bursa escort bayan

Altıparmak Escort Eve Gelen Escort Gemlik Escort Görükle Escort İnegöl Escort Karacabey Escort Kumla Escort Masöz Escort Mudanya Escort Nilüfer Escort Osmangazi Escort Otele Gelen Escort Rus Escort Sınırsız Escort Travesti Escort Ukraynalı Bayan Escort Yıldırım Escort
altıparmak escort çarşamba escort eve gelen escort gemlik escort görükle escort gürsu escort heykel escort inegöl escort iznik escort karacabey escort kestel escort masöz escort mudanya escort mustafakemalpaşa escort nilüfer escort orhangazi escort osmangazi escort otele gelen escort rus escort sınırsız escort üniversiteli escort whatsapp escort yıldırım escort
adalar escort adana escort anadolu yakası escort ankara escort antalya escort arnavutköy escort ataşehir escort avcılar escort avrupa yakası escort aydın escort bağcılar escort bahçelievler escort bakırköy escort balıkesir escort başakşehir escort bayrampaşa escort beşiktaş escort beylikdüzü escort beyoğlu escort bodrum escort bursa escort büyükçekmece escort çanakkale escort çatalca escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort esenler escort esenyurt escort eyüp escort fatih escort gaziantep escort gaziosmanpaşa escort güngören escort istanbul escort izmir escort kadıköy escort kağıthane escort kartal escort kocaeli escort konya escort küçükçekmece escort kuşadası escort malatya escort maltepe escort marmaris escort mersin escort muğla escort pendik escort rus escort sakarya escort sancaktepe escort sarıyer escort şile escort silivri escort şişli escort sultanbeyli escort tuzla escort ümraniye escort üsküdar escort yalova escort
Bugun...


Aşba R.Cengiz Koç

facebook-paylas
İlm-i siyaset
Tarih: 01-06-2018 14:23:00 Güncelleme: 01-06-2018 14:23:00


İlm-i siyaset

 

Bundan yıllar önce, yirmili yaşlarımızın başında, devlete karşı işlediğimiz bir suç isnadıyla zorunlu ikamette tutulduğumuz bir dönemde tanışmıştım rahmetli N.İmre amcayla. Amca diyorum çünkü aramızda en az kırk yaş fark vardı.

 

Derin bir hukuk bilgisi vardı. Tüm herkese yardım eder, itiraz dilekçeleri yazar, bilabedel hukuk danışmanlığı yapardı. Yazılarını Arapça yazar sonra Türkçeye çevirirdi. O dönemde şehirdeki tüm hâkim ve savcılar onu tanırdı. Yaklaşık ondört ay kırk metrekarelik bir alanda bulunmak zorunda kalmıştık. Bendeki hatıraları yaşamım boyunca canlılığını koruyacak, ruhu şad olsun.

 

Tabii biz gençliğimizin getirdiği enerji ve asilikle o daracık alanda da yapabildiğimiz her şeyi yapmaya, inandığımız uğurda mücadelemizi sürdürmeye gayret ediyorduk.

 

Bu nedenle ciddi badireler atlattığımız zamanlar çoktu. Bu durum N.İmre amcanın çok canını sıkıyor, daha itidalli ve akılcı davranmamız gerektiğini sürekli yineleyip duruyordu.

 

Bir gün yine idareyle bir didişmemizden sonra beni yanına çağırıp aşağıdaki "Kıssadan Hisseyi" anlatmıştı.

 

"Zamanın birinde Anadolu’daki bir medresede geçiyordu olay. Yıllarca burada eğitim gören bir öğrenci artık olgunlaştığını, burada daha öğrenecek bir şeyi olmadığını öne sürerek şeyhinin karşısına çıkıyor ve;

 

-Ey şeyhim şu kadar yıldır burada eğitim aldım, artık "oldum" izin verin öğrendiklerimi halkla paylaşayım, eğitimimin amacına uygun olarak, onları irşad edeyim, icazetinizi istiyorum der.

 

Şeyh;

 

-Evladım evet bu kadar yıldır buradasın lakin henüz öğrenmen gereken bir şeyler vardır, bir süre daha sabret onları da öğren der.

 

Fakat genç öğrenci öğrendiklerinin yeterli olduğunu, başkaca burada öğrenebileceği bir şey kalmadığını söyleyerek ısrarcı olunca şeyhi izin verir ve bizim genç aydın yollara revan olur.

 

Bir Cuma günü Anadolu’da bir köye yolu düşer. Camiye girer ve alaylı bir cami hocasının vaazını dinlemeye başlar. Ancak hocanın vaazı öyle çarpıtmalarla, yanlış ifadelerle, uydurmalarla, hurafelerle doludur ki, bir süre bunları dinleyen genç alim sonunda dayanamayarak ayağa fırlar ve:

 

-Ey cemaat bu hocanızın söyledikleri külliyen yalan, hurafe dolu bunların doğruları şunlar, şunlardır deyince,

 

Hoca;

 

-Ey cemaat bu gördüğünüz kişi münafıktır, aramıza fitne sokmaya gelmiştir, acımayın, deyince köylüler tarafından "Mükellef" bir meydan dayağı ile ödüllendirilmiş.

Genç aydın bu "Deneyimle" süklüm, püklüm medreseye geri döner, şeyhinin karşısına çıkar.

 

Şeyh öğrencisinin bu pejmürde halini görünce sorar;

 

-Ne oldu evladım sana?

 

Öğrenci başından geçenleri anlatır.

 

Şeyh;

 

-Evladım ben sana söylemiştim, henüz öğreneceğin bir şeyler vardır, bir süre daha kal, sen bugüne kadar dini, ilmi, tabii bilimleri öğrendin ancak öyle bir ilim var ki tüm bu öğrendiklerinin önünde ve üstünde, o ilim ilm-i siyasettir, şimdi onu öğrenme vaktidir der.

 

Bir süre daha medresede eğitim gören genç alim, sonunda şeyhinin olurunu alarak medreseden ayrılır ve bir Cuma gününe denk getirerek aynı köye gider ve hocanın vaazını tekrar dinlemeye başlar. Cahil hoca tabii yine bildiğini okumakta, yalan yanlış bildikleriyle halkın beynini doldurmaktadır.

 

Bir an bizim genç alim ayağa kalkar ve cemaate dönerek;

 

-Ey cemaat bu gördüğünüz hoca öyle ermiş, öyle yüce, öyle güzide bir insandır ki, onun saçından sakalından bir kıl koparan cennetliktir der.

 

Bunu duyan ahali saçından sakalından bir kıl koparabilmek için hocaya hücum ederler ve onu "hal" ederler.

 

İşte siyaset böyle bir şeydir. Sorunları halletmenin birçok yolu, yöntemi vardır, önemli olan "İlm-i siyaset"le davranabilmektir derdi, rahmetli N.İmre amca.

 

Bir şeylerin gerekliliği onu doğru veya meşru yapmaz. Bizler Kafkas kökenli olarak, doğruluğu, dürüstlüğü, mertliği, haklıdan yana, doğrudan yana olmayı şiar edinmiş bir toplum olarak ve adını, namını yukarıda saydığım bu meziyetlerden alanlar olarak, gelin siyaseti siyasetçilere bırakalım. Onları bilelim, gardımızı ona göre alalım. Bizim önceliğimiz siyaset yapmak, siyasete öykünmek değil, artık dumura uğramış, hatta bu yukarıda saydığım hasletleri yaşamak ve yaşatmak olmalı, zor olan bu bence.

 

Kıssadan hisse, anlayana.

 

Saygı ve sevgilerimle.

 

R.Cengiz Koç Aşba

01.06.2018

Bursa

 

 



Bu yazı 5822 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI