bursa escort bayan

Altıparmak Escort Eve Gelen Escort Gemlik Escort Görükle Escort İnegöl Escort Karacabey Escort Kumla Escort Masöz Escort Mudanya Escort Nilüfer Escort Osmangazi Escort Otele Gelen Escort Rus Escort Sınırsız Escort Travesti Escort Ukraynalı Bayan Escort Yıldırım Escort
altıparmak escort çarşamba escort eve gelen escort gemlik escort görükle escort gürsu escort heykel escort inegöl escort iznik escort karacabey escort kestel escort masöz escort mudanya escort mustafakemalpaşa escort nilüfer escort orhangazi escort osmangazi escort otele gelen escort rus escort sınırsız escort üniversiteli escort whatsapp escort yıldırım escort
adalar escort adana escort anadolu yakası escort ankara escort antalya escort arnavutköy escort ataşehir escort avcılar escort avrupa yakası escort aydın escort bağcılar escort bahçelievler escort bakırköy escort balıkesir escort başakşehir escort bayrampaşa escort beşiktaş escort beylikdüzü escort beyoğlu escort bodrum escort bursa escort büyükçekmece escort çanakkale escort çatalca escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort esenler escort esenyurt escort eyüp escort fatih escort gaziantep escort gaziosmanpaşa escort güngören escort istanbul escort izmir escort kadıköy escort kağıthane escort kartal escort kocaeli escort konya escort küçükçekmece escort kuşadası escort malatya escort maltepe escort marmaris escort mersin escort muğla escort pendik escort rus escort sakarya escort sancaktepe escort sarıyer escort şile escort silivri escort şişli escort sultanbeyli escort tuzla escort ümraniye escort üsküdar escort yalova escort
Bugun...


Editör'den

facebook-paylas
FATİH ALTAYLI’YA İTHAFEN
Tarih: 10-12-2018 11:08:00 Güncelleme: 10-12-2018 11:08:00


FATİH ALTAYLI’YA İTHAFEN

 

“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nasıl okumaktır.” diyor Yunus emre ne güzel de söylemiş öyle değil mi?

 

Günümüzde gerek gazete yazarları gerekse köşe yazılarıyla dünya konjonktürüyle ülkemiz arasında büyük farklar görmekteyim. Ne yazık ki bunun en son örneğini -sağ olsun- tanınmış gazetecilerden biri Fatih Altaylı gerçekleştirdi. Bunu bilerek mi yaptı, bilmeyerek mi yaptı? Bir açıklama yapmadığı için bilemiyorum doğrusu. Ancak bir açıklama yapmasını da sabırsızlıkla bekliyorum. Sn. Fatih Altaylı 4 Aralık Salı günü katıldığı bir TV programında Çerkesleri hak aramaları konusunda Çerkesistan’a yolladı. Çerkesler haklarını Çerkesistan ’da aramalıymış ona göre. Teke Tek programından aynen aktarıyorum:


“200 yıldır bize gelmeyen yok ki. Rus’u geldi, Çerkes’i geldi, Arnavut’u geldi, Çeçen’i geldi, herkes geldi buraya. Ancak daha sonra buranın sahibi gibi benim haklarım demeye başlıyorlar ben gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Mesela bazı Çerkesler var. Toplanıyorlar falan. Kardeşim Çerkesistan orada. İste hakkını. Ama yarın aynı şey Suriyelilerde de olacak.” ifadelerini kullandı. İzin verirseniz kendisine cevap hakkımız doğduğu için bir cevap vermek istiyorum. Lütfen Sn. Altaylı. Sadece Amasya tamimine bakıp oradakilerin kökenini araştırınız. Hatta zahmet etmeyin size yardım edebilirim arzu ederseniz…


Mondros ateşkes antlaşmasının da öncesi var elbette. Ancak yazıyı uzatmamak için oradan başlayayım istiyorum. Mondros ateşkes antlaşmasına ilk tepkiyi göstererek seferberlik ilan eden Afyon 1. Tümen birliği komutanı Çerkes Kaseyko Mahmut’tur. İlk kuva-ı milliye’yi oluşturan Konya’ya göç yoluyla gelen Yarbay Nazım Bey ve Süleyman Toydemir beylerdir. Yunanlılara ilk kurşunu da İzmir ödemişte bir Çerkes köyü olan Hacı İlyas köylüleri sıkmıştır. Bu nedenle de daha sonra köyün adı ilk kurşun köyü olarak değiştirilmiştir. Hatta köyde ilk kurşun anıtı da bulunmaktadır. İstanbul’da bulunan Çerkes komutanlar da ittihat-_ı teavün cemiyetini kurarak sultan Vahdettin’e ülkenin kurtuluşu için bir sunum yapmışlardır. Daha sonra kurtuluş savaşına gelmek istiyorum ve soruyorum: kurtuluş savaşının simgesi nedir diye? Buna da bilmediğini düşünerek ben cevap vereyim; kalpak... Kurtuluş savaşında meclis kurulur kurulmaz dönemin TBMM’sinin ilk gazi unvanı verdiği 20 kişi arasından 11’i Kafkasyalıdır ve naaşları devlet şeref mezarlığında, Mustafa Kemal Atatürk’ün yanındadır. 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Atatürk’e tamamı Çerkes olan 200 atlı müfreze ile ilk desteği Çerkes Berzek Ekrem vermiştir. Amasya tamimi için Samsun’dan Amasya’ya geçerken Mustafa Kemal’e Kafkas birlikleri komutanı Çerkes Cemil, Cahit Toydemir’in gönderdiği birlikler koruma görevi yapmışlardı. Amasya genelgesine katkısı olan 5 kişiden 4’ü Rauf Orbay, ali Fuat Cebesoy, refet bele ve cemil Cahit Toydemir Çerkes’ti. Toplantının güvenliğini de yine bir Çerkes olan Binbaşı Ömer Bey’in jandarma bilirliği tarafından sağlanmıştı. Erzurum kongresinde Çerkes 8 delege bulunuyordu. Bu Çerkeslerden ikisi, Rauf Orbay ve Bekir Sami Kunduk’du. Sivas kongresine katılan 18 delegeden 12’si Kafkasyalıydı. 1923 yılında meclisteki 120 milletvekilinin 25 tanesi Kafkasyalılardan oluşuyordu. Yine bu dönemde Çerkes Rauf Orbay maliye bakanlığı ve başbakanlık, Çerkes Sami Kunduk Dış işleri bakanlığı, Hakkı Behiç Maliye ve İçişleri bakanlığı, görevlerinde bulunmuşlardı. Kurtuluş savaşının her safhasında tüm cephelerdeki komutanları ve Ethem Bey’in gerek iç gerekse yunanlar karşısındaki başarılarını yazmıyorum bile. Sn. Altaylı daha detaylı bilgi isterse seve seve yardımcı olurum. Yani kısacası Çerkesler bu ülke için elinden gelenin fazlasını yapmıştır. Tüm cephelerde korkusuzca çarpışmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması sırasında Atatürk hariç diğer kurucular Kafkas kökenlidir. Hatta Lozan barış anlaşmasında birçok büyüğümüz Türkiye’de yaşayan azınlık olmak istemezler ve kurucu halklardan olduklarını söylerler.


Tüm bunlar ışığında sorarım kendisine: kimin topraklarından kimi yolluyorsunuz?

 

Pınar Ersoy Korkmaz

 



Bu yazı 10338 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI