rbet paşacasino betmatik mercurecasino giriş
Acı ama Gerçek.
2004 yılına kadar köylerimizde yapılan düğünlerde en alasından içkili sofralar kurulur, çuval dolusu mermiler havaya sıkılırdı. Bir yarış, bir ihtişam sorma gitsin. Düğünü şenlendireceğim diye ahşap evlerin tavanlarında kocaman delikler açılırdı. Kiremitler değişti ama tavan lambirilerinde hatıra olarak duran mermi izleri biliyorum.
2004 yılı öncesine baktığımız zaman çok canlar yanmış, birçok ocak sönmüş artık düğünlerimizin tadı kaçmaya başlamıştı. Güzelim köy düğünlerimiz salonlara taşınmış, köylerimizde düğün yapamaz hale gelmiştik. Bazen kendime sormadan edemiyorum. Günümüzdeki düğünlerimize baktığımda artık yaşları otuz olmamış gençlerimiz evlilik yaparlarken o tarihlerde 40-50 yaşlarda ancak dünya evine giriyorlardı. Kim bilir. İçki sofralarının kurulması, ateşli silah kullanılması ve olası kazalar korkusu evlilik yaşını da yukarılara çekmiş olamaz mı?
25 Temmuz 2004 tarihinde Kayalar Balballı ve Reşitbey Köylerinin ev sahipliğinde Kayalar Köyünde yapılan ve Kocaeli Sakarya Düzce Yörelerinden Tüm Kuzey Kafkasya Kökenli insanların yaşadıkları köylerin temsilcilerinin katılımları ile gerçekleştirilen toplantıda oybirliği ile bir karar alındı.
“ Köy Düğünlerimizde bundan böyle kesinlikle içki içilmeyecek ve Ateşli Silah Kullanılmayacaktır.”
Neydi bu insanları karar almaya zorlayan, neden yasaklama ihtiyacı duydular? İnsanlar içki içmesini mi bilmiyordu, silah kullanmasını mı?
Yaşım itibariyle hatırlıyorum kimin silahı sıkışır, kimin silahı ısınır, kimin silahı daha güzel, kimde hangi marka silah var bilinir ve yarış yapılırdı. Kim içkiyi kaldırır, kim yere yıkılır, kim misafir kaldığı evde rahatsızlık verir, kim nerede yıkılır kalır bilinirdi.
Bugün hayatta olmayan çok değerli bir arkadaşım oturduğu masada hiç kullanmaması gereken bir cümle kurar. Daha sonra hatasını anlar ve şu cümleyi ifade eder. “ Ben alkolün bana verdiği yetkiye dayanarak bu lafları ettim” İçki içmesini bilmez miydi? Elbette bilirdi ama bazen doz kaçar, kendine hakim olamazdı. Zira bu meret şişede durduğu gibi durmuyordu.
Neden bu konuyu gündeme getirdin diyenler olabilir. Birkaç sebebi var. Bizzat kendi gördüğüm olumsuzluklarla birlikte haber sitelerimize mail yolu ile telefonlarımızı arayarak veya görüştüğümüz yerlerde “Aman” bekleyen insanlarımız talebi bu yönde idi.
Gidişatın iyi olmadığını, mutlaka bu konunun gündeme getirilmesini ve 25 Temmuz 2004 yılında bir araya gelen temsilcilerimizin aldığı kararların ufak ufak delinmeye başladığından söz etmeleri, gelecekte olası tehlikeye dikkat çekmek istemeleri gündem oluşmasına sebep oldu.
Aradan geçen 17 seneden sonra o günlerde 60-70 yaşlarda olan değerli büyüklerimizin bugün hayatta olanları 80-90 yaşlarına eriştiler. O günlerde 10-13 yaşlarında olan gençlerimiz bugün 30-35 yaşlarına ulaştılar ki onlar bile sebep/neden ilişkisini biraz zor ayırırlar.
Düğün öncesi köy gençlerine diye kurulan sofra ister istemez genişleyerek büyüyor. Ertesi günü düğüne katılamayacak olan kimseler de o akşam hediyesi ile birlikte icabet ediyor. Ve orada kurulan sofralar da doğal olarak çoğalıyor. Davulcu var, kemancı var, bazı yerlerde köçek te var. Eh bu meret şişede durduğu gibi durmuyor. Bir dostumuz anlattı. 16 yaşında bir kızımız aldığı alkolün etkisi ile masaya yığıldı kaldı. Bu benim çocuğum da olabilirdi, senin çocuğunda. Ben nasıl susayım. Dedi.
Köylerimizde yaş gruplarının oluşturduğu toplulukların kendi aralarında ne ile meşgul iseler zaman geçirdikleri “perde arkasında” oturduğu oluşumları hepimiz biliyoruz. Bu perde arkasında her ne yapılıyorsa bir süre sonra doğası gereği o perde açılıyor. İşte 16 yaşındaki kız çocuğunu da 20 yaşındaki delikanlıyı da görebiliyoruz.
Ben demokrasi yapılanmalarının başında STK larımız görmekteyim. Ancak bizim gibi toplumların köy yapılanmaları en büyük güç. Onların olmaz dediği hiçbir şey olmaz. Olur dediği her şey mutlaka olur.
Bir uç örnek olacak ama Avrasya olayında hiçbir güç netice alamazken bir büyüğümüzün çağrısını itirazsız kabul etmeleri atalarımızdan alınan kültür mirasımızın sonucu değil midir?.
25 Temmuz 2004 tarihinde Kayalar Balballı ve Reşitbey Köylerinin ev sahipliğinde Kayalar Köyünde yapılan ve Kocaeli Sakarya Düzce Yörelerinden Tüm Kuzey Kafkasya Kökenli insanların yaşadıkları köylerin temsilcilerinin katılımları ile gerçekleştirilen toplantıda oybirliği ile alınan kararın uygulanabilir olması yine atalarımızdan alınan kültür mirasımızın neticesidir.
O nedenle köylerimiz önemlidir. Değerli büyüklerim üzerimize düşen bir sıkıntıyı duyurmak, çözüm aramak sizlerden yardım talep etmektir. 2004 yılında alınan kararlar bugüne kadar uygulandı. Her yıl oturup aynı şeyi konuşmanın gereği yok denildi ve toplantılar sonlandırıldı.
Kanaatim odur ki çok uzun zaman geçti. Bazı şeyler unutuldu, unutuluyor. Bu toplantılar birkaç kez daha yapılmalı, bilgi tazelenmelidir.
Saygılarımla
Özen Sanbay Atsanba
2004 yılında alınan karar metni:
https://abhazpostasi.com/yazarlar/editor-den/koy-dugunleri-ile-ilgili-onemli-duyuru/247/