bursa escort bayan

Altıparmak Escort Eve Gelen Escort Gemlik Escort Görükle Escort İnegöl Escort Karacabey Escort Kumla Escort Masöz Escort Mudanya Escort Nilüfer Escort Osmangazi Escort Otele Gelen Escort Rus Escort Sınırsız Escort Travesti Escort Ukraynalı Bayan Escort Yıldırım Escort
altıparmak escort çarşamba escort eve gelen escort gemlik escort görükle escort gürsu escort heykel escort inegöl escort iznik escort karacabey escort kestel escort masöz escort mudanya escort mustafakemalpaşa escort nilüfer escort orhangazi escort osmangazi escort otele gelen escort rus escort sınırsız escort üniversiteli escort whatsapp escort yıldırım escort
adalar escort adana escort anadolu yakası escort ankara escort antalya escort arnavutköy escort ataşehir escort avcılar escort avrupa yakası escort aydın escort bağcılar escort bahçelievler escort bakırköy escort balıkesir escort başakşehir escort bayrampaşa escort beşiktaş escort beylikdüzü escort beyoğlu escort bodrum escort bursa escort büyükçekmece escort çanakkale escort çatalca escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort esenler escort esenyurt escort eyüp escort fatih escort gaziantep escort gaziosmanpaşa escort güngören escort istanbul escort izmir escort kadıköy escort kağıthane escort kartal escort kocaeli escort konya escort küçükçekmece escort kuşadası escort malatya escort maltepe escort marmaris escort mersin escort muğla escort pendik escort rus escort sakarya escort sancaktepe escort sarıyer escort şile escort silivri escort şişli escort sultanbeyli escort tuzla escort ümraniye escort üsküdar escort yalova escort
Bugun...


LachishPha Filiz Saban

facebook-paylas
10. Asır Kuzey Kafkasya 1
Tarih: 05-10-2023 10:02:00 Güncelleme: 05-10-2023 10:09:00


Mountains, Steppesand Empires: Approachestothe North Caucasus in the EarlyMiddleAges’den başlıyorum.

 

İsmini yüksek karbonik asid ihtiva eden mineral su kaynaklarından alan Kislovodsk Rus kolonizasyonu başlayana dek  Kabardeylerin kontrolünde idi.  Burada Grushnitskii şelalesi diye bilinen yer günümüzde Lermontov yamacı olarak bilinen mevkiden ve kuzey batı Kafkasya’daki Kislovodsk kasabasından 3 km mesafedeki Ol’khovka nehri üzerindedir ve adını Lermontov’un Zamanımızın Kahramanı adlı romanında Piatigorsk’da görevli genç asker Grushnitskii’den alır. 1841’de Fransız bir subayla yaptığı düelloda ölen Levrontov günlerinde bölge Rus askerlerince kontrol ediliyordu. Kislovodsk kalesi Borgustan ve Dzhinal tepeleri ardında idi, romanda Pechorin  at sırtında kalenin ötesine, Rusların gün batımını izledikleri Podkumok’un sol yakasında halka şeklindeki kaya oluşumuna ( Kol’tso-gora) yola çıkar ve Grushnitsii de Podkumok ve kollarının döküldüğü havzadan birkaç km mesafedeki yamaçta ölür. Günümüzde Moskova’dan gelen demir yolu Kislovodsk’da son bulur ve burası Stavropolkraiprovinsi ile Karaçay-Çerkesk cumhuriyeti ile sınırdır. Kislovodsk popülasyonu çoklukla Rus olup, Mirnyi (Barış) yerleşkesi  Koltso-gora’nın hemen aşağısındadır. Bu yerleşke 1957’de dönen Karaçay aileleri tarafından kuruldu ( 1944 Orta Asya deportasyonundan dönen Karaçaylılar). Kislovodskhavzası  kuzey ve doğuya doğru Borgustan ve Dzhinal tepeleri arasındadır ve burası birlikte Pastbishchnyi silsilesini ve güney ve batıya doğru da Skalistii kayalık silsilesini oluşturur. Aşağı kısımları denizden 600-1500 metre ve yukarı kısımları deniz seviyesinden 1500-2000 metre yüksekliktedir. Derin nehir vadileri ile kesilen yamacın güneyinde Kich-Malka doğuya doğru 2591 mt yüksekliğindeki BolshoiBermamyt dağı güneyi istikametine akar. Batıdan doğuya Eshkakon, Alikonovna ve Berezovaia akarsuları Podkumok’un kollarıdır ve Podkumok da Kuma nehrinin bir koludur. Terek ve Kuma nehirleri Caspian denizine dökülür, Kislovodsk Karadeniz kıyılarına yakındır ve Abhazya dağlarından geçerek Caspian denizine dökülür ve iki deniz arasındaki havzanın doğu yakasında yer alır.  Havzada yer alan Gum-Bashi geçidi eski bir yol olup günümüzde yukarı Kuban nehir havzasındaki Teberda vadisinde yer alan Karachaevsk ile Kislovodsk karayolunu birleştirir; Teberda vadisi yukarısındaki Klukhor geçidi Büyük Kafkasya sıradağlarını geçerken Kuban havzasını Abhazya’daki Kodor havzasından ikiye böler ve güneye doğru ilerleyip Karadeniz’e dökülür. Bu yola Sohum/Aqwa Askeri Yolu da denir, 92 Abhaz-Gürcü savaşından beri trafiğe kapalıdır.  SohumluAbhaz arkeolog Nikolai VoronovKislovodsk’danSohum’a kadar yürüyerek mesafeyi test etti ve birbirlerine yaya yedi günlük mesafede olduklarını gösterdi. (Aynı Voronov’dan bahsediyorsak ArifaKapba makalesine göre o Tsebelda’lı. )

Kislovodsk tarih boyunca kuzey ve güney dağları ile Karadeniz ile Caspian arasında kavşak görevi üstlenmesine rağmen hiçbir tez onun önemini veya yiyecek üretim sistemlerini veya burada bulunmuş Constantinopl ve/ya Bağdat askerleri ve bürokratlarının veya paralı askerlerin ya da tüccarların hayatlarını ve koşullarını merak etmedi.

Stepler ve güney Rusya dağları arasındaki ekolojik ilişki 19.yüzyıldan beri araştırılmakta. VasiliiVasilevichDokuchaev (1846-1903) Rusya’nın modern tarım biliminin kurucusu olduğuna inanıyordu; jeoloji eğitimi almıştı ve 1875 Avrupa Rusya’sı genetik toprak haritası çalışmaları grubunda da yer almıştı; Chernozemdenen  kara toprak üzerinde inceleme yaptı ve “iklim, materyalin orijini, organismalar, topografi ve zaman” toprağı biçimlendirmekte etken beş faktördür sonucuna gitti. 1891-2’deki yıkıcı kıtlık araştırmalarını yönetti

*Ukrayna Kıtlığı veya Tambov kıtlığı diye biliniyor. A province in crisis: the Russian famine of 1891-92 in TambovProvince-BartleyRock

Dokuchaev, DmitriiMendeleev, Nikolai IvanovichVavilov gibi bilim insanları Karadeniz-Caspian denizi arasındaki bölgenin ekolojik kompleksliği ve tarımsal ekonomisi hakkında çeşitli inceleme ve araştırmalar yaptılar ve Kafkasya’nın tarihsel tarımcılığı ve bitki çeşitliliği hakkında da sonuçlar elde ettiler. 

Vavilov 1891-2 kıtlığında Moskova’da ailesi ile yaşayan küçük bir çocuk idi ve çiftçi bir aileden geliyordu. Kendisini tarım ve tohumculuk pratiklerini modern bilimle kombine etmeye adadı ve 1931-32  kıtlığında  günah keçisi ilan edilip, Saratov hapishanesinde çözüm bulmaya çalıştığı açlık ile cezalandırılarak öldü (?).  Leningrad kuşatmasında (1941-44) meslektaşları onun notlarını kullanarak değerli tohum koleksiyonunu yeşillendirdi ve onun kültürel ekoloji ve bitki patolojisi üzerine yaptığı çalışmalar günümüzdeki besin kaynakları sisteminin restore edilmesi ile alakalı çalışmalara ilham verdi. Kafkasya’daki antik tarım sistemlerine de derin ilgi duyan Vavilov “buğday ve çavdarın evrimini Kafkasya’sız anlamak imkansızdır,” demekte idi. Teras tarımı kuzey Kafkasya’da Dağıstan gibi yerlerde de yapılmasına rağmen Kislovodsk havzasındaki gibi değerlendirilmedi. Karaçay popülasyonunun 1944 deportasyonundan önce buradaki araziler daha çok şimdi olduğu gibi küçük ve büyük baş besiciliği için kullanılır ve saman yetiştirilirdi. 1990’lardan itibaren muhtelif tahıl ekimine başlandı.

Arkeolojik dataya göre Alanlar Kuzey Kafkasya’dan Don’a sekizinci yüzyılda hareket etmeye başladı ve 10.yüzyılda yerleşik hayata geçtiler. 1960’lardaki Sovyet akademisyenliği arkeolojik kültür ile spesifik bir  etniğinilişkillendirilmesini tartışmaya açtı. Alan ve Saltovo-Maiaki kültürü ilişkisi örneğinde Saltovo-Maiaki ismi Khazar Kağanlığının devlet kültürünü temsil eden SeverskiiDonets ve Don nehirleri üstündeki yukarı Saltov ve Maiaki mezarlıklarından gelir. SvetlanaPletneva devlet kültürü derken Khazarların kendisinden ziyade  Khazarlara haraç ödeyen halkların maddi kültürel karakteristiklerini kastediyordu. Khazar egemenliği altındaki topraklarda (Don nehrinden Kislovodsk havzasına, Dağıstan ve Volga nehrine kadar ki alan ve belki kısmen Alan toprakları da) seramik üretimindeki benzerlikler mesela. Üretim pratikleri aynı veya benzerdir ancak buradan Kağanlık hudutları içerisindeki kavimlerin nece konuştuklarını veya aralarında lisan farklılıkları(Türki, İrani, Adyghe veya diğer kuzey Kafkasya dilleri gibi) olup olmadığını anlamanın yolu yoktur

Pletneva 8.yüzyıl (750’ler ve sonrası)  orta ve aşağı Don katakomb kazıları buluntuları ile seramik çeşitlerini karşılaştırdı  ve Kislovodsk havzası buluntularının kuzeybatı Kafkasya’dan Don istikametine geniş ölçekli Alan göçünü desteklediğini söyledi ve göç sebebini Arap-Khazar savaşlarına bağladı ve bu yaklaşım Rusya arkeolojik araştırmacıları tarafından benimsendi.

*

… Kislovodsk havası kuzey yamaçlarında bulunan katakomblar ile Çeçenya’dakiler 2-4.yüzyıl aralığından olup istihkamlı şehirleşme öncesi yerleşkelere yakındırlar :

Alkhan-kala (Çeçenistan), Zilgi, Brut ve Kievskoe (K.Osetya), NizhniiDzhulat (Kabardino-Balkaria), Energetik  (Piatigorsk bölgesi) gibi sitelerde yaşam mahalleri,  yüksek kalite seramik üretimi, karmaşık planlı kale-yerleşkeler ile ilgili deliller keşfedildi. Dördüncü yüzyıldan sonra Zilgi’de elit mezarlıkları durdu ama normal definler devam etti ve elitlere has zengin definler Brut’da devam etti. Buluntular AmmianusMarcellinus’un Hunlarının göçebe andığı Alanları 370’lerde Kafkasya kuzeyi steplerinden uzaklaştırdığı iddiasını desteklemiyor ama Hun  emperyalizmi belki Kuzey Kafkasya’nın geleneksel elitlerini daha öteye sürükledi ve halk yerinde kaldı.

Beşinci yüzyılda tümülüs mezarların yerini almaya başlayan T biçimli katakomblarKislovodsk’ mezarlıklarının standartını oluşturdu. Aynı dönemde Klin Yar 3 kazı bölgesi de aynı özellikleri göstermeye başladı.  DmitriiKorobovKislovodsk’da bu döneme ait 56 erkek ve 70 kadın mezarını inceledi. Erkek mezarlarında  at koşumları, kılıç veya sabre, yay, ok başları, bıçak, kemer toka ve kayışları gibi objeler vardı; ve elit erkek mezarlarında bronz kazan ve cam kap-kacak da bulundu.

İlaveten elit erkek katakombları girişinde bir kuyu da vardı ve gömü odası hayli genişti. At koşumları olan mezarlarda ikisi istisna at kalıntısı da bulundu. Kadın mezarları da kemer tokası, bıçak, kömür, bilezik, küçük kutular,tılsımlar, sikkeler, kumaş, kozmetik araç gereçlerine göre 3 gruba ayrıldı. Saç aksesurlarında keçi veya koyun kemiği kullanmışlardı ama aralarında sosyal statü farklarını ayırd etmeye yarayacak belirgin işaretler yoktu. Korobov’un analizine göre kadınlarla gömülen 3 elit erkek mezarında (aile katakombu) kadınların yüksek sınıftan olduklarını işaret eden izler yeterince açık değildi.

Klin Yar 3, MokraiaBalka ve Lermontovskaia kazı alanlarındaki elit ve elit olmayan mezarlar ise oldukça zengin dekore edilmişti. 579-620 Sasani ve Roma hükümdarları basımı sikkeler, at derisi ve iskeleti yanı sıra Avar kılıcı ile gömülü deforme olmamış bir erkek iskeletinin sol kulağında altından bir küpe olup altın ve gümüş dekoreli kemeri, altın at nalı, bronz ve gümüşten at koşumları vardı. Eşi olabilecek yanındaki kadın iskeleti Bizans stili altın küpeler, altın broş, bronz ayna ve bronz saç aksesuarlarına sahipti. 7.yüzyıla tarihlenen mezarda seramik kaplar, altın işlemeli bir kemer daha ve ayrıca bronz kazan, ok başları ve zincir -örme göğüs zırhı da bulundu. Bir diğer mezarda ise 582-602 imparatoru Maurice’nin paralarından vardı.

Klin Yar kazıları merkezinde savaş donanımı ile gömülmüş elit erkeği kimliklendirmek yer alır. Hun öncesi dönemde burada yaşanan önemli değişiklikler at yetiştiriciliğini de etkiledi ve kemik analizlerine göre doğu steplerinin atları ile yerel ırklar çaprazlandı. Skal’nye denen kaya mezarlar yedinci yüzyıl başlarında ortaya çıkmaya başladı ve bu mezarlar MokraiaBalka ve Klinyarkatakombları ile senkronize ve ayrıca 10-12.asır RimGorakatakombları ile aynı özelliklerde idi ancak 8-9. asır geçişinde (750-850)  insanlar bir sebepten bu mezarları kullanmadılar ve Klin Yar kazılarına göre elitlerin defni de bir nedenden 8.yüzyılda aniden durdu.

İlk düz katakombKislovodsk havzasında 10.asır başlarında (900 ortaları) ve RimGora kayasının doğu yamacı tarafında belirdi- VII. Constantin ve RomanosLekapenos rejimlerine ait sikkeler de (945-59) bu  katakombdan çıktı. Taş ve hasır örgü istihkam yerleşkeleri çoklukla savunma amaçlı ve ortalama 70-80 kişilik ama kuleleri ile birlikte kullanıldığında 300-400 adam kapasiteliydi.

Kaleler genellikle yüksekte, seramik buluntulara göre 2-4.asırlarda aktiftiler ve Podkumok nehrinin sol yakasını koruyorlardı. GornoeEkho’da  9-10.asırlara (850-950) tarihlendirilen kırmızı çömlek amfora Kuzey Karadeniz bölgesindendi; bu asrın inşaat tekniğinde çimento kullanımı yoktur.  Bulgarlar, Khazarlar veya kök Alanların yerini alacak başka Türk göçebelerle alakası olup olmadığı tartışılan eski plan üzerine oturtulmuş yuvarlak-yurt biçimli binalar dönemi başlar. Bu periyodun karakteristiği  ateş üstüne asmaya yarayan çentik/kulp ağızlı  çömlek kazanlar. Kuznetsov’a göre bölgede daha evvel görülmemiştir. İthal edilmiş olabilir veya bölgeye yeni gelen veya gittiği yerden dönen bir parti tarafından (kastedilenler çoklukla Alanlardır)  üretilmeye başlanmış da olabilirmiş.

 

*harita A.V.Borisov-theorigin of terracedfieldagriculture  in theCaucasus

 

Kale yerleşkeler

Karaçay’daki Ulludorbunla’da 10.asırdan itibaren hristiyan kilisesi var. 700- 2800 arası bir popülasyonu olduğuna inanılıyor; Yukarı Kuban’dakiKiafar kalesi popülasyonu da 10-12.asırlarda aşağı yukarı bu civarda idi. BolşoyZelençuk vadisindeki NizhniiArkhyz’ın birkaç km doğusunda  yer alan Kiafar, Arkhyz’a kıyasla küçük bir yerleşke idi. Yine bu döneme ait RimGora yerleşkesi Kislovodsk’a doğru akan ve Eshkakon nehri ile birleşen Podkumok nehri boyunca kayalara oturmakta ve 2.2 km uzunluğunda idi.

Podhomuk vadisinden geçen ortaçağ yolunu takip edip, merdivenlerden kaleye çıktığımızda batısını koruyan surlar, kuzeyinde bir su kaynağı ve kuzeyini koruyan yığma kayalar ile RimGora’da ana binadan hariç  33 sarnıç,  3 kare tabanlı kule ve 12 muhafız odası tespit edildi. 117 hektara yayılan yerleşke kuzeyden batıya doğru çevrilmiş,  10-12.asır aralığına tarihlendirilmiş buğday, arpa, akdarı cinsinden tahıl depoları, öğütme taşları, sığır ve koyun kemikleri ve ayrıca içten kulplu toprak kazan parçaları dahil çeşitli seramik parçaları bulundu. Yerleşkede haç planlı bir hristiyan kilisesi de keşfedildi.  Araştırmacılara göre Kislovodsk havzası, Ukazatel, Klin-Yar ve GornoeEkho 5-8.asırlarda merkezi yerleşkelerdi ancak kapsamları tartışmalı idi;

Klin-Yar ve GornoeEkho muhtemelen askeri ittifaklar, akınlar ve/ya transit güzergahları nedeniyle  taşınabilir kıymetlere erişim kolaylığına sahipti ve belki bu sebepten diğer yerleşke sakinlerine göre  politik ve askeri imtiyazları vardı ama onların bölgedekiler üzerinde düzenli hegemonyalarına herhangi bir işaret bulunamadı. Sekizinci yüzyıldan itibaren bölgede Khazar hegemonyası başladı-ancak bu önceki elitlerin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmiyordu-kastedilen öncesi elitler kök Alanlar. Onların bir kısmının bir sebepten göç etti ama sonra bir kısmının geri dönmüş olabilirdi.

*Kale-yerleşkeler hakkında devam etmek isteyenler: Virtual 3D Reconstruction of theKiafar Site, North Caucasus, Russia -Mikhail Zhukovsky; Cartographicattribution of medieval Alan citiesaccordingtomedievalwrittensourcesandarchaeologicalresearchmaterials- Julia Treyman’dan devam edip daha ileri gidebilir.  Kiafar görseli Zhukovsky’den.

IrinaArzhantsevaKislovodsk havzasının Khazarların ana tahıl kaynağı olabileceğini ve egemenlikleri altındaki  GornoeEkho, Ukazatel dahil toplam 121 siteden de tahıl haracı almış olabileceklerini önerdi. Khazar kralı Joseph’in mektuplarına göre (ibranice) Khazarlar Alanlardan haraç alıyordu ve DAI’ye göre Khazaria’nın 9 bölgesi (klimata) Alania ile komşu idi ancak DAI’nin tam lokasyonlar vermediği dikkate alınmalıydı.

MoshchevaiaBalka

8-9.yüzyıl aralığı bir zamanda kuzey batı Kafkasya dağlarında yaşayan 12-14 yaşlarında bir kız öldü ve MoshchevaiaBalka’daki kaya mezarlığa defnedildi. Cenazesi yerleştirilmeden önce nişin içi genişletilip, pürüzsüzleştirilmiş ve gömü odası sonra önce büyük kayalar, ardından kil ve samandan bir harç ile örtülmüş ve en sonunda kireç ile beyaza boyanmış olduğu anlaşılan mezar tabi keşfedildiği 1960’lara kadar epeyce tahrip olmuştu.  Kız ot bir yatağa yatırılmış ve başının altına bir yastık konmuştu. Sağına bakacak şekilde yan konmuş ve dizleri içe bükülmüş cenazenin başı gömü odasının girişine doğru idi. Kafasında ithal yünden bir ince bir saç bandı vardı ve bandın üstüne minik kuşlar nakşedilmiş ve ayrıca Bizans paralarını anımsatan imitasyon yedi bronz madalyon da banda dikilmişti. Saçları ince örgülü idi; giysileri dönemin yetişkin kadınları gibiydi, ipek şeritler dikilmiş astarlı tunik, göğüs kısmında tılsımları , boncukları ve diğer kozmetikleri için askılı bir cep(çanta?), bir adet ayı pençesi ile ipekten bir tılsım çantası sol tarafındaki kayışa asılı idi, ipek torbanın içinde minik fındık dalları ile biber taneleri vardı; diğer kayışlara asılı bir çift işlemeli güderi boynuz, cam, cam macunu ve oltu taşı boncuklar ve deniz kabukları vardı. Göğsüne iliştirilmiş başka bir keçe çanta içerisinde pirinç kozmetik eşyaları ve küçük bir aynası da vardı. Kulaklarına gümüş ve bakır boncuklarla süslenmiş küpeler ve organik materyalden bilezikler takmıştı. Bedenine yakın konan ahşap bir kutuda birkaç parça ağaç kabuğu, bir adet keser sapı, ağaçtan bir bıçak ve bir parça kumaş vardı.  Baş tarafında kırılıp  tekrar yapıştırıldıktan sonra yerleştirildiği anlaşılan siyah sırlı bir sürahi vardı. Kuzey Kafkasya dağlık vadisindeki bu genç kızın cenazesi para ve süsleme, yerel ritler ve uzak etkileşimler ilişkisine güzel bir örnektir. (Görsel :TheMoshchevayaBalkaNecropolis: ThekeytostudyingCircassianculture in theearlyMiddleAges | CircassianVoices (circasvoices.blogspot.com)

Öne çıkan üç nekropolisvar :MoshchevaiaBalka, Khasaut ve NizhniiArkhyz gömü siteleri

MoshchevaiaBalka deniz seviyesinden 938 metre yükseklikte, BalşayaLaba nehrine dökülen bir akarsu üstünde ve Kuban nehrinin sol kolu üzerindendir. Laba’dan birkaç kilometre sonra Abhazya geçitleri başlar, bunlardan en büyüğü 2589 m yükseklikteki Sanchara geçididir ve Karadeniz kıyısına açılır ve sadece yılın beş ayı açıktı; 2497 m yükseklikteki Azapsh geçidi bir diğer kış geçidi olup   Savchenko’nun burada çalıştığı 1980’lerde BalşayaLaba’dan Abhazya’ya geçmek isteyen yerel çobanlar tarafından kullanılmakta idi;  her iki geçit de Karadeniz üstünde 63 km’ye yayılan Pitsunda’ uzantısı Pskhu’ya açılır;

Zelençuk nehri üzerindeki NizhnyiArkhyzKuban’ın doğuya doğru bir diğer sol kolu üzerindedir ve buradan Karadeniz’e erişebilmek için BalşayaLaba vadisi ve/ya MoshchevaiaBalka geçitlerini kullanmak gerekir. Güneyinde Psysh ve Kizgych nehirlerinin BalşoyZelençuk’a döndüğü Arkhyz havzası istihkamlarının ne zaman kurulduğu hakkında bilinmiyor. Güneyden buraya gelen Arkhyz nehri Psysh nehrinin sol koludur ve Dukka nehri ile kesişip, BalşayaLaba’nın kollarından Pkhiia nehrini geçer. 1980’lerde yerel ormancı ve avcılar EvgeniiSavchenko’ya sürülerin BalşoyZelençuk’tanBalşayaLaba’ya götürülürken bu geçidi kullandıklarını anlattı ve ortaçağda da muhtemelen farklı değildi.

NizhnyiiArkhız’da 10.yüzyıldan kalma hristiyan kiliseleri var ama 7-11.yüzyıllarda aktif olduğu anlaşılan  hristiyan olmayan mezarlıklar da var.  Güneye doğru BolşoyZelençuk’un sağ koluPodorvannaiaBalka’nın sağ yakasındaki birinci mezar alanında katakomblar dahil 1.000 karma mezar keşfedildi; NizhnyiiArkhyz’ın kuzey kilisesinden çok uzak olmayan TserkovnaiaBalka’nın sağ yamacında ikinci defin alanında ilkine benzer ama daha küçük. 200-250 kadar kaya mezar ve ayrıca kiliseye yakın 20 yer altı mezarı keşfedildi.  3 nolu gömü alanı BolşoyZelençuk’un sol yakasında 7 km uzunluğundaki alana yayılmış olup 1.500 kaya mezarı ve 10  toplu mezar keşfedildi; dördüncü gömü alanı daha doğudaki Khasaut bölgesinde, Bermamyt dağı altında, Kislovodsk havzası üstünde yer alır ve burada 150 kaya mezarı keşfedildi. 500 kadar artı kaya mezar tahmini var ise de Kafkas sıradağları ve Skalistii Kaya sıraları üstüne yükseğe inşa edilen bu alanlara erişim zorlukları da olduğundan tam sayıyı kestirmek zor. Kaya mezarların yükseklere inşa edilmesi cenazeleri için serin ve kuru iklim tercih ettiklerini ve mezarları kaya, kil-ot karışımı duvar ve üstüne kireç ile üst üste  sıkı örtmeleri ile birlikte baktığımızda hava girişini keserek hiçbir şeyin bozulmamasını sağlamayı amaçladıklarını gösteriyor.  7-10.asırlarda aktif olan bu tip mezarlar 19.asır sonlarında bölgeye yerleşen Ruslar tarafından keşfedildi; doğal mumyalanmış insan kalıntılarına egzotik ipekler giydirilmişti ve muhtemelen bu sebepten buraya “kalıntı,” anlamına gelen Moshchevaia adı verildi.

Gömü alanının olduğu teras üstünden sarkan yamaçlar yardımı ile yağmurdan korunaklıdır ancak 1960 ve 70’lerde bölgede faaliyet göstermeye başlayan kerestecilik endüstrisi nedeniyle antik yerleşke izleri bozulmuştur. Gömü alanındaki arkeolojik kazılar 1901’de başladı; ve 20 yıl sonra Maksim KovalevskiiKhasaut kazısını başlattı ve bu arada MoshchevaiaBalka buluntularının bir kısmı Moskova’ya taşındı.

1960’larda Leningrad Hermitage müzesinden tekstil uzmanı  AnnaYerusalimskaia müzesine taşınan materyaller hakkında bir araştırmaya başladı ve Çin ipeklerinin Akdeniz’e taşınması hakkında yazdığı makalede İpek Yolu’nun yedinci yüzyıldan beri aktif olduğunu savundu.  1960 ve 70 kazılarından bölgenin kötü bir şekilde hasar gördüğü sonucu çıktı ve 1980 EvgeniiSavchenko girişimine dek bölgeye tekrar dönülmedi. Umduğundan daha fazla gömü olacağı sonucuna giden Savchenko ilk 568 mezarı not ettikten sonra necropolis alanını beş bölgeye ayırdı; ve bunların bir kısmının varsayılanın aksine 10.yüzyılda da aktif olduğu sonucuna gitti. MoshchevaiaBalka’daki gömülerin %80’den fazlası kayaya oyulmuş niş, ve bunların pek azı niş içerisine inşa edilmiş taş mezardı; mezarlar dörtgendi ve 3-5 sıra dizilmiş blok kumtaşından yapılmış ve mezarlar cenaze defnedilmeden evvel kurutulmuş ve defin ile birlikte taş bloklarla çevrelenmişti.  Ahşap payandalar da kullanılmış ve mezarlar en nihayetinde saman-kil karışımı bir sıva ile tamamen kapatılıp, kireçle boyanmıştı.

Bu üç gömü sitesine defnedilmiş insanların giyim-kuşamları hakkında:

Khasaut kompleksindeki mezar alanı planını 1978-79’da Runich çıkardı; taş mezar içerisine defnedilmiş 3 beden ve bitişiğine açılmış çukurda iki at vardı; Kuznetsov tılsımları dikkate alarak mezarı 8-9.asıra (800 sonları,900 başları)  yerleştirdi. Mezarda ancak Sasani hükümdarı I.Kavad’a (488-531), IV.Hürmüz’e (579-90) ve II. Hüsrev’e (591-628) paralar vardı ve bu drahmiler belki yabancılar tarafından kopyalanmıştı.  GennadiiAfanasevKhasaut gömü alanını keşfedilen drahmileri de dikkate alarak yedinci yüzyılın ikinci yarısı ile sekizinci yüzyıl başı aralığına yerleştirdi.

ZvezdanaDodeNizhnyiArkhyz, Khasaut ve MoshchevaiaBalka dahil diğer sit alanlarını diğer uzmanlarla birlikte inceledi ve şimdi New York Metropolitan müzesinde sergilenen MoshchevaiaBalka buluntusu kaftan ve bacaklıklar (pantolon) hakkında çalıştı:

Erkekler kısa pantolon, deri kemer, bağcıklı keten çorapların üstüne daha sıcak tutması için dış kaftan, tabansız-deri ayakkabı, başlık ve eldivenler giyiyordu. Erkek başlıkları bere ve miğfer tipi iki çeşitti.  Kadınlar pantolon, keten çoraplar ve ayakkabıları ile erkekler gibi giyiniyordu, ancak tunikleri kaftan gibi öden sarmalı değil ama elbise gibi üstten giymeli idi. Kadınların elbiselerinin kolları ile erkek kaftanlarının kolları aynı kesimdi. Erkekler kişisel gereksinimlerini kemerlerinde ve kadınlar göğüs kısımlarındaki cepte taşıyorlardı. Genç kızlar saçlarını örtmüyor ama alınlarına saç bandı takıyorlar; bazıları erkekler gibi yuvarlak bere veya miğferimsi başlık takıyordu; yetişkin kadınlar muhtemelen çocuk sahibi olduktan sonra detaylandırılmış başlık, örtü ve kafa bantları takıyorlardı ve uzun bir eşarp en nihayetinde omuzlarına dökülür veya türban gibi başlık etrafına sarılırdı. Genç erkekler yetişkin erkekler gibi giyinmişti, kaftanları daha küçüktü. NizhnyiiArkhyz’da keşfedilen genç erkeğin taktığı  tübetey ( işlemeli keçe takke) günümüzde Türkik dünyanın geneli tarafından kullanılır. Hermitage müzesinde sergilenen iki bütün erkek kaftanı, erkek ve çocuklara ait muhtelif kaftan parçaları ve bir adet minyatür kaftan MoshchevaiaBalka buluntusudur. İpek işlemeli keten kaftanlar 1905 kazılarında bulundu, 110 cm uzunluktadır. 1969-76 kazılarında keşfedilen bir diğer kaftan tamamen ipekten olup 125 cm uzunluğundadır, sincap kürkü ile dekore edilmiştir ve haliyle  zenginlik göstergesi olup şimdi Çerkesk koleksiyonu dahilinde sergilenmektedir. Bu kaptanların kollarında dikiş yoktu ve kolların serbest hareketine olanak veren bir tasarım olduğu için NizhnyiArkhyz terzileri işlerinde demek ki bayağı oldukları anlamı çıkar. Tüm kaftanlar sağ kanat sola kant üstüne gelecek şekilde kapanır, üç veya dört düğmelidir, düğmeler iki tarafta da olabilir idi. (Daha doğuda ve İrani kavimlerde kaftanlar aksi yönden kapatıldığı için bu kapatma şekli önemli bir ayıraçmış.) Kurbağa da denen burmalı bağlama şekli, ilik?  Çin tarafında 12.asır başlarına kadar görülmedi, kaftan üstüne deri kemer takılır, ata da bindikleri için  hareketleri kolaylaştırıcı dış kaftan eteklerinde ya komple veya sadece yan taraflarda kesikler var, iç kaftanların ise sadece arka tarafında tek bir kesik/yırtmaç vardı.

Kaftanlar üzengi kullanımının başlaması ile bağlantılı görülmüş. Bölgede yedinci yüzyıldan önce üzengi yok Araştırmacılardan OrfinskaiaKilinyar 3 kazısında 582-602 Maurice’in sikkeleri bulunduğu için eskiden üzengi kullanmıyorlardı ise bile şimdi Bizans usulünü benimsemeye başlamış olabileceklerini önermiş. Evans bölgede kaftan kullanımı ile üzengi kullanımının aynı anda başladığına dikkat çekerek üzenginin kaftanla birlikte bölgeye steplerden gelmesi gerektiğini ve kaya mezarlar ile birlikte hepsinin bütüncül bir değişikliğe işaret ettiğini söyler.

YerusalimskaiaHermitaj müzesinde sergilenen ipek kaftanı Şeflik kaftanı olarak tanımladı.  6 düğümlü anlamına gelen samite tekniği, yeşil zemin üzerinde yeşilimsi sarı tekrarlayan desenler kullanılmıştır. Kaftandaki sönmurw deseni (görselde) Sasani kraliyet ailesi ile bağlantılı mitolojik figür olup, ipek Paris’teki St.Leu kilisesi ile Londra’daki Victoria ve Albert müzelerinde sergilenen ipek ve Rheims’dekiAziz Remi minderindeki desen-daş ipek  ile aynı kalitededir. Taq-ı Bostan rölyefi dışında bu desenin İraniler tarafından kullanıldığına delil materyal yok ancak 662 tarihli olabilecek Semerkand yakınlarındaki Afrasiab duvar resimlerinde yazıta göre biri o günlerde Sogdia güneyine kadar ki yukarı orta Surkhan-darya nehri vadilerini yöneten Çağanlığınhükümdarı  olmasıgerekenTurantaş dahil üç elçi/diplomat tasviri vardır ve o tasvirde diplomatlardan birinin kaftanı sönmurw desenlidir. Markus Mode, o acaba II.Yezdigerd olabilir miydi? diye sordu. SergeiYatsenko ise “o yazıtta anılan büyük elçi /dapirpatPukarzateolmalı,”dedi.

MoshchevaiaBalka kaftanı Kuzey Kafkasya usulü dikilmiş ama Sasani geleneğine ait prestij sembolleri de kullanarak ve olağanüstü iyi kalite ile işlenmiştir.  İpeğin kaynağı hakkında da tartışmalar var. Abbasi Syria’sından ithal edilmiş bir ipek olabilir veya Bizans için dokunmuş Syria ipeği olabilir.  10.yüzyıl başlarına ait Bizans yönetmeliklerine göre (Book of Eparch) Bizanslılar Syria’dan düzenli ipek ithal ediyordu. 

Sonuç olarak bu kaftanlar özellikle binicilik kostümü olarak Eurasia steplerinde Türkik ve İranikorginli insanların uzun bir geçmişte ve yaygınlıkta tercih ettikleri kıyafetlermiş gibi görünüyor. Astarlı kaftanlar kuzey Kafkasya’nın soğuk iklimi ile bağlantılı geliştirilmiş olmalı ve adapte ettikleri teknolojilerle bağlantılı model farklılıkları geliştirmiş olmalılar. Hammaddeyi Çin, İç Asya ve Akdeniz’den sağlıyorlar ama nakışta hem Bizans hem de Sasani kraliyet sembollerini kullanıyorlar. Bizans ve Abbasi etkisinin çakıştığı dönemin erkek kostümlerinde herhangi bir Kuran ayeti nakışı yok ama yaka bölgesinde boyna yakın hadis nakışları var- özellikle pamuklu tekstillerde ve onlar erken islam İran’ı üretimi materyaller olabilir; (Aşağıdaki görsel SergeyA.Yatsenko’ Costume of foreignambassadors on Samarkandwallpaintings’den)

Bizans topraklarında da ipek kullanıma karşı tedbirler var ama biraz farklı; “Sasani geleneklerini anımsatan veya Step insanlarının modasını yansıtan modeller olmasın,” dendi. Zaten pahalı bir ürün olduğu için hitap kitleleri provins elit ve zenginleri idi.  MoshchevaiaBalka kaftanlarının bir kısmı orta Bizans dönemi Cappadocia aristokratlarının portrelerinde de görüldü ve onlar netlikle Bizans tuniklerinden farklı, yani önden açılan türden kaftanlardı.

Kıyafetlere kol bandı veya kafa bandı olarak eklenen parçalarda Arapça ve Grekçe yazılar bulundu. Kufice bir ipek bantta kelime-i şehadet nakşedilmiş ama nakışçı sözcükleri tersten işlediği için anlamını veya alfabeyi tanımadan kopyalamış olabilir.

Sayfa 158’de muhtelif Grek dili şerit-bant tercüme denemeleri var -şerit yazıları burada dekoratif öğe olmaktan ziyade şeritlerdeki  protospatharios terimi nedeniyle rütbe işareti-bandı cinsinden yorumlanır ve 8-10.asırlara tarihlendirilir- bir tanesi kırmızı ipek üstünde altın işlemeli, diğerleri pazu bandı /tiraz anladığım kadarıyla. Malakhov şeritlerin Khumara kalesi ile alakası olabileceğini önerdi ve unvanlar herhalükarda kuzey Kafkasya’da yaşayan ve imperial gücü temsil eden birilerine ait idi.  Ayrıca Kırım’daki ile paralel  mezartaşlarındakiros /κύρος yerelünvanlara rastlandı ve bunlar dabölgedeki imperyal nüfuzun delilleri arasına girdi ancak imparatorluk  burada ne kadar aktifti veya bu insanlar buralı mı idi yoksa yolları buradan mı geçmişti gibi soruların cevapları bilinmiyor.

Para birimi hakkında  sh 162+

1796’da diplomat ve seyyah JacopReineggsDaryal geçidinden geçmenin zorluklarından bahsederken “Rusya’dan Kafkasya üzerinden Gürcistan’a gidecek başka yollar da var elbette. Kafkas limanından Terek yolu da kullanılabilir, burada tacirlerin ve dağları aşmak isteyen yolcuların yüklerini taşımaya alışkın hamallar yaşıyor ve her mahalde yeter sayıda hamal bulundurmak zaruridir, diye yazdı.

“Her kim Gürcistan’dan  Rusya’ya gitmek isterse bagaj ve yüklerini son Gürcü köyü Steppan-Zminda’da bırakmalıdır. Ossiler yükü oradan alır  ve dağdan aşırıp 30 verst mesafedeki Schimmitt’e kadar taşır. Bir balyanın 200-240 pounddan ağır olmaması lazım ve çoklukla balya başına 3 adam atarlar ve onlar yükü sıra ile ve birbirlerine destek vererek taşırlar-çünkü yanlış bir adımla tehlikeli kayalıklardan düşme riski vardır. Taşıma ücreti hamal başı 60 gömlek veya 60 gömlek ederince keten veya 9 arşın kumaştır ki bunun para karşılığı da 4 rubledir. Tacir veya seyyah Schimmitt’evardığında  oradakiTakaur kabilesi temsilcilerine bedeli ve köprü geçiş ücretini de hiç tartışmadan ve varsa başka talepleri hiç tartışmaya girmeden hepsini  ödemelidir. Bağırtılı pazarlıklardan sonra kabile tatmin olarak ayrılınca (kılavuzu olduğunu sandığım) Ahmed kalacak yer, ve koruma için kabileye ödenen kadar bedel talep etti. Schimmitt’ten birkaç verst aşağıda 2 Ossi muhafızın olduğu küçük  bir gözleme kulesi var. Korkutucu  dar bir yol üzerinde ve sol tarafında dik kayalar ve sağ tarafında derin bir uçurum var. Huzur içinde seyahatine devam etmek ve sonraki kavim Kisti’lerin saldırısına maruz kalmak istemeyenler buraya iki parça keten bırakmalı.  Bu insanların ketenleri paylaşma usulü dikkate değer. Arşın yerine orta parmaklarının ucundan dirseğe kadar ölçerler, bu  şekilde on ölçü birimi bir gömlek veya bir parça kumaş sayılır. Hamallar da aldıklarını aynı şekilde ölçüp, bölüşürler. Takaur kabilesi ailesi de aynı şekilde ölçer ama onlarda kimse kimseye güvenmediğinden yaşlıları ölçtüğü kumaşı küçük parçalara ayırır ve hissesini alan evine gider. Bu kabileden nadiren karşılaştığımız bir Os var, gömleği envai çeşit ketenden dikilmişti. Yolcuların karşılaştığı engeller en kısa zamanda kaldırılmalıdır ve II. Katherina Gürcistan’a giden Kafkasya yolunun düzleştirilmesini emretmişti. Potemkin, Grigoropol ve Vladikafkass yolları Mosdok- Schmmitt arasındaki güvenli yollardır. “

18. asır sonlarında Osetler ve komşu kuzey Kafkas halkları arasında tekstil ürünleri para yerine kullanılıyordu. Reinegg çok parçalı Oset gömleğini onların birbirlerine güvensiz olmalarına bağladı ancak bu davranış onlarda her şeyin eşit paylaşılıyor olması ile alakalı da olabilirdi.

Dipnotu :  25-26 Aralık 1807’de Julius vonKlaprothDaryal geçidinden kuzeye geçerken Stephan-Tzminda’daki karantina evinde kalmak zorunda kaldı. Stephan-Tzminda Osetçe Ssena, Rusça Kasbek denen yerdir çünkü burada Tzobikhani-schvili (Chopikashvili) ailesinden Gürcü asilzade yaşıyordu ve onun ailesi uzun zamandır Kasbek veya Kasibegiünvanını taşımakta ve Chewi(Khevi) bölgesi gelirlerini toplamakta idi. 10 kasım 1811’de FrederikavonFreygangChopikashvili’nin evinde kaldı ve onun hakkında buranın yerlisi ve Rus hizmetinde albay diye yazdı.

Dipnot :V.A  Potto (1899)  Mozdok ve Vladikavkaz kaleleri arasındaki yeni kaleleri  Georgievsk Anlaşması ile 24 Temmuz 1783’de Rus himayesine girerek Gürcistan’ı (Kartli-Kakheti) kuran kral II.Iraklı’nın yeğeni GrigoryAleksandroviçPotemkin-Tavricheskii’nin 1783/4’de  inşa ettirdiğini ve kalenin o sebepten Potemkin anıldığını kaydetti. Potemkin kalesi Terek üstünde, Tatarup (VerkhniiDzhulat) yakınında ve Grigoriopoliskalesi  MalaiaKabarda üstündedir. Potto  1783 yaz ve sonbaharında Potemkin emrinde 800 asker olduğunu nakleder. Potemkin’in inşa ettirdiği kaleden Baddeley de bahseder: yolun kuzey yarısı Osetlerin kontrolünde idi ve yolu kullananlardan vergi alırlardı. Güçlü ve haşin bir kavimdiler. Tatarup stratejik öneme sahipti..

*

Taman yarımadasında 8 veya 9.asıra ait Sogdia   işi bir çömlek-matara bulundu, üstünde sahibinin ismi yazıyordu: Shafnoshak.  Bu matara Kırım Sudak (Sogdaia) ile Sogdia ticaret topluluklarını birbirine bağlıyordu. Burada 6, 7 ve 11. Asırlara tarihlendirilen 500 kadar mühür ve tablet keşfedildi, bir çeşit yerel arşiv. Ticari mühürlerden birisi 696/7 Constantinopollogothetesine (defterdarlık)  ait olup üstünde KyriakosapoHypaton yazıyordu ve bu mühürün benzerlerinden güney Karadeniz kıyılarında da vardı.  721/22’de AnastasiosHonorias, Paflagonia ve Trebizond’a kadar ki Karadeniz’de imperialbalnitor ve kommerkios idi. 

Hermitaj müzesinde 225 ipek sergilenir ve en geniş koleksiyon MoshchevaiaBalka ve Khasaut’tan olup Yerusalimskaia’yagöre  Sogdia atölyesindendirler. Bu ipeklere Zandanij İpeği denir ve ipek ismini  Belçika’dakiNortre Dam koleji şapelinde bulunan bir ipek parçasının üzerindeki etiketten alır. Etikete göre ipek Buhara yakınlarındaki Zandana köyü atölyesi üretimi idi.

Hennin ipek parçası üzerindeki etiketi 7.yüzyıl Sogdia dili olarak tespit etti ve “uzun kanatlar,  Zandanici olarak tercüme edip, Zandanici’den  kastin kumaşın kökeni, Buhara yakınlarındaki Zandana köyü olabileceğini önerdi. Zandaniji etiketli tekstiller hakkında pek çok yazılı kaynak var. Ancak al Narshakhi Buhara Tarihi’nde pamuklulardan bahseder.Henning ile tekstil uzmanı Dorothy Shepherd ipek dokumacılığının erken fazını da oraya bağlamakta sakınca görmedi. Batı Avrupa’daki ipeklerin kaynakları hakkında teknik ve stilistik araştırmalar kuzey Kafkasya mezarlarında bulunan ipekler ile karşılaştırıldığında Zandaniji başlığı altında batı Çin’deki Dunhuang yakınlarındaki Mogao mağaraları ile birlikte Sogdia ipek üreticiliği alt faz ve başlıklara ayrılır ise de detaylandırmada ipekçilik tek merkezden ve tek teknik ve materyal ile ilerlemediğinden hipotezler hata verir ve devamında Belçika’daki şapelde bulunan etiketin zaten Henning’in önerdiği gibi Sogdia dilinde değil ama Arapça olduğu ortaya çıktı.

لعبدالرحمناالمربثمن

وثلثيندينراغيرثلث

Geoffrey Khan aynı yazıtı “Abd al-Rahman, komutan, edindi, otuz sekiz dinara, üçte birinden az,” şeklinde tercüme etti. Yazının kıvrımları ilk kez 8.yüzyıl ortalarında Horasan’da görüldü ve hemen sonra Mısır’da. Khan, 9.yüzyıl yazı karakterlerine bakarak, dâl harfindeki farklılığa dikkat çekti. Buna göre söz konusu ipek Mısır veya Suriye kastedilerek batı Hilafet askeri komutanı Abd al-Rahman tarafından satın alınmıştı. Etikette ipeğin kaynağı söylenmez ve tarih belirtilmez, kaligrafik olmayan bir yazıdır ve muhtemelen Shepherd’in tahmininden biraz daha sonrasına yani %62 olasılıkla, 780-980 aralığına aittir.Sonuçta bu ipeğin Orta Asya’da dokunmuş olup, daha sonra bir şekilde batıda tekrar satışa konmuş olmasını varsaymamak için bir neden olmamakla birlikte ipek kesinlikle yedinci yüzyılda dokunmamıştır.

Ierusalimskaia ve Muthesius haklı olarak kuzeybatı Kafkasya ile Byzantium ve Orta Asya bağlantılarına dikkat çekerler. Hazar Hanlığı’ ile Müslüman Halifelerin ekonomik sistemlerinin bölgede oynadıkları rol, MoshchevaiaBalka, Khasaut ve PodorvannaiaBalka mezarlarında ortaya çıkar. Kuzey-Batı Kafkasya buluntularının durumu bizim tekstil zenginliğini görmemize yardım eder ve örneklerden hareketle Hazar Hanlığı’nın diğer bölgelerinde de benzerlik olacağını tahminine gideriz. Yazılı kaynaklarHazar hanlığının belli miktarlarda tekstil depoladığını ve dağıttığını netleştirir. Bizans ve Çin kaynakları  göçebelerin taşınabilir zenginliklerini doymak bilmez iştahlarına delil olarak sunarken kendi taşınır zenginlikleri hakkında bürokrasi ve idaredeki hayati fonksiyonunu öne çıkarırlar. Yine de göçebe liderlerin perspektifinden baktığımızda da taşınır zenginliklerin idari fonksiyonu bulunmaktadır ve kendi sistemlerindeki karşılığı göze çarpan yeniden dağıtımdır. Ek olarak Hermaj’dasergilenen  Buddist kutsal kitabında suluboya ile renklendirilmiş bir ipek parçasında dağlık bir yerdeki atlı resmedilir,  resmin altında 3 satır Çinçe yazı vardır ve ortografi uzmanlarına göre bu metin 8.asır Tang hanedanlığı bölgesindendir. Metin şu şekilde tercüme edildi:

1.satır : toplam 6.000 buğday

2.satır: dördüncü ayın 14.gününde 2000 feng alındı

3.satır: buğday… 4 fenge et satın alındı.

 

Yerusalimskaia koleksiyondaki buluntuları  Çinli tüccarın kişisel eşyaları olmasını gerektiğini önerdi, o satış ve satın alımlarını dikkatle not etmiş olmalıydı ancak mezar ile Buddist kitabındaki buluntu arasında ilgiyi doğrulayacak bir  delil yoktu. (MoshchevaiaBalka’da Çinli bir keşiş ile genç ve yüksek rütbeli bir Bizans resmi görevlisinin mezarı bulundu. Neden öldükleri ve neden buraya defnedildikleri bilinmiyor ama Yukarı Kuban bölgesinde onlara özenle defnedildikleri bir mezar alanı sağlandığına göre   defnedilenler ile Kuban yerlileri arasında pozitif ilişki vardı ve bölge uzak Asya ile Roma toprakları arasında aktif ilişki trafiği üzerinde idiye yorulur.) Yerusalimskaia ve Muthesius haklı olarak kuzeybatı Kafkasya ve Byzantium ve Orta Asia arasında ilgi kurmaya çalışıyordu ancak Khazar hanlığı ile Müslüman halifeliklerinin ekonomik sistemlerinin MoschevaiaBalka, Khasaut ve PodorvannaiaBalka’daki mezarlıkları şekillendirmede rolünü ihmal etmiş olabilirlerdi. Kuzey-Batı Kafkasya’daki koruma koşulları Khazar kağanlığının diğer bölgeleri için geçerli değildi.  Thomas Allen’e göre göçebe politik sistemleri sadece bölgesel egemenler arasındaki basit ticari anlaşmadan ibaret değildi ama göçebeler arasında bir çeşit devlet formasyonuydu ve kendisini ticaret aracılığı artan değerli metaller, taşlar ve bilhassa iyi kalite kumaşlar tedariki yolu ile tekrar etmekte idi. Kuzeybatı Kafkasya’nın elit sakinleri (alanic, türkik ve circassianvb) 8 ve 9. asırlarda  Khazar egemenliği altında idi ve Khazarlar muhtemelen onlara Bizanslılar gibi  ipek, kemer ve giysiler hediye ediyorlardı.

“897-925’de Armeniankatholikosu olan YovhannēsDrasxanakertc‘i  kendisi dahil Armenian elitlere  Müslüman valilerden, halifelerden ve Bizans imparatorlarından hediye gelen elbiseleri tarif ederken Armenia kralı Smbat’ın da Abhazya kralı Konstantin’e hediye verdiğini not düştü.” (sh 177)

*YovhannesDrasxanakerts’in bahsettiği “Abasgian değil, Egrisi-Vur ülkesinden olan Constantin’dir ve o Constantin tarife göre Naxjewan -Siwnik tarafındandır.904 veya 907’de  “kuzeye doğru” kayınpederi doğu IberialıAtrnerseh’a saldırınca dünürü Smbat’a esir düşüyor ve 4 ay misafir ediliyor. Romalılar bölgeye belki  bir dönem Abasgia dediler  veya demediler-bu kısım bulanık ama dedilerse bile asla modern Abhazya veya kıyı Karadeniz’deki Abasgia’yı kastetmediler.

El-Mesudimüslüman tacirlerin Khazar toprakları, bab al-abwab ve al-Lan’daki faaliyetlerinden bahsederken Alanlar ile komşu Kashakların  (Circassianların) ürettiği keten(kattan)  kumaştan bahseder-yukarıdaki Keşekler;  Talâ denen bu kumaş  komşu İslam ülkelerine ihraç edilmektedir ve birim fiyatı 10 dinardır. Trebizond ve Kashak arasındaki deniz trafiğini de tarif eden Mesudi kadınların Rumi işlemeli beyaz elbiseler giydiğini ve ayrıca siqlat denen bir kumaştan altın işlemeli kumaşları da kullandıklarını söyler.

Altın, gümüş, mücevher, değerli taşlar ve ipek ihracındaki yasaklamalar ve kısıtlamalar Bizans metinlerinde sık sık yer alır ve kısıtlamalar bazen cinsiyet de belirtilerek bireylere de indirilir. 10.yüzyıla ait Eparch kitabında uyarı yer alır :“Kadın bir vatandaş, altın ya da gümüş, mücevher veya değerli taşları satmayı dener ise, derhal KonstantinoplEparch’ına (Prefect) haber verilmeli.”Arkeolojik delillere göre, MoshchevaiaBalka gibi bölgelerde Eparch kitabında yasaklanmış materyal dolaşımı olduğuna güçlü deliller bulunmaktadır. Taraflı kaynaklar kıymetli Bizans kaynaklarının imparatorluk sınırları dışına sızışı hakkındaki imperyal propagandayı yansıtır. Bu kaynaklar köleler olduğu kadar sikke ve paradır da..

 

Devam ediyor..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Bu yazı 3311 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI