Canlı bir varlık olarak insanoğlunun gezegenimizdeki serüveni;diğer biyolojik varlıklardan epey sonraları başlamıştı.Bu başlangıçtan günümüze kadar sayıları milyarlarla ifade edilebilecek nicelikte insan gelip geçmiştir.Bu nicelikteki insan varlığından ancak birkaç bin kadarı "insanlığın ortak belleğinde yer edinebilme " onuruna sahip olabilmiştir.Bilim ,sanat,edebiyat,barış, siyaset ve düşünce dünyasına yaptıkları katkılardan dolayı insanlığın ve halkların kaderini olumlu yönde değiştirmişlerdir.Bu nitelikli insanların ortak paydası; İNSANLIK ONURUNU VE DEĞERLERİNİ her ne pahasına olursa olsun cesaretle savunmak ve korumaktır.İnsanoğlunun vardığı bugünkü uygarlık düzeyi bu nitelikli insanların sayesindedir.

Bundan üç yıl önce aramızdan ayrılan merhum Vladislav Grigor-ipa ARDZINBA da nitelikleri ile tüm dünyadaki Abhazlar'ın ve kardeş Kuzey Kafkas Halkları'nın kalbinde yerini almıştır.Kuzey Kafkas Halkları, tarihte bir çok değerli insan yetiştirmiştir.Ancak ,bizim kuşakların tanıklık ettiği 20.yy sonlarındaki tarihi ve siyasi olayları iyi analiz ettiğimizde

merhumun kalbimizde ve ortak belleğimizde yer edinmesinin haklı nedenleri daha iyi anlaşılabilir.

Yaşamı boyunca barışı ve halkların kardeşliğini savunuyordu.Barışı savunan bir insan olarak,meşru savunma dışında tüm savaşların haksız,kirli ve insanlık suçu olduğunu söyleyip daima yaşamı yüceltirdi,1992 yılı Ağustos ayındaki Gürcistan'ın silahsız ve savunmasız sivil Abhaz Halkı'na saldıracağını önceden sezmişti.Savaşı önleyebilmek için Türkiye'ye gelerek dönemin "Başbakanı'ndan" arabuluculuk talebinde bulunmuş,ancak bu talebi karşılık görmemişti...Bunun üzerine söylediği şu sözler tarihe not olarak düşmüştü"Abhaz Halkı tarihte ,hiçbir zaman savaşmaktan çekinmemiştir.Tarihi boyunca da girdiği tüm savaşlardan onurunu koruyarak çıkmıştır.Anlaşılıyor ki,savaş kaçınılmaz olacak.Zafer de bizim olacak.Bundan eminim.Ancak,en değerli evlatlarımızı kaybedeceğiz." Bu sözleri aynen gerçekleşmişti.Bu sözleri tereddüt etmeden söyleyebilmesi,önderlik ettiği halkının hasletlerini çok iyi bilmesinden kaynaklanıyordu.

Barışa inanmış bir insan olan Ardzınba "meşru savunma" zorunda bırakılınca ne denli cesur bir şahin olabileceğini de dosta düşmana göstermekte hiç tereddüt etmemişti.Halkı ile kaynaşmış,onların değer ve yeteneklerini çok iyi bilen bir kişilik olarak,daima tevazu içinde yaşamış,halkının sevgisini,saygısını ve güvenini kazanmıştı.Bu sevgi,saygı ve güven kendisine büyük bir sorumluluk yüklemiş,aynı zamanda kendine olan özgüvenini de arttırmıştır.Bağımsızlığa giden yolun kısa sürede katedilmesi de bu sayede olmuştur.Savaş sırasında halkın zaman zaman karamsarlığa düştüğü anlar olmuşsa da,halkına herşeyi açıklıkla anlatıp bilgece telkinleri ile halkın karamsarlığını ,kararlılığa çevirmesini bildi.

Akademisyen-Tarihçi Ardzınba devlet adamı ve siyasetçiliğinin yanında askeri strateji ve taktik konularında da ,merhum Kabardey General Sultan SASNALİEV'i şaşırtacak düzeyde bilgi derinliği olan bir kişilikti.Sovyetler Birliği'nin dağılması ile ortaya çıkan bağımsız devletlerin çoğundaki siyasi istikrarsızlık ve tek adam yönetimlerini göz önünde bulundurduğumuzda,onun demokrasiye olan inancını görmemek mümkün mü?Bugün Abhazya'da var olan siyasi istikrar ve demokratik işleyiş,en başta Abhaz Halkı ve onların ölümsüz ulusal önderi Vladislav Grigor-ipa ARDZINBA'nın eseridir.

Siyasi deneyimi, analitik düşünme yeteneği ile uluslararası müzakerelerde değme diplomatlara kök söktürecek düzeyde derinliğe sahip bir devlet adamı olarak,Abhazya'nın savunduğu temel tezler onun riyasetinde oluşturulmuştur.Müzakereler sırasında Diaspora'nın önemini fark edip,onunla elinin daha da güçlü olacağını bilerek,ilişkilerin daha ciddi bir şekilde yürütülebilmesi için,DEVLET GERİ DÖNÜŞ KOMİTESİ KURUMU'NU  oluşturmuştur.Bu da,onun Diaspora'ya verdiği önemin kanıtıdır.Ayrıca, Diaspora'da yaşayan bütün ABHAZ-ABAZA ve UBIHLAR'ın Abhazya vatandaşı olmalarını,anayasal bir prensip olarak güvenceye aldırması,merhumun Diaspora'ya olan sevgi ve güveninin teyididir.Devlet Başkanlığı sırasında,siyasi muhaliflerinin maksadını aşan muhalefetleri,Diaspora mensubu kimi insanların tahammül sınırlarını zorlayan "JAKOBEN"ce telkinleri karşısında bile nezaketini koruyarak onları dinleyip diplomatça yanıtlar verebilme erdemliliğini gösterebilmiş örnek bir şahsiyetti.

Ardzınba, ABHAZYA'nın geleceği olan çocukların çağın gerektirdiği bilgi donanımına sahip olmaları için okullaşmaya çok önem vererek,devletin kıt olan kaynaklarından daha çok payı eğitime tahsis ettirdi.Yeni Abhaz Alfabesi'nin önsözündeki veciz sözleri çocuklara olan sevgi ve güveninin yansımasıdır.Bugün ABHAZ-ABAZALAR dünyanı elliden fazla ülkesinde yaşamaktadırlar.Abhaz-Abaza kimliklerini gururla taşıyan bu insanlar,Ulusal-Kültürel değerlerini onurla yaşatmaya çaba gösteriyorlarsa,bu bilinç merhum Vladislav Grigor-ipa ARDZINBA sayesindedir.

Ölümünün üçüncü yılında ona olan sevgi,saygı ve güvenimizi,onun anılarını ve ilkelerini rehber bilerek sonsuza kadar yaşatmak birincil görevimizdir. Ruhun şad olsun BİLGE DEVLET ADAMI!