patrikhanesinin yetki alanı dışında kalan Kadıköy hristiyanları üzerinde Ermenilerin otorite iddialarını onaylamış görünse de Abhazya kıyılarındaki Grek konuşan piskoposlar üzerinde iddia edebilirdi. Hatta Mtskheta Kilisesi’nin kıyı bölgedeki Bizans kiliseleri ile yakınlaşmalarını umut edebilirdi.

Nicholas’ın kuzeybatı Kafkasya eklesiyastik örgütlenmesine yakın ilgisi ikinci patrikliği dönemi başlarında yazdığı  isimsiz misyonerlere hitaben yazdığı 79 nolu mektupta görülür. Grumel’in kayıtlarında olmayan bu mektup 912 tarihli olup Nicholas yeniden patrik olmuş ve Euthymian-ist muhaliflerini diskalifiye etmektedir.  Issız yerler ve insanların tuhaf geleneklerine yapılan atıflar an itibariyle bariz görev alanlarının yokluğu ve personelde yakın zamanda yapılacak değişiklik imalarıdır ve bütünde Peter’in Alania’ya atanması öncesi durumu yansıtmaktadır. 79 nolu mektupta muhatapları müttefikleri olarak hitap ediyor olması, birinci patrikliği döneminde de yazışmaları olduğu anlamına gelir. Vinogradov ve Beletskii Peter’in atanmasının 79.mektubun gönderildiği tarihlerde planlanmış olmalı der, Peter bu mektuptan 18 ay sonra  Alania’ için yola çıktı. Peter 914’de yola çıktı, 133 ve 52 nolu mektuplarda Nicholas’ın Peter’in gidişi ile ilgili güçlükler yaşadığı anlaşılır, Vinagradov ile Beletskii bunun sebebinin Nicholas’ın şubat 914’de Aya Sofia’da Nicholas’ın 22 günlük sığınma almaya zorlanmasına bağlar. Constantin Dukas’ın darbe girişiminde Nicholas destek vermekle suçlanmıştı ve darbe olağanüstü şiddetle bastırılmıştı ama Bulgar Symeon’un 913 ‘de Constantinopl kapılarında belirmesi de sebep olabilir. AbasgialıKonstantiNicholas’dan ilk mektubu 913’te aldı ise Peter aslında yerine daha önce mi ulaşmıştı? 917 Agustos sonu veya Eylül başlarında Nicholas Bulgar Symeon’a yazdığı mektubu Bithiny’'daki Olympos Dağı ermişlerinden Euthymios götürdü. Nicholas Symeon’dan  Alanlara iman tohumu ekmiş elçisini saygı ile karşılamasını istedi. 135 nolu mektuba göre Euthymios  dindarlığın ulağı olarak, Peter’dan önce Alania’da idi. Dolayısı ile Euthymios 79 nolu mektubun muhatabı olabilir ve o muhtemelen Nicholas’ın birinci patrikliğinde inisiyatif alarak kendi imkanları ile misyonerlik turuna çıkmıştı.

Keşiş Euthymios’la yazışması var-ben yukarıda acaba Patrik olanı mı dedim çünkü Alanları ilk konvert eden sonra Patrik oluyor. Fakat bu Euthymios da adaylardan herhalde

Kuzey Kafkasya’daki orijinal aktivitelerinin tarihi bilinmemekte. IbnRusta kronolojik bilgi vermez ama Alanlar 10.yüzyıldan önce,Euthymios’un hizmetlerine ihtiyaç duymadan da  Abhaz destekli Hristiyanlık ile tanışmış olabilirler. 52 ve 113 nolu mektuplarda Alania başpiskoposu Peter, bilhassa Alan elitlerin evlilik adetlerini hristiyan kanununa uygunsuzluğundan ve misyonerlik görevlerini olması gerektiği gibi ifa edememekten yakınmaktadır.  Kanunsuz evlilik problemleri Nicholas için yeniden doğuş konseptinde önemlidir ama yine de misyonun bu engele takılıp tamamen düşmesinden de çekinmektedir. Peter’a  itaatsiz öğrencilerini reforme eden öğretmen şefkati ve tolerans ile yaklaşmasını tavsiye eder iken tetragamik rolü üstünden Konstantinopl ile Peçenekler arasında yapılan bir anlaşmayı model alır. 66 ve 67 nolu mektuplar da Constantin parakoimomenos’a hitap ettiği varsayılır;  hafif cezalar önerir ama Kilise ya da Devlet’i eleştirenlere bu fedakarlığın Bulgar tehditi nedeniyle yapılması gerektiğini izaha da teşvik eder.  Patmos 178 MS’de, bu mektupların hemen ardından yollanan ikinci posta mektuplar Cherson’dakileredir ve Chazaria rahiplerini takdis için Nicholas’ın gönderdiği şehrin yeni başpiskoposuna gerekli yardımlar ve asistanlığın yapılmasını istemektedir.   Zuckerman bu üç mektubun da aslında Peçenegler ile yaptığı anlaşmayı takiben Chersonstrategosu  atanan John Bogas’a  hitaben ve 914’de yazıldığını düşünür. Öyle ise, Nicholas ikinci patrikliği başlarında  Karadeniz’de politik ittifaklar ve piskoposluklar ağı kurmak için belki Ortodoks olmayan pratiklere yönelmiş olabilir. Peter’a mektupları Alan toplumu ile Constantinopol ilişkisini aydınlatır. Patrik, Peter’dan Alan elitlerini kendisinden uzaklaştırmamasını ister iken ama alt sınıflara daha otoriter davranmasını salık verir. Büyük güce sahip olanlar ile ilişkiler daha dikkatle yürütülmelidir.  Sınıfsal ayrım dili 10.yüzyıl yasal metinlerine de yansır ve sınıf derken hem rütbe(τάξις)  hem de nüfuz/güç (δύναμις) sözcükleri ile de ayrım yapılır. Peter’a sürüden kalanlar için otoriterlik tavsiye edilirken Alan ve Abhaz sürü-başları için Bizans metinlerinde  (ἐξουσιαστοκράτωρ,ἐξουσιαστής / exousiastokrátor, exousiastís) otokrat ve hükümdar ifadeleri kullanılır. Alan toplumundaki hiyerarşi buna göre Bizans kurgusu veya icadı değildi, zaten vardı ve Bizans misyonerlerinin onlara tutumları sınıfsal farklılıklarını pekiştirdi. Nicholas Peter’a yazdığı sonraki iki mektupta fiziksel ayrılıkları için teselli verdi ama spiritüel birlikteliğimiz devam ediyor dedi.

118 nolu mektuba göre buluşma olasılığı yoktu, 134 nolu mektupta Peter’a diğer görüştüğü kişilerden daha az önemli olmadığı hususunda güvence verdi. Peter muhtemelen  Haziran -Temmuz 920 Kilise Birliği toplantısı veya anma töreni için Constantinopol’e geri çağrılmayı umuyordu. (mektup sıralamasına göre bu yazışma trafiği VI.Leo ölmeden önce olacağına göre 912 öncesi ile alakalı sebep olmalı veya Peter sadece mutsuzdur olduğu yerde). Bunu belki kilise hiyerarşisindeki koltuğunu yokluğunda kaybetmekten endişe duyduğu için istiyordu.

Notitia 7’de Alania için referans olmamasını Zuckerman Peter’in ofisinin Sebastopolis altında olması gerektiğini önerir, ama SebastopolisBizantin ofisi idi ve muhtemelen Abhaz krallığının doğu ve güneyindeki Gürcü rahiplerine de hitap ediyordu. Alternatif olarak Alania misyonu Soterioupolis de olabilir. Veya belki de artık olmadığı için Alania ofisi Notitia 7’de görünmüyordur.  Dolayısı ile Peter belki endişelerinde haklı idi ve  Soterioupolis ve Sebastopolis’dekiAbhaz piskoposlar ile görüşmeler neticesinde Alania piskoposluğuna gerek olmadığına karar verilmişti. Ancak kuzey Karadeniz politikalarında, Cherson başpiskoposluğunun Nicholas’ın ikinci patrikliği başlarında rahip atamaları yaptığı dikkate alınırsa, Sougdia’da şimdi tekrar başpiskoposluk vardır, Gothiametropolitanlığı düşer ve başpiskoposluğu ifadesi kullanılır ve Phoulai başpiskoposluğu için de yer açılır.  Notitia 7’de Armenia’dakiKamachossuffraganlığıRomanoupolis’dedir ve bu 927 Melitene emirinin teslim olması ve bölgenin 934’de tamamen ilhakının hemen ardından. Aynı tarihlerde (932) el-Mesudi, Bizans piskopos ve rahiplerinin Alan topraklarından sürüldüğünü yazar ve Alan ofisi muhtemelen o zaman kaybedilmişti. (Mesudi El-Lan diyor)

Romanos rejiminin ilk yıllarında, imparator ve patrik kuzey-batı Kafkasya’ya yeniden ilgi duyar. 23 nolu mektup 922’de Bulgar Symeon’a yazıldı ve Symenon’uRomanos hükümetinin Alanları Rus, Peçeneg, ve Magyarlar ile birlikte Bulgarlara karşı birleştirmek için organize ettiği hakkında uyardı. Muhtelemen onlar 922’de misyonerlik faaliyetlerinin başarısız olduğu tanrısız millet Alanlardı ama Romanos hükümeti onlarla askeri ittifak şansı şimdi arıyordu. 162 nolu mektup muhtemelen 925’de, AbhazyalıII.Giorgi’ye hitabendi ve muhtemelen Giorgi’nin Alan bağlantıları öngörülerek  Bulgarlara karşı askeri destek içindi (Alan bağlantısı var mıydı bilmiyorum ama despotes George gerçekten de sefer emri alır-920’de muhtemelen)

922-23 Romanoslar için bölgede yeni fırsatlar ve risklerle gelmişti. Abhaz krallarının Martin-Hisard revizyonlu kronolojisi bizi Abhazların kralı Konstantin, Kouropalat ve İberia /Kartli kralı  IV.Adarnese ve Klarjeti’deki stratejik şehir Artanuji’yi elinde tutan Bagration prensinin aynı anda öldüklerini düşünmeye sevk eder. Romanos hükümetinin Artanuji kontrolünü almak için yaptığı hamle kısa sürede terk edilir ama Bagrationlarınmüslüman komşuları ile birleşip Bizanslara saldırması da istenmez ve sorun diplomasi ile çözülmeye çalışılır. ( Ardanuç krizi Jerusalem cemaatinden İberialılarla )

Konstantin’in bu arada birbirleriyle savaşan iki oğlu vardır : II.Giorgi ve Bagrat. Ve onlar Bagrat ailesinin farklı kollarındandır.  Nicholas yeni kouropalatAshot’a 91 -ve 92 nolu mektupları yazar, ve Giorgi’ye hitaben 46 nolu mektubu yazarak ona bir magistros titrini konfirme edecek bir kaftan da gönderir. Eklesiyastik yeniden yapılandırmalar, askeri ve politik durumlardan etkilenmektedir. 

135 nolu mektuptan eski misyoner Euthymios’danAlania’ya gitmesi ve Peter’a yardımcı olması beklenir. Onun suffragan olarak mı yoksa ikinci başpiskopos veya başka bir ünvanla mı oraya gittiği belirsizdir. El Mesudi, 932’de Alan topraklarından sürülen piskoposları çoğul anar (aşaqifa). 135 nolu mektup, gelenekte Alan meselesinde başpiskoposa yardımı istenen  Giorgi’ye yazılan 46 nolu mektuptan sonraya tarihlendirilir ve mektupta çoğulluk ima eden bir Alan örgütlenmesi iması olmadığından 923-4 tarihli olmalıdır.

Dipnotlar

Ep. 134  Peter theArchbishop takip eden 47 nolu başsağlığı mektubu nedeniyle yanlışlıkla Constantinetheparakoimōmenos’a diye başlıklandırıldı.

Abhaz kralları divanının Grek dilinden tercümesi ilk kez  1669-1707 Jerusalem Patriği Dositheos tarafından yapıldı. Taqaishvili daha sonra 1927’de Dositheos’un listesini kaynak kullanarak metni Gürcü diline tercüme etti.  Belge önsözünde 1407-14 II.Konstanti’ye ait bir not ile giriş yapar ve Kutaisiaşivinde bulundu ve kopyalandı diyerek, II.Bagrat’a kadar ki 21 kral ismini rejim süreleri ile birlikte listeler ama tarihler yoktur ve Leon-Bagrat arası tüm yöneticiler listededir ve Bagrat ile haleflerinin ama rejim yılları belirtilmiştir. IbnRusta’dan destek alırsak Abhaz kralı 906’da öldü ve 56 nolu mektubun 903’de yazılmış olması gerekiyor.  ToumanoffIII.Konstantin’inI.Bagrat’ın oğlu olduğunu ama atalarının Abhaz kraliyet ünvanları yokken de var olduğunu iddia eder, onun III.Konstantin’i burada I.Konstantin anılmıştır. Yovhannes’in mektubunda İberia ve Egrisi kralları yerine iberiakouropalates ve prince of Abasgia anlamındaki awagnApxazac tabirleri  kullanımı Bizans usulüne uygundur.



Bu yazı 2468 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI