bursa escort bayan

Altıparmak Escort Eve Gelen Escort Gemlik Escort Görükle Escort İnegöl Escort Karacabey Escort Kumla Escort Masöz Escort Mudanya Escort Nilüfer Escort Osmangazi Escort Otele Gelen Escort Rus Escort Sınırsız Escort Travesti Escort Ukraynalı Bayan Escort Yıldırım Escort
altıparmak escort çarşamba escort eve gelen escort gemlik escort görükle escort gürsu escort heykel escort inegöl escort iznik escort karacabey escort kestel escort masöz escort mudanya escort mustafakemalpaşa escort nilüfer escort orhangazi escort osmangazi escort otele gelen escort rus escort sınırsız escort üniversiteli escort whatsapp escort yıldırım escort
adalar escort adana escort anadolu yakası escort ankara escort antalya escort arnavutköy escort ataşehir escort avcılar escort avrupa yakası escort aydın escort bağcılar escort bahçelievler escort bakırköy escort balıkesir escort başakşehir escort bayrampaşa escort beşiktaş escort beylikdüzü escort beyoğlu escort bodrum escort bursa escort büyükçekmece escort çanakkale escort çatalca escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort esenler escort esenyurt escort eyüp escort fatih escort gaziantep escort gaziosmanpaşa escort güngören escort istanbul escort izmir escort kadıköy escort kağıthane escort kartal escort kocaeli escort konya escort küçükçekmece escort kuşadası escort malatya escort maltepe escort marmaris escort mersin escort muğla escort pendik escort rus escort sakarya escort sancaktepe escort sarıyer escort şile escort silivri escort şişli escort sultanbeyli escort tuzla escort ümraniye escort üsküdar escort yalova escort
Bugun...


LachishPha Filiz Saban

facebook-paylas
Meroz İkilemi!
Tarih: 31-07-2023 18:32:00 Güncelleme: 31-07-2023 20:20:00


Yine de pek azı size Meroz’un nerede olduğunu veya Meroz’un Prens mi yoksa Şehir mi ya da Ülke mi olduğunu söyleyebilir..

Sir James Turner(1615-1686) -PallasArmata: Savaşların En Kötüsü Hakimler 5:15-17 ve 5:23’e atfen

 

Meroz laneti veya fenomeni hakkında nette başka şeyler bulursunuz, bu alıntıda Meroz Kaf ve Furkan surelerindeki Ashabur Ras/Res gibi. Ancak ayetler değil, ayetlerin yorumlanması ile ilgili durum “gibi.” Çok var.

 

692 Trullo ile başlıyorum. Emicler ile epiclerin perspektif farkları ve aynı zamanda 7-8.yüzyılda insanların günlük hayatını gözünüzde canlandırmak amaçlıdır.  Oradan da birkaç düzeltmeye geçeceğim. Sonra da Kafkas Albanyası.

 

692 Trullo Konsili Concilium Quinisextum,Penthekti , Beşinci-Altıncı gibi adlar ile de bilinir. Karadeniz kıyıları aktif eklesiyastik (kilise) kurumsal ağı dahilinde olduğundan canonlar tüm kıyılarda geçerlidir tahmin ediyorum ve kısmen güney Kafkasya’yı kapsaması lazım.Ancak bu Kilise Birliği dahilindekiler için geçerli ve Kilise Birliği içindeki herkes aynı zamanda Roma seküler /imperiyal yasaları altında idi anlamına gelmiyor. 551 İkinci Dvin ile Constantinopl’den resmen ayrılan ve kendi yollarını çizen ApostolikArmenian ve Aghuanialılar (Kafkas Albanya’sı) ile iki tarafın da ötelediği Nestorianlar ve fraksiyonları hem komünyonda olmadıkları ve hem de zaten yabancı toprakta ve yabancı irade altında yaşadıkları için (Hilafet)  692’nin muhatapları değildi.Onların da kendi birlikleri, konsil ve sinodları var.Emic derken Romalıları ve Kalkedonları kastediyorum. Epicler derken aynı anda Anti Kalkedon olan  ve Hilafet İran’ı topraklarında yaşayan hristiyanları kastediyorum.

 

Aksiyon kaynakların da 9.yüzyıl ve sonrası üretimi olması sebebi ile 9.asırda başlıyor. MovzesDashkurantsi ile Theophanes’i diline çevirirken boşlukları kendi arşivinden dolduran Süryani Mikhail epic ve oriental tarafın erken hikayesini tamamlamasına yardım ediyor. 897 veya 904’de vefat ettiğine inanılan Yakubi daha çok Hilafet içi hareketliliğe odaklıdır. IbnHurdazbih coğrafyası büyük olasılıkla 860 veya 884 sonrası hakkında bilgi verir.

 

Bagaranlılardan Kalkedon olduklarını anladığımız I.Smbat ve oğlu II. Aşot’un hikayesini nakleden YovhannesDashxanakerts’inHurdazbih’ten ve Mesudi’nin de Yovhannes’den mantıken tabi 20-25 sene genç olması lazım, birbirlerini takip eden cinsinden görüp, nerde aynılar nerde farklılar diye baktım.  Uzun uzun okumakla kendimi yormak istemem diyecekler için hepsinin ortak noktası hiç biri bizim asıl merak etmemiz gereken kuzey toprakları hakkında bilmez ve bizim normalde emiclerle kalmamız ve emiclerin Karadeniz ve güney Kafkasya ilişkilerine bakmamız lazım.  Ama öyle olmuyor ..

 

Şekil 1 dönemi yansıtan en uygun harita olduğu için seçtim. Leontios'unJustinian emri ile  685/6 Medea'ya kadar ki Doğu seferi  ve Movzes tarihinde VarazTrdat ile oğullarının Constantinopl'e götürülmesi ile birlikte görün.

 

Olan tezler Bizans tarihi ile harmanlanmış epiclerin yorumlanmasına dayalı. Terim toponim ve ABC karmaşası faktör. Epiclerin bir kısmını gerekli görmediğim kısımları atlayarak  özet tercüme ettim.  Talep olursa eklerim.

 

Canonların ana fikrini özetlediğimi dikkate alın.Niyet o değildi ama herkes yaşayan dünyada içinde bir şey bulacak. İmparator II. Justinian’ın 1.taht dönemi.  Monofizit, diofizit gibi tabirler içingenelde metinlerde kim ne dedi ise onu kopyaladım. Hata yapmamaya çalıştım ama oldu ise kasıtla değil. Kaynak CHURCH FATHERS: Council in Trullo (A.D. 692) (newadvent.org)

 

1.canon’unda  Biz, denir, imparatorumuz Marcian zamanında, ChalcedonMetropolis’inde  Tanrı tarafından onaylanmış 630 Baba’nın ortodoksiye uygun bir şekilde ortaya koydukları inancı teyit ediyoruz; Tanrı’nın oğlu olan Mesih’in  iki tabiatı vardır ve bu iki tabiat ile yüceltilmesi gerekir, ancak bu tabiatları birbirinden ayıran Nestorius ile tek Mesih’te iki tabiat konusunda karmaşıklığa neden olan Dioscorus’u veenkernasyonun ancak düşünsel mükemmellik  olduğunu savunan ve  üstelik de içimizden çıkma olanEutyches’i kınıyoruz.

3.canonun konusu ikinci evliliklerini yapan din adamları hakkındadır, ilk eşlerinin hayatta veya vefat etmiş olmaları arasında ayrım yapmamış, günah köleleri demiş. 15 Ocak 610’dan 692’ye kadar ki herhangi bir zamanda vaftiz olduktan sonra herhangi bir sebepten iki evlilik yapan veya cariye edinmiş olan piskopos, presbiter veya deacon olamaz ve herhangi bir dini rol alamaz ve dul veya boşanmış biriyle veya hizmetkar veya gösteri sanatlarından biriyle evlenen de herhangi bir dini kadroda rol alamaz; 

4. Canon kendisini tanrıya adayan herhangi bir kadınla ilişkiye giren din adamlarının ilişiklerinin kesilmesi hakkındadır;

9.canon din adamlarının taverna ve muhtelif ticari faaliyetlerini kısıtlar ve tavernalara girmelerini yasaklar;

11.canon din adamlarına Yahudilerin mayasız ekmeğini ve onlarla tıbbi sebepler dahil herhangi bir ilgiyi kısıtlar;

12.canon Africa, Libya ve diğer bölgelerde takdis edildikten sonra da karılarıyla yaşamaktan vazgeçmeyen piskoposlar hakkındadır; 

14. Canon hiç kimsenin bilgisi ile çok değerli ve yetenekli olsa dahi, 30 yaşından önce presbiter (öğretmen), 25’inden önce deacon ve kadınlar için de 40’ından önce  deaconess atanmaması hakkındadır. Öğrenci kabul anlamında sanırım keşişlik yaşı 10’dur.

24. canon din adamlarının at yarışları ve sahne sanatlarına iştirakini kısıtlar ve düğün davetlisi ise, oyunlar başladığında düğünden ayrılmasını bekler;

25.canon piskoposluk altındaki kırsal ve  (ἀγροικικὰς) ve provinsel (ἐ γχωρίους) mahalli cemaatler hakkındadır, 30 sene boyunca altında oldukları piskoposluk ile bir problemleri /itirazları olmadı ise onlar artık o piskoposluğa bağlıdırlar ancak 30 yıl içerisinde herhangi bir zamanda itiraz veya ihtilafları oldu ise durumları provinssynodlarında görüşülecektir;

27.canon şehir içerisinde ve seyahatte din adamlarının kılık kıyafet kodlarına uygun davranması hakkındadır;

28. Canon kilise altarlarına eskiden kalma bir gelenekle üzüm kansız adak kategorisinde sunulmaktadır, halka değil bu pratiği rahiplere yasaklar ancak halkın adaklarını kutsayıp insanlara dağıtabilirler;

30.canon yabancı topraklarda hizmet veren din adamları kanonların çoğunda tekrarlanan evlilik kısıtlamalarına tabidir;

32.canon Armenia bölgesi hakkındadır, Kutsal Masa’ya şarap sunmakta (kansız adak) ve şaraba su karıştırmamaktadırlar ve sapkınlığa girmektedir. Çok eskiden Hydroparastatae denilenler sadece su sunardı ki bu da sapkınlıktı, sonuç olarak  usulen ve kabul gören geleneklere göre şaraba su katılması gerekmektedir ve ekmek ile şarap su ile buluşmalıdır ve bu geleneği takip etmeyen piskopos ve presbiterler ihraç edilmelidir (Roma Armeniası kastediliyor ama tam neresi belli değil.)

33.canon yine Armenian bölgesi hakkında ama onlardan  rahiplerini Yahudi geleneğine göre atayanlar hakkındadır : “işittik ki, Yahudi geleneğini takip ederek rahip soyundan gelenleri- ki onların bir kısmı saçlarını kestirmez bile, İlahi yasayı okuyanların halefleri olarak atamaktadırlar . Bu kanonla merhuma hürmeten uygulanan bu pratiğin meşru olmadığını duyuruyoruz. Ancak merhum ile soy bağı olsun olmasın, kendi rahip adaylarını çıkarsınlar ve adayların uygunluğu incelesin ve uygun ise ordinasyonlarını aldıktan sonra vazifelerini icraya izin verilsin ve uymayanlar ve bu kanona aykırı davrananların ilişiği kesilsin.”

34.canon tüm din adamlarına herhangi bir gizli topluluğa ve Seküler ve Kilise yasalarına göre gayrımeşru örgütlenmelere dahil olmayı yasaklar;

35.kanon vefat eden piskoposların şahsi mülkleri hakkındadır. Metropolitanların bu mülkleri ve mülkler arasında şahsi serveti ile kurulmuş kilise var ise artık dul sayılan kiliseyi de satması hukuksuz olacaktır, Metropolitan bölgesinde bu mirasa, özellikle kilise için  vasilik yapacak başka din adamı da yoksa; yeni piskopos seçilene veya atanana  dek vasilik yapmalıdır;

36.kanon Constantinopol patrikliğinin eski Roma ile eşit imtiyazlara sahip olduğunu ve eklesiyastik meselelerde saygı gösterileceğini teyid ederiz. (eşit ve ikincisi olduğumuz) Contantinopol’den sonra İskenderiye, ardından Antioch ve ardından Jerusalem patriklikleri gelir

38.canon herhangi bir şehir imperyal otoritece yenilenir veya yenilenmiş ise, eklesiyastik işler sivil ve kamu modellerine göre tanzim edilecektir

39.kanon Kıbrıs ve Hellespont’dakihristiyanların işgalden ve kafirlerden (Müslümanları kastediyor) kurtarılması hakkında. Ayrıca Eskişehir Akhisar kastedildiği görüşü ağır basar- Yeni Justinianopolis Constantinople ile aynı haklara sahiptir ve Hellespont’tan sorumludur ve başpiskoposu antik geleneklere uygun olarak  kendi ast piskoposları tarafından seçilecektir. Cyzicius mevcut piskoposları da artık Yeni Justinianopolis altındadır. (Bu Justinianopolis adaş toponimleri çok olduğundan Armenia, Lazika, İberiavb çok karıştırılıyor. Cyzicius  Balıkesir Erdek olduğundan ve Adalar ile de alakalı olabileceğinden Eskişehir Akhisar güçlü aday olmakla birlikte Kayseri kuzeybatısındaki Kamoulia da rekabettedir ve Kamoulia notlara göre 692’de Piskopos Theodoros tarafından temsil edildi. TheCanons of theCouncil in Trullo | EWTN ‘de  canonlar biraz daha detaylı. Kıbrısta’ki piskopos John anladığım kadarı ile bu Nova Justinianopolis’in ilk metropolitanı yapılıyor.)

42 nolucanonEremit denilen siyah  cübbeli ve uzun saçlı keşişler hakkında. Şehir şehir gezmekte ve kadın ve erkeklere vaazlar veriyorlar. Kafalarına göre takılmasınlar ve gerçekten keşiş olmak istiyorsa saçlarını kestirip manastırlarda biraderleri ile birlikte yaşasınlar, hayır derlerse o zaman şehirlerden sürülsünler ve adlarını aldıkları çöllerde (ἐρήμους)yaşamaya zorlansınlar;

Theophanes’deEremitikler gerçek bir topluluk olmayan münzevilerdir. Harun Reşid 809’da vefat ettiğinde bunlardan Hilafet topraklarında yaşayanları Al Amin ve Al-Mamun kardeşler arasında 5 yıl sürecek taht rekabetlerinin de yansıması olan Syria, Mısır ve Libya olaylarından etkilenecekler ve kendi aralarında bölünüp beş yıl süren siyasi anarşide birbirlerini katledecekler. Yakubi’ye göre Bugha Türk’ün 852/3’de idam ettirdiği Tiflis emiri Ishak Al-Amin yanlısıdır. KT’ye göre Gürcüler bu olaylarda Mutevvekkil yanlısı ve Hilafet içi aktörlerdir (KT 228-29) ancak KT bunu açıkça söylemez. Bugha niye Tiflis’i yaktı, İshak’ı niye idam etti, Aşot oğlu Bagrat niye Bugha hizmetindeydi vb Hilafet Iran’ı tarihini bilmek gerekiyor sadece KT değil, epicorientallerin hepsini anlamak için.

43.kanon her hristiyan hayatında ne gibi sorunlar olursa olsun  dini disipline girme, kafasını kazıtıp manastıra girme hakkına sahiptir;

44.canon keşişler ve zina hakkında;

45.canon kadınlara has manastırlardan bir kısmında tatbik edilen bir uygulama hakkındadır. Bu manastırlar dünyevi hayatı resmen terk anlamında süjelere önce ipekliler ve mücevherler giydirip sonra merasimle onları bu süslerden arındırıp siyah cübbe giydiriyordur. Manastıra çekilme kararı alan zaten dünyevi zenginlikleri terk ettiği için süjelerin kalplerinde şüphe uyanmasına vesile olabilecek bu pratik uygun değildir ve terk edilmelidir;

46 ve 47. canonlar manastıra çekilme kararı alan  kadın ve erkeklerin kendi cinslerinden  yaşça büyükleri bir kişiyi yanlarına almalarına müsaade eder, kadınlar erkeklerin ve erkekler kadınların manastırlarında uyumaya asla izinli değildir ve herhangi bir skandalda kim olduğuna bakılmaz ve ilişiği kesilir;

48.canon episkopal unvan alanların eşleri hakkında, onlar manastıra girebilir ve deaconess olabilirler (ama evli hayatını sürdüremezler anladığım kadarı ile);

50 ve 51 her türlü şans oyunları, tiyatro ve av sporlarını din adamlarına yasaklar;

53.canon bazı yerlerde bazı kişilerin yetim çocukların vaftiz babası /sponsoru olma yolu ile  dul anneleri ile evlenmeleri işitilmiştir, bugüne kadarkiler için değil ama bundan sonrakiler için bu tip evlilikler gayrı meşru sayılacak ve taraflar zinadan cezalandırılacaktır;

54. kanon hoş bir konu olmamakla birlikte lüzum üzerine der, akraba evlilikleri hakkında bir karmaşa vardır ve netleştirmek gerekmektedir; babasının kardeşinin kızı ile evlenmek (amca/hala kızı), baba veya oğulun anne veya kızı ile evlenmesi (üveyler için), baba ve oğulun kardeş iki kızla evlenmesi, veya anne ve kızının kardeş iki erkekle evlenmesi, veya iki erkek kardeşin iki kız kardeşle evlenmesi bu kanonla birlikte yasal değildir

56.canon Armenia bölgelerinde ve diğer bazı bölgelerde Sabbath günü yumurta ve peynir yenmesi hakkında, yasak;

57.canon altara süt ve bal sunmak uygunsuz;

58-meslekten olmayıp (yetkinlikleri henüz onaylanmamışlar) İlahi Gizemleri piskopos, presbiter ve deaconlar varken öğretmeye kalkışanlar kendilerini olduklarında daha zeki zannetmemeyi öğrenebilmeleri için bir hafta uzaklaştırma cezası alsın;

62 nolucanon Bota ve Brumalia denen Mart festivallerinin (calend) imanlının hayatından çıkarılması hakkında. Kadınlar ve erkekler antikiteden kalma ve hristiyan-ca olmayan bir usulde Grek pantheonundan isimler verdikleri danslar yapmakta ve kadınlar erkek ve erkekler de kadınlar gibi giyinmekte, komik, satirik veya trajik maskeler takmakta, kahkahalar eşliğinde  Bacchus  adına üzüm ezip, çömleklere şarap doldurmaktadır ve bunlar uygunsuzdur ve gelecekte herhangi bir din adamının veya dini öğrencilerin bu festivallerle ilgisi olduğu bilinirse ilişikleri kesilecektir. (Yaz ve kış dönümü festivallerini kastediyor sanırım. Uygunsuzluğu sıkça dillendirildi ama 1204 Latin işgaline kadar insanlar kutlamaya devam etti.)

63.canon Kilise’de gerçeğin düşmanlarıyla (yalan)  bezenerek anlatılan şehitler tarihinin okunması hakkında. Bu hikayeler şehitlerin onurlarını zedelemekte ve işitenlerin inançlarını örselemektedir. Kitaplar yakılmalı ve yine de bu hikayelere gerçekte inanan ve aklına yerleştiren varsa aforoz edilmelidir.

64.canon yetkin olmamasına rağmen kendisini öğretmeye yetkili ilan eden öğrenciler hakkında. Teolog Gregory demişti ki, kardeşler nizama saygı duyuyor ve koruyoruz. Bu kulak olsun ve bu dil ve el ve bir diğer organ. Bu öğretsin ama diğeri de öğrensin. Neşe ve şevkle öğrenip, hizmet ederken hepimiz en aktif üye olan dil olmayacağız, hepimiz havariler veya peygamberler olmayacağız ve hepimiz tefsir etmeyeceğiz. Öyle ise, neden bir koyun iken kendini çoban yapıyorsun, ve bir ayak iken kendini baş zannediyorsun ve neden askerler arasına  yazılmış iken komutan olmaya çalışıyorsun? Hikmet emreder: sözlerde hızlı olma ve fakir iken kendini zengin ile kıyaslama ve bilgeden daha bilge olmaya çalışma. Yine de bu canonu ihlal eden olursa 40 gün uzaklaştırılsın.

65.canon antik geleneklerin devamı olarak yeni ayda bazı ev ve dükkanların önünde ateş yakılması hakkında, (Hıdırellez şenlikleri  gibi galiba) din adamları ve öğrencilerden katılan olursa ilişikleri kesilir

Kendi anladığıma göre İmperiyal yasa ile eklesiyastik yasalar ayrı ama birbirleriyle çelişmiyorlar ve imperial yasaların kapsamı ile eklesiyastik yasanın kapsamı arasında fark var. VI. Leo 896-912 en fazla ikinci evliliğin güçlü savunucusudur ve imperial ferman da yayınlar ama oğul sahibi olamayınca yasağını kendisi çiğner ve 4.evlilik yaparak bir krize sebep olur. Leo’nun 4. evliliğini onaylayan sakınca görmeyen dört yabancı patrikliktir, bunlar hangileri ve ne anlamda yabancılar bilmiyorum. Mysticus’un 76.episcopal mektubuna da konu olur. Buradan devam etmek isteyenler için : Milton V. Anastos -Aspects of theMind of Byzantium :PoliticalTheory, Theology, andEcclesiasticalRelationswiththeSee of Rome ve ayrıca MythsaboutByzantineEmpire -Pavel Kuzenkov& Yuri Pushchaev

67.canon boğularak öldürülmüş hayvan eti ile kandan üretilmiş herhangi bir gıda tüketiminin yasak olduğu hakkında. Yetkin din adamı dahli varsa görevden alınır ve öğrenci ise okuldan atılır;

68.canon onaylı kutsal kitapların (eski ve yeni Ahit) ve metinlerin  satılması, takası, bilerek zarar vermesi veya zarar versin diye başkasına verilmesi veya zarar vermek üzere satın alınmış olması yasaktır, ilişikleri kesilir. ( kitap sayfalarının aşırı deforme olduğu haller istisna)

69.canon “antik yasalardan kalma hakla”imperiyal güç ve otorite sahipleri hariç başka hiçbir yetkin olmayan (öğrenci veya tamamen harici) Kutsal Altar’ a girme ve Yaratıcı’ya hediye sunmaya izinli değildir (önceki versiyonda sadece imparator izinliymiş)

70.canon kadınlar İlahi Liturji hakkında konuşmaya izinli değildir ancak öğrenmek istiyorlarsa evlerinde ve eşlerinden öğrenmelerinde sakınca da yoktur;

71.canon sivil/medeni kanun öğretilenler Gentiles’in geleneklerini adapte etmemeli, tiyatroya gitmemeli ve Cylestras denileni tutmamalı ve genel örfün dışında giyinmemeli. (Gentilesbizden olmayanlar anlamında-bizin kim olduğuna göre karşılığı değişiyor. İmparatorluk sınırları içinde ve dışındaki yabancılar kastedilmiş olabilir, seküler rollere atananlar da kastedilmiş olabilir-cümleye göre kastedilenler seküler ofis atamaları sanki)

72.canon Ortodoks bir adam heretik bir kadınla evlenmemeli ve tam tersi de.  Yine de bu olursa evlilik geçersiz sayılacaktır. Karışmaması gerekenler karışmamalıdır, bir koyun ile bir kurdun karışması ne kadar uygunsuz ise günahkarların da hristiyanlar ile karışması o derece uygunsuzdur. Bu kanona göre bu tarihe kadar sayısı fazla olmaması koşulu ile Ortodoks topluluklarda bu tip evlilikler varsa ve heretik olan eş (hristiyan ama meşru mezhepten olmayan anlamında ve kriterler çok değişiyor) gerçeğin ışığı ile eşi aracılığı tanışmaya meyilli ise, onları ayırmayın. (önceki versiyonda evlenmesinler ama hali hazırda evli iseler de devam etsinler şeklindeymiş)

80.canon makul ve geçerli mazeretleri olmadan 3 Pazar ayinine katılmayan veya 3 hafta kilise-manastıra uğramayan din görevlilerinin ihracı hakkında ;

81. Trisagion ilahisinde Kutsal ve Ölümsüz sözleri ardına hereticler “bizim için çarmıha gerildi,” diye ekleme yapmışlar, rahipleri görevden alınsın ve kutsal ilahilere kendiliğinden ekleme yapanlar aforoz edilsin, uzaklaştırılsın.

82.canon eski usul ve gerçeği gölgeleyen kuzu tasvirli ikonlar yerine insan formundaki Kuzu tasvirlerinin kullanılması hakkında

84.canon çok küçük yaşta şahitsiz vaftiz olmuş veya vaftiz olup olmadığından emin olamayan çocukların incitme maksadı taşımadan (tedbiren) vaftiz edilmeleri gerekliliği hakkında;

85.canon üç şahit eşliğinde efendileri tarafından azat edilmiş ve azatnameli kölelerin özgürlüklerinin onurlandırılması hakkında;

87.canon  geçerli ve haklı sebebi olmadan eşlerini terk eden veya boşananlar hakkında;

88.canon kiliselere canlı hayvan sokulmaması ile alakalı;

91.canon düşük veya kürtaj amaçlı tedavi uygulayanlar cinayetten yargılanır (kilise mi yargılıyor, sivil otorite mi fikrim yok)

92.canon evlenme amaçlı kız kaçıran veya kaçırılmasına yardım edenler kilise mensubu ise azledilir/rütbesinden alınır, öğrenci ise ilişiği kesilir;

93.canon şu veya bu sebepten eşlerinden uzun zaman haber alamayan kadınların ikinci evlilikleri hakkında. Zina suçlusu durumuna düşmemeleri için önce ölüm ilanı alacak kadar bir süre beklemeleri gerekiyor. İstisnası var. Koca askerdir ve gerçekten öldü sanılacak kadar uzun zamandır yoktur ve haber alınamamıştır ve kadın artık başkası ile evlidirve asker evine döner. O zaman asker ilk eş, eğer isterse karısını geri alır ve tarafların hiç birisi zina ile suçlanmaz.

95.canon arian, macedonian, novatian, kendilerine cathari, aristeri, testareskaiddecatitae veya tetraditae ve apollinarianlar diyen hereticlerden ortodoksluğa girmek isteyenlerden Tanrı’nın Apostolik Kilisesi’nin aforoz ettiği tüm sapkınlıkları, her bir sapkınlığı reddettiklerini ifade eden belge alındıktan sonra alınları, gözleri burun delikleri ağız ve kulakları usulümüze göre yağlanıp mühürlenerek kabulleri tamamlanır ( CatharilerNovatian fraksiyonu anladığım kadarıyla ve testareskaiddecatitae  diğer adları ile quartadecimanlar ya da tetraditaeler ise Aristerianlardan çıkma fraksiyonlar). Ancak pavlikanlardan ortodoksluğa gireceklerin  her anlamda yeniden vaftiz edilmeleri gerekmektedir; eunomeanlar bir kere daldırma yolu ile vaftiz edilir, phyrigyalı denilen montanistler ile Oğul ve Baba aynıdır diyen sabellianlar ve bilhassa Galatianlar bölgesindeki muhtelif diğer sapkınlardan ortodoksluğa geçecekleri prensip olarak  Gentiles (bu sefer tamamen yabancı gibi görüyor) kabul eder ve ilk gün onları hristiyan yaparız ve ikinci gün cateshumen, üçüncü gün günah çıkartır ve bu arada yüz ve kulaklarına üç kez üfleyerek inisiyasyonlarını tamamlarız ve sonra bir süre kilisede kalmaları ve kutsal metinleri işitmeleri lazım ve ancak ondan sonra onları vaftiz ederiz. Manichaeanlar ve valentianlar ve marcionitler ve diğer tüm sapkınların ortodoksluğa kabulü birinci grup gibidir ve nestorius, eutyches, dioscorus, severus ve diğer sapkın liderler ile takipçilerinden Ortodoksluğa dönecekler için de yukarıdaki formüller uygulanır ve böylece onlar kutsal komünyonun katılımcısı olurlar.

96.canon saçlarını şekilli örenler ve süsleyenler hakkında. Yasak.

97.canon dini yerlerde (mevki sahibi) ama karıları üzerinden muhtelif ticari faaliyetlere girenler hakkında, azledilsin ve sürülsün..

98- Nişanlı /sözlenmiş olduğu bilinen  bir kadın ile  nişanlısı/sözlüsü hayatta iken  evlenenler zinadan yargılanır.

99.canon Armenianların bölgesinde mabetlerde ilik kaynattıklarını sonra da Yahudi usulünde rahiplere dağıttıklarını işittik, der. Kanon bunu yasaklamıyor ama kilise dışında yapılmasını istiyor.

 

100.canon uygunsuz tasvirlerin (ikonalar ile alakalı galiba)  boyanmaması ve boyamaya devam edenlerin cezalandırılması hakkında

 

102.canon günahın (suç veya kusurun) çok yönlü incelenmesi ve karakteristiğine göre iyileştirilmesi -şifalandırılması hakkında.

*Burada anılan Armenianlar ile Movzes, Yovhannes ve Süryani Mikhail’in bahsettiği Armenianlar ile aynı değiller veya itikadenaynılar ama savaşların kaç-göçleri ile artık Roma topraklarındalar ya da Roma onların topraklarına genişledi. Eskiden beri Roma topraklarında  ve Kilise Birliği’nde olsalar rahiplerinin ordinasyonu ve mabetlerde ne yapılır-yapılmaz hakkında  zaten biliyor olmaları gerekirdi diye düşündüm. Öyle de oluyor zaten .. 685/6 bir tarafta Halife Abdül Melik , diğer tarafta II. Justinian var.  dördüncü Ermeniyye  bölgesi (Syria- Mesopotamia hududu)asıl aksiyon sahasıdır ve burada Constantinopl’e bağlı Mardanitler vardır. Mopsuestia’dan  (Misis) dördüncü Armeniyye’ye kadar ki bölgede Araplar yaşamaktadır. Abdülmelik biri  Horasan ve diğeri Damascus tarafında iki iç ayaklanma ile meşgul iken fırsatı değerlendirmek isteyen JustinianstrategosLeontios’uArmenia’ya gönderir. Hangisi olduğunu bilmiyoruz sonuçta Armenia’dan giren LeontiosIberia, Albania, Boukania ve Media’yı Romalılara bağlar  ve onlara ağır vergiler yükler. Ve böylece Roma hem içe göç almış hem de dışa genişlemiş olacağından kanonlarda kastedilen Armenianlar herkes olabilir.

 

Arkeolojik veri olarakNina Iamanidze’ FromByzantiumtoCaucasus’daJustinian’ın I. veya II. taht dönemi ile bağlantılı Abastumani (Ahıska) stelesinden bahseder.

 

“ Mesih’in yardımı ile kral Justinian zamanında ben ve ailem Tanrı tarafından  onurlandırıldık. MampalArşuşapatrikiosun emri ve Tanrı’nın izni ile Krisepoli kalesi Gürcülere verildi ve ben de Kutsal Haçı kaldırmaya ve Tanrı’nın Annesi Kutsal Bakire’ye beni ve kardeşlerimi kötülüklerden koruması için dua etmeye davet edildim. Kim bu yazıyı okursa dualarında ismimi ansın.”   Buradan çıkacak anlam Abastumani bölgesi demek ki Romalılardaydı oluyor ki Krisepoli kalesi anılan patrikiosArşuşa eliyle süjeye verilsin. Süje muhtemelen Arap savaşlarında Roma tarafına geçen biriydi; yine aynı dosyada Jvari manastırında  (Mtzheta doğusu) 630-660’a tarihlendirilen rölyeflerden bahsedilir. PatrikiosKoboul-Stepanos , oğlu hypatosAdarnese ve Stepanos’unkardeşleri HypatosDemetre ve hypatosAdarnese‘den bahsedilmektedir.  MovzesDashkurantis tarihinde anılan Aghuania prensi Juansher’in 640’larda Jvari’ye(İberia)geçtiğini varsaysak ve başka Adarnese yok ise, yardım aldığı  üç Bizans ünvanlı Atrnerseh’in bu ikisinden biri olması gerekiyor. Bunlarla ilgili geliştirilmiş çalışma okumadım.

İlaveten David BerikashviliArchaeologicalreconnaissance on Samshvilde Cape andtheadjacentarea’daSamshivildeSioni /KvemoKartli olarak anılan Tashir ve Ashotsi’deV.Constantin (742-77) ve oğlu IV.LeoKhazar’dan (777-80) bahseden yazıtlar bulunduğunu söyler. Leo genç yaşta vefat etti ama prensliği zamanında da babası ile birlikte seferlere katıldı muhtemelen.  Buradan 780’e kadar en azından güneydoğu Kafkasya’da doğrudan ve dolaylı Bizans varlığı anlamı çıkıyor ama başka ne var -ne nasıl yorumlanır fikrim yok. Bana göre bizim aslında 852/3 Bugha Türk’ün Tiflis emiri üstüne yürümesinde kalmamız ve orada sonra ne olup olmadığına bakmamız lazım ama Gürcistan tarihçiliği eksen kayması yaşayıp kendisini Bağdat Mutevvekil rejimine sadıklar arasında koyuyor bir anda (KT sayfa 228-30) ve ardından Bugha’nın emrine giden Bagarat’ ile ki onun Hemmami olması gerekiyor mantıken ama ŞiraklıBagrationlardı deniyor, tamam biz de diyelim ama Bagarat ile Şirak’a indikten sonra daha doğrusu Bağdat’a bağlandıktan bir daha yukarı çıkamıyoruz.Böyle diyorum da, onlar da (Abhazya ve Gürcistan akademisyenleri)  çıkamıyor. Burada gerçekten bir sıkıntı var.   Bu vesile ile önemli bir düzeltme  yapmak istiyorum

Evvelden 902-04’de bahsettikleri Abasgian Constantin için o provinsAbasgia’dakiChaldia askeri valisi Lips Constantin demiştim. Değil. Bizimkisi hala provinsAbasgia’da. Bir sıkıntı yok ama epic -oriental kaynakların Abasgian dedikleri Constantin bizimkisi değil. YovhannesDashxanakerts’tir  herkesin tek kaynağı ve YovhannesEgrisi /Vur ülkesi der.  Onun tarif ettiği Egrisi’nin tarifine göre Naxjewan yakınlarında olması lazım-adam sonra Abasgian oluyor ama nasıl oluyor hiç fikrim yok. Yovhannes hiçbir zaman Abasgian demez.

26.pasajda ilk kez anar :  (Pakrudin veya Bagration anılan) Aşot (862-90) , muhtemelen 874’de kuzeye yöneldi, Caucasus vadilerine kadar ki topraklarda yaşayan insanları ve ayrıca Gurgark ve Uti bölgesinde yaşayan yabancı kavimler ile yağmacıları kendisine bağladı ve uyguladığı yasalarla herkesi yasalara itaatkar yaptı ; 884/5’de eskiden kendisine zorunlu partavchar ödeyen Egrisi kralına gitti ve onunla dostluk anlaşması yaptı. Ardından Bizans imparatoru I.Basil ile dostluk anlaşması yaptı ve anlaşma ile ona Bizans egemenliğindeki toprakların kapısı (ticari ilişkiler anlamında) açıldı.  Aşot yetki ve otoritesini Bağdat’tan alır,Atrpatakan valiliği altındadır. Eskiden Siwnic ve Vaspurakan ona haraç öder çünkü bölgesinde bir çeşit mültezimdir de ve  o da tahsil ettiği gelirlerden bir kısmını muhtemelen Atrpatakan üstünden Bağdat’a yollar. 884’e geldiğimizde ama Bağdat yönetimin kendi krizleri var ve kuzeye genelde hakim olmakta zorlanıyor. Özerklik veriyor -Aşot onlardan biri. Taraf değiştirdiğine hiçbir işaret yok.  Egrisi dediği yer neresi bu pasajdan anlaşılmıyor ama eskiden ona zorunlu partavchar ödüyor idi ise amillik- mültezemlik kapsamında olması, yani Abbasi hudutları içinde olması  gerekiyor. Bu titrin Romalılardaki karşılığı couropalates.

31.pasajBagaranlıAşot’un oğlu Smbat zamanında en geniş sınırlar: “Böylece toprakları kuzeydoğuda Karin (Erzurum) , Kgharjk’ın en uzak köşesi, büyük deniz (Van gölü)  kıyısına kadar ve Egrisi hududu ile Kafkas dağları eteklerine kadar ki burası Gugark ve Canark idi, Alan geçitlerine kadar genişledi ve Alan geçitlerini koruyan kaleyi de ele geçirdi. Hudut buradan güneye Tpxis (Tiflis) şehrine döner Kur nehri boyunca  Uti bölgesinden devam eder Hunarakert, Tus ve Shamkor’a kadar.

 

Burada deniz-büyük deniz derken ortaçağ Armenianları Karadeniz’i kastetmezler. Çevirmenler Karadeniz yapıyor. Caspian’a da Karadeniz diyorlar, Akdeniz veya Ege’ye de, Sevan gölüne de vb.De AdministrandoImperio’dan da konfirmasyonu alabilirsiniz. Apaoukhoni ve Manzıkirt başlığında Kars- Van Gölü’ arasından bahsedilir. Aşot ve oğlu Smbat buralara hakimdir. Aşot değil ama oğlu Smbat artık Bizans hizmetindedir. Smbat 914’de Elnjak’da idam edilecek. ElnjakNaxjewan’daAlıncak kalesi.

41.pasaj :Egrisi kralı Konstantin bu arada kibirlenmiş ve kuzeye Caucasus dağları vadilerine, kuzey toprakları ile Alan geçitleri yakındaki Gugaracik toprağına ele geçirme niyetiyle  hareketlenmişti. KUZEYE diyor. Bizim Abhazya adamların ve ele geçirilmesi hedeflenenin kuzey batısında kalıyor. Bizden gelen adam aynı hedef için güneye ve güneydoğuya hareket eder…

Ancak buradaki insanlar Smbat’a itaatkardı. İberia kralı Atrnerseh damadı da olan Egrisi kralına yazdı ve aptallık yapmamasını istedi. Ancak Konstantin dinlemedi. Smbat bir ordu ile üzerine yürüdü ve bir kaleye çekilen Konstantin Smbat ile barış yapmaya zorlandı ve onlar konuşurken kralın naxararlarıAtrnerseh emri ile saldırdı ve Egrisi kralını yakaladı. Smbat Vur ülkesindeki kaleleri ele geçirdi ve buraya yöneticiler atadı. SmbatEgrisi kralı Konstantin’i zincirlere vurdurup Ani kalesine getirtti; ve kıymetli giysilerle onu 4 ay kadar tutsak tuttu. Ancak Egrisi/Eger/Vur  halkı aralarında Konstantin’den daha sert tabiatlı birini kral seçmek üzere toplanmıştı. SmbatAtrnerseh’in de damadı olanı Konstantin’i o yüzden serbest bırakmak zorunda kaldı ve inciler ile süslü bir taç ve altın bir kemer ile onu uğurladı; ancak Iberia kralı Atrnerseh bundan dolayı Smbat’a sinirlendi ve Smbat’ın Konstantin’i kendisine karşı planları olduğu için serbest bıraktığını düşündü.

Bu olay Redgate’e göre 904’de ama YovhannesDashxanakerts’e göre 907’de oldu. En erken 896’da Smbat taraf değiştiriyor- niye değiştiriyor, ayrı konu.  Aynı tarihlerde Lips Constantin de bölgede Tarön’ü Romalılaştırıyor. Aynı Constantin olmadıkları konusunda hemfikir isek, olasılık bağlamında bu Egrisili’nin belki Lips Constantin seferi ile bağlantılı bir konversiyon olabileceğini öneriyorum, isminden dolayı.  

42.pasaj : Halife Muktafi’dir. Smbat’ıVanand’da ki (Kars’ın güneydoğusu)  amcası Abas’a karşı destekleyen Sac oğulları 890’dan beri sahnede ve ilaveten kendi ayaklanmaları da var. Smbat 907/8’de bir defalığına hem Sacoğullarına hem de Halife’ye vergi ödemek zorunda kalır, Muktafi o sene ölünce Bağdat tekrar karışır. Vaspurakanlılar ve  İberialılar Sac oğulları cebinde.  Smbat, dünürü de olan Egrisi kralı ve Bizanslılar bir cepteler. Shirak’tan çıkan SmbatTashirk’e yürüdüğünde İberialıAtrnerseh Ani kalesine girer ve Smbat hızla döndüğünde Atrnerseh ile kale komutanı Tayk’a kaçar. Tayk dediği yer arkadaşlar Muş -Bitlis tarafı Apaouhnik.  Smbat Abhazya kalesine kaçtı derler mesela, o da buraya kaçıyor ve bazen de Kgharjk’a.  Belki sonra ileri theme-karakol anlamında Bizanslar buraya bir askeri üs kurmuş olabilirler bu ayrı ama bu olası Abasgia ile bizimkisi asla aynı değil. Tayk’ı Kars yapsak Toumanoff gibi , yine aynı. Kars neresi Abhazya neresi? Bu tarafta Bizanslar var ayrıca. Seneleri dikkate alın yalnız. Adamlar sürekli savaşıyor. Kalkan ileri kalkan geri… hatlar değişken.

59.pasajUtiprovinsindeMovzes adlı biri kendisini prens ilan edip ayaklanmıştır.(Smbat’ın oğlu)  II. Ashot, kayın pederi SahakSewada ve Alan geçitleri yakınındaki Gugark bölgesi chorepiskoposu ile birlikte Movzes’in üstüne yürüdü (Güney doğu Kafkasya’dan bahsediyor)

62.pasaj Shamshulde’de bıraktığımız Gntuni kardeşlerden  VasakŞahanşahIberialıGurgen’e (VaspurakanlıGagik’in kardeşi ve II. Aşot’un kardeşi Abas’ın kayınpederi olması lazım)  Krust? kalesi karşılığında Shamshulde’yi teslim etmek ister; Vasak’ın kardeşi Ashot evvelden Vur (Egrisi)  ülkesi silahlı kuvvetleri tarafından öldürülmüştü

 

Gurgen  vaadine rağmen Vasak’ı tutuklamak isteyince anlaşma düşer.UtiliŞahanşahAshot ile GurgenShamshulde kalesi için çatışır; ŞahanşahShamshulde kalesindekilerin Gurgen ile esir edilen Vasak için çarpıştıklarını bilmiyordur. Kaledekiler ona “sen hele bir geri dur, şimdi aynı taraftayız. Gurgen’in elindeki Vasak’ı kurtaralım, sonra ne yapacağıza bakarız, der. Böylece Gurgen’in askerleri yenilir ve kale Şahanşah’a bağlılık yemini yapar.

 

63.pasajUti’ye dönen Şahanşah buradan topladığı askerler ile Kotayk’a  amcası başka bir Aşot üstüne yürür (haritada Ermenistan yazan yer). Yovhannes de oradadır ve savaşmadan barışmalarını sağlar ve (Smbat’ın oğlu Bizans hizmetindeki)  II. Aşot da Yovhannes’in tavsiyesi ile Şahanşah ile dostluk anlaşması yapar ve birlikte onlar Dvin’i kuşatır ve içindeki sapkın yöneticiler idaresini sonlandırırlar. Şahanşah sonra  Uti’ye döner- ama burada Clik (Küçük Boğa) lakaplı prens AmramŞahanşah ile anlaşmasını bozmuş ve Gamirk toprağında yaşayan Gurgen adlı bir yabancı prensin (anbnikn) emrine girmiş ve ailesini Tawush kalesinde emniyete alıp asker toplamaya başlamıştır.

 

Bu Gurgen’i de o tarihteki Chaldia veya Cappadocia askeri valisi John Courcounas yapmışlar arkadaşlar. Çünkü Gamirc diye bir yer adı Kapadokya’da da var ama burada bahsedilen Mesudi’dekiGumik kalesi tarafı bence, adam Tavush kalesi diyor. Samshvilde’nin güneydoğusuna düşüyor. KT sayfa 239; Çaçhaliya sayfa 61 Vezhini kalesi vakası da  bu vakitte yaşanmış olabilir- birbirlerine yakın yerde ve tarihteler.

 

ByzantineImperialGuardsmen 925–1025’de  Rafael D’Amatotarafından da Yovhannes kaynak gösterilerek kullanılan bir ifade var:  (modern) Batı Gürcistan’daki  Abhazya kralı rüzgar gibi uçan atları  ve demir zırh ve silahlı  çok kalabalık bir ordusu ile… 

YovhannesEgrisi der ve netlikle bizimkisini kastetmiyordur. 63. Pasaj devamında ŞahanşahAshotUti’ye döndüğünde herkes ona arkasını dönmüştür. Eskiden dostluk anlaşması yaptığı Egrisi kralına gider. Egrisi kralı ona rüzgar gibi uçan atları ile çok kalabalık bir ordu verir, demir zırhlı savaşçılarının ürkütücü miğferleri, perçinli demir plakalı göğüslükleri, sağlam kalkanları, işlemeli mızrak ve kılıçları vardır. (Ürkütücü  ve süslü dekorlu miğfer ve zırhlar aynı zamanda savaşta ölenlerin kimlikleri anlaşılsın diye imiş bu arada, ek bilgi- ezici-kesici silahlarla savaşılan bir çağdayız-insanlar kayıpları tanımaya yarayacak semboller kuşanıyor.) Ama ClikAmram Kur nehri üstünde pusu kurmuştur ve çatışmaktan kaçınan Şahanşah önce alınması zor bir kaleye kaçar ve sonra da gece yarısı kuşatmayı yarıp Kakawakar denen bir kaleye gitmek üzere yola çıkar . Kakaverd/ Keghi kalesi, Garni- Kotayk’da.Egrisi askerleri de tahminim yanında hala. Bu arkadaşların (genel anlamda hiç biri) kuzey-kuzeybatı toprağına kaçmaz ayrıca, herhangi bir yardım da istemez. Tiflis’de kim varmış bakmak lazım o tarihte

 

 

Toparlarsak Yovhannes’inEgrisi /Vur dediği yer büyük olasılıkla Sebeos’daVrjunik yani Nahchawan civarı bir yerde  ve burası aynı zamanda orijinal Tarön civarı olabilir, Armeneologlar daha iyi bilir, ben tarife göre gidiyorum arkadaşlar. Batısında da Söğüt /Söğütlük anlamında gelen Eghërti veya  Eghërtud bir mevki ve St.John manastırı varmışve Muş’un batısında kalıyormuş ama Yovhannes’in tarifindeki yer doğusunda idi bence.NaxjawanSmbat ve Vaspurakanlılar arasında sorunlu bölge ve Egrisili Constantin’e taç giydirmesiyle yakın tarihli. Elbette kesinlikle diyemem ama süjemiz Sewadalardan biri olabilir diye öneriyorum, asıl adı büyük olasılıkla başka ama  vaftiz adı Constantin idi.Tarife göre kızının Smbat’ın gelini ve kendisinin de Atrnerseh’in damadı olması gerekiyor.  Bu Atrnerseh ile Roma kanadındaki couropalatesAdarnese’yi de bence karıştırmamak gerekiyor. (KhoneliaEgrisi için itiraz etmiş zamanında ama sonrası veya onun bununla ilgili tam görüşü neydi bulamadım.)

Romalıların II. Basil’den önce doğularının doğularına geçtiklerine inanış vardır ve DAI’ye göre  976-1025 II. Basil hudutlarına 920-25’de ulaşmışlardı zaten,Manzıkert, Perkri ,Arceshvb  Roma toprağı ve ardında Armenia (Vaspurakan) ve sonra Persia var diyor. IbnHurdazbih en geç 902/4’de Busfurracan (vaspurakan) ve 5 kaleyi daha Roma Chaldiası’na bağlı görüyor. Ama akademik görüşe göre Roma orada aktif olarak yoktu ve bunlar vasallarıydı- veya vekalet savaşı yürütüyorlardı. Aktif vardı iseler de tutunamıyorlar muhtemelen çünkü 970’lerde burada Mervanidler, Revvanidler, Büveyhilervb var. II. Basil seferleri daha sonra geliyor. Ve gene de çok uzun ömürlü olmuyor çünkü ardından Selçuklar geliyor.

İberia, Caucasia  dağlık tepelik bölge anlamına da geliyor. Van gölü güneyi ve doğusunda theme /ileri karakol Abasgian ve İberianların olması kuvvetle muhtemel 858-900 başlarında, kesintisiz değil ise bile aralıklı. Ama DAI’dekiAbasgia ve Vasprakanite  bölgesi tarif edilenden bayağı batıda kalıyor. Askeri örgütlenme ile toprak yönetimi arasındaki farktan veya hudutlar çok hareketli – o sebepten de olabilir. O yüzden DAI bir senelik olayları değil sonuçta hudutlarla alakalı bir süreci-tarihi anlatıyor.  İlaveten

Mysticus Nicolas’ın mektuplarında ben olsam isimsiz Abasgiaexousiastes’ına hitaben yazılmış episcopal 46 (1 ve2) ile 51 nolu mektuplarla Abasgia despotu George’a hitab edilen 162 nolumektubu birbirinden ayırırdım.

Despot George Ardanuç başlığında DAI’de anılan Abasgiamagistrosu olabilir ve öyle ise Romanos (920-44) zamanı, Mysticus 925’de vefat edecek;   920-24 aralığı bir  vakitte Bulgar savaşı ile bağlantılı sefere hazır ol emri almıştır-Mysticus dostluğunu göstermek için hareket  emri aldığında bize katıl, bizimle birlikte savaş diyor;  ama iki sayfaya bölünmüş 46 ve 51’in isimsiz en kıymetlisi  muhatabı gayet emic, yani içeriden biridir. Nicholas onun babasını da atalarını da bilir, fiziken de erdemlerinle de babana benziyorsun ve dilerim merhum babandan da, atalarından da ileri olursun diyor. Bu arkadaş ZelençukArkhyz’da ikamet eden Alan piskoposu Peter’a yakın bir yerde. George ise aşağı Ardanuç’a yakın bir yerde . Bu mektupların özetlerine de aldanmayın arkadaşlar, kendiniz okuyun.

Mesudi 932’de El -Lan’daki Bizans rahipleri kovuldu der. El-Lan’ı da Zelençuk Alan yapmışlar, öyle olunca Mysticus 925’de vefat etti, öldükten yedi-sekiz sene sonra hala yazıyordu ve Abasgia egemeni Alan ülkesine kılıçla girdi gibi anlam çıkarılıyor. Ölümden sonra hayata biz de inanıyoruz ama… abartmasak mı?

 

Mesudi’nin El Lan’a bağlı AbhazlarıIbnHurdazbih’tekiUbhazlar olabilir. MesudiPontus Pomeniacus/Chazaria,/Gazarie gibi adlarla da bilinen  ve Kırım’a kadar kidoğu Karadeniz hakkında hiçbir şey bilmez ve hakkında hiçbir şey öğrenemediğim dediği Yedi Ülke  belki burası olabilir;

 

Smbat’ın 914’de idamı üstünden bir yıl geçmiştir. 52. Pasajda Yovhannes mevcut hal ve  sınırları tasvir ederken; “kuzeyimizde Caucasus eteklerinin girişinde at çalınmadan kapılarını kapatmayı akıl eden yani ötesindeki zengin devletlerini, köy ve mahallerini açgözlü kötülerin dikkatini çekmesin diye kendi güney hudutlarını bile isteye yakıp yıkıp çöle çeviren kuzey kavimleri yaşardı; onlardan hariç Grekler, Egrisi halkı, Gugark ve Uti ile komşuyduk; onlar arasında topraklarımızı yağmayan hırsız ve haydutlar vardı, topraklarımız çöle dönmüş, insanlar toprağı terk etmişti ve şehirlerimizde nüfus çok azalmıştı; o zaman birliğimiz dağıldı ve kendi yollarını kendileri çizen yeni payazat ve spasalarlar doğdu ve onlar birbirleriyle de çatıştılar,”der.  Kuzeyimiz derken kastetiklerine yorum yapamam. Olabilir olmayabilir.

 

Bizans kaynakları ve arkeolojik bilgiler dışında bu dönem kuzey toprakları için hiç kimse bilmez işin aslı; ticaret yolları üstünde olduğu için tuhaf gelebilir; yazarların hepsi aynı şeyi anlatır. Seyahat belgeleri ile bir noktadan diğerine gidilir, kimsenin görmesi gerekenden fazlasını görmeyeceği şekilde dizayn edilmiştir ticaret yolları, iki imparatorlukta da durum farklı değildir; Khazar topraklarından geçenler yolculuklarını nehir taşımacılığı ile yapar ve haliyle pek bir şey görmezler. 

 

Hazır başlamışken isimsiz couropalate’a hitap edilen 91 ve 92’nin de YovhannesDasxanakerts’deki 54. Pasaj içeriği  ile alakası yok zaten; Toumanoff muhatabın Iberialı IV Adarnese olması gerektiğini söylemiş, olabilir.“Mektubun Yovhannes 54.pasaj ile alakası yok.”

 

Standart selam sabahtan sonra Mysticuscouropalates’a ödemesi lazım kilise ve manastır gelirlerini eksiksiz ve Mart’tan önce teslim et veya imperiyal kuvvetler tahsile gelsin, der özetle. Kaç kilise-manastır vardı bölgesinde bilmiyorum ama 72 nolu başka birine mektubundan tek kilise için yıllık 40 pound altın istenmektedir ve bu deli paradır. Bu mektup etrafında Couropalatın sıkıntılarını tartışabilme aşamasına gelemedik henüz.

 

İsimsiz prensler prensine yazdığı 139 nolu mektubu  II. Aşot’a yorulur ama alıcı Aşot’un babası Smbat da olabilir. Ve öyle ise Constantinopl’denordinasyon olan rahibin  54.pasaja göre de bizzat Yovhannes olması gerekiyor. O Kalkedon değilim demez, Kalkedon olduğu düşünülsün istemez.  Değil ise de sonuç değişmiyor da bu şekilde tasnifte taşlar yerine oturuyor.

 

Öte yandan Yovhannes kendi tarifi ile de mevkisiz makamsız firarda veya göçebe rahiptir artık dolayısı ile Mysticus’dan aldığı iddia edilen :

 

“İmanlı sürünüz Armenian, İberian ve Albanianların başlarına gelenleri işittik, uzakta olmamıza rağmen İsmaililerin neden olduğu kederinizi hissediyor ve paylaşıyoruz. .. ancak şimdi Armenian, İberian ve Albanianlar oluşuk sürünüz için kolları kaldırma ve dua etme vaktidir, ve onlar bir an evvel aralarındaki husumetleri sona erdirmeli ve kardeş kanı akıtmayı durdurmalı ve kurtuluşun Armenia, İberia ve Albania topraklarına yerleşebilmesi için insan rasyonelliğine ve hristiyan dinginliğine dönmelidir. O nedenle size dostane bir öneride bulunmak isterim,  bir mektup da couropalatınıza  (bu Bizans ünvanı) ve Abasgia şefine ( prens) yazdık ve onlara sizi dinlemelerini ve aralarındaki düşmanlıklara son vermelerini ve hem birbirleri hem de Armenian ve Albanian prensleri ile dostluk, barış  ve birlik yolunu bulmalarını ve birlikte tanrısız düşman Aposich’e karşı birleşmeleri gerektiğini tavsiye ettik; siz de onlarla yüz yüze konuşarak, veya mektuplaşma yolu ile piskopos,rahip ve kutsal adamlardan da destek alarak onları anlaşmazlıklarını sona erdirip, birleşmeye ikna etmelisiniz ve  Tanrı’nın taçlandırdığı imparatorumuz o vakit zaman ve imkanlar dahilinde size büyük bir kuvvet (asker desteği) gönderecek ve o zaman curopalatınız ve Abasgia şefi, Armenia’nın prens ve asilleri ile birlikte ordumuza katılabilir ve Tanrı’nın yardımı ve sizin de dualarınızla düşmanla savaşır ve onları yenebilir. Ancak o zaman siz ve biz onların günahkar ihtilaflarını affedebiliriz ve bu arada eğer sizce de uygunsa siz onların her birinin haklarını restore etme yolu ile onları eski dindarlıklarına dönmeye teşvik edebilirsiniz; Mesih’in barışı aranızda ve dualarınızda ışıldasın,”

 

muhatabı mıydı gerçekten. Ya bu mektubu daha erken aldı veya orada bir karmaşa var. Giden mektuplardan hiç birinde ima bile yok. Ayrıca Smbat’ı bu adamlar idama götürüyor zaten. Sonuç olarak Abhazya’dan vazgeçtim bizim Karadeniz ile alakası olmadığı yeterince açık düşünüyorum.

Metin içinde andıklarıma ek olarak :

KatarzynaMaksymiuk- Geography of Roman-IranianWars

Tim Greenwood-SocialChange in Eleventh-Century Armenia: theevidencefromTarōn

ZurapPapaskiri -TheByzantineCommonwealthandInt.Status of Georgianpolitikalunits in firsthalf of 10th cen

GiuliAlasania -On thePersonality of theCreator of theAbkhazKingdom

в.н. чхаидзе (V.N.Çkhaidze)-византийСко-абхазСкие и византийСко-аланСкиеСвязиподанныМпаМятниковСфрагиСтики ( Mühür buluntularına göre Bizans-Abhaz ve Abhaz-Alan ilişkileri)

T. Shamba, A. NeproshinAbkhazia: Legal basis of statehoodandsovereignty’de (2003)

Alison M. VaccaConflictandCommunity in theMedievalCaucasus 2017

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Bu yazı 3003 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI